Sadece finansal hizmetlerle yetinmedi
Türkiye İş Bankası’nın uzun yıllar Beyoğlu şubesi olarak hizmet veren, korunması gerekli kültür varlığı tescili bulunan tarihi binası, ‘Resim Heykel Müzesi’ne dönüştürüldü.
Müze, 29 Ekim’de kapılarını sanatseverlere açtı. Törende konuşan İş Bankası Yönetim Kurulu Başkanı Adnan Bali, “Cumhuriyetin bir yaş küçük kardeşi diye tabir ettiğimiz Türkiye İş Bankası, böyle anlamlı bir dönemde Resim Heykel Müzesini ülkemize armağan ediyor. Kıymetli bir hafızayı, kültür mirasını geleceğe bırakıyor” dedi.
TOPLUMSAL GELİŞMENİN TEMELİ
Türkiye’nin sadece ekonomik gelişmesiyle ilgili sorumluluklar üstlenmediklerinin altını çizen Bali, şöyle devam etti: “Gelişmeyi toplumsal gelişme olarak gördüğümüz için inisiyatif almakta tereddüt etmiyoruz. Kültür-sanatta, eğitimde, sporda, çevre ve bilim alanında ülkemize, toplumumuza, gençlere değer katacak işleri içselleştirerek, mutluluğunu yaşayarak, sonraki nesillerin ‘iyi ki yapmışlar, iyi ki hayata geçirmişler’ diye anacakları samimiyette yapıyoruz.”
EN ÖZELI, EN KALICISI...
İş Bankası Genel Müdürü Hakan Aran da konuşmasında şunları söyledi: “Atatürk’ün bir asır önce bizlere ışık tutan ‘bir millet ki resim yapmaz, bir millet ki heykel yapmaz, bir millet ki fennin gerektirdiği şeyleri yapmaz itiraf etmeli ki o milletin ilerleme yolunda yeri yoktur’ söylemiyle başlayan 100 yıllık yolculuğumuzun önemli bir dönüm noktasındayız. Bir Cumhuriyet Kurumu olarak Cumhuriyetimizin 100. yılında pek çok proje gerçekleştirdik. Hepsi çok anlamlı, hepsi çok değerli ama Türkiye İş Bankası Resim Heykel Müzesi bu projeler içinde en özeli, en kalıcısı. Ne mutlu bize ki Müzemiz, Cumhuriyetimizle aynı doğum gününü paylaşacak, sergileri, atölyeleri, etkinlikleriyle kültür-sanat dünyamıza önemli katkılar sunacak.”
2700 ESERLİK EFSANE KOLEKSİYON
Osman Hamdi Bey’den Şeker Ahmet Paşa’ya, Hoca Ali Rıza’dan İbrahim Çallı’ya kadar pek çok sanatçının 2700 civarında eserinin bulunduğu Türkiye İş Bankası Sanat Eserleri Koleksiyonu, Türkiye’nin en geniş ve en zengin özel koleksiyonlarından biri olarak biliniyor. Müzenin kurucu küratörlüğünü mimar, sanat tarihçisi ve yazar Prof. Dr. Gül İrepoğlu üstlendi. Müze binasında, temelinde yer alan 2 adet deprem sensörü aracılığıyla düzenli olarak yer hareketi takibi yapılıyor.