Sahte parfüme dikkat!
Son dönemde orijinal parfüm ürünlerinin fiyatındaki artış ucuz ürünlere ilgiyi artırdı. Ancak piyasada açıkta satılan merdiven altı diye tabir edilen denetimsiz üretim de çok fazla. Bu ürünler hem sağlığımıza hem de ekonomiye büyük zararlar veriyor.
HÜLYA ÇAYLAK
Kozmetik pazarındaki büyümeyle birlikte küresel parfüm ve koku pazarının önümüzdeki yıllarda bu büyümeden önemli pay alması bekleniyor. 2023’ü 48 milyar dolarla kapatan küresel parfüm pazarının 2030’a kadar 69 milyar dolara çıkacağı ve tahmin dönemi boyunca yüzde 5.36’lık bir büyüme sergileyeceği öngörülüyor. Türkiye’de ise 2023’te parfüm sektörünün büyüklüğü 9 milyar TL civarında gerçekleşti. Parfüm pazarı büyürken, piyasada sahte parfümler de artıyor. Ancak bu durum bazı problemleri de beraberinde getiriyor.
DERİ HASTALIKLARI RİSKİ
Güzel kokmak herkes için önemli olsa da parfümlerde kullanılan kimyasallar, hem insanlara hem de çevreye zarar veriyor. Campaign for Safe Cosmetics (Güvenli Kozmetik Kampanyası) kapsamında gerçekleştirilen bir araştırma da dünyanın en çok kullanılan 17 kokusunda 38 gizli kimyasalın bulunduğunu ortaya koydu. Bu kimyasalların arasında ise hormonal bozukluğa ve alerjik reaksiyona neden olan maddeler yer alıyor. Bu nedenle güvenilir mağazalardan parfüm alınması gerektiğini söyleyen uzmanlar, çok düşük fiyatlı ürünler alınmaması gerektiğini konusunda uyarıda bulunuyor.
SAĞLIK BAKANLIĞI ONAYI ŞART
Sahte parfümler dışında tüketicilerin kafasında bir yandan da açık yani doldurma parfümlerle de ilgili soru işaretleri bulunuyor. Aslında açık ya da doldurma parfüm, ünlü markaların tanınmış modellerinin, belirli işlemler ile benzer şeklinin üretilip uygun fiyata alıcılara sunulması amacıyla oluşturulan bir üründür. Yani parfüm bayileri kokuları ve içerisinde yer alan hammaddeleri kullanılarak parfümlerin muadillerini üretirler. Bu ürünlerde de gerekli kalite standartları korunmak zorunda. Yani bu ürünleri üreten markalar Sağlık Bakanlığı onayına sahip olmalı. Ancak elbette kötü niyetli kişiler bu durumu kullanıp, merdiven altı üretimlerle halk sağlığını tehlikeye atabiliyor.
FİYATLAR YÜZDE 90 ARTTI
Sahte ürünlerin cilde ve gözlere ciddi zararlar verebildiğini belirten Loris Parfüm Pazarlama ve Kurumsal İletişim Müdürü Pınar Demir de “Enflasyondaki artış parfüm fiyatlarına da yansıdı. Artık yılda 3-4 defa zamlar oluyor. Parfüm sektöründe de fiyatlar geçen yıla oranla yüzde 90 yükseldi. Bu durum bazı vatandaşları sahte ürünlere yönlendirdi” dedi. Bir diğer seçenekten de bahseden Demir, “Piyasada bir de doldurma parfümler var. Bunlar, aslında ünlü markanın muadilidir. Aslında orijinal denilemez. Ama doldurma ürün satan markaların kendine özel orjinal kokuları mevcut" diye belirtti.
ALIŞVERİŞ ARALIĞI 3-6 AY
Türkiye’de kadın ve erkeklerin tercih ettiği kokular hakkında da bilgi veren Demir, şöyle devam etti: “Erkekler son zamanlarda odunsu esansları tercih ediyor. Kadınlarda ise çiçeksi ve tatlı oryantal kokular her zaman ön planda. Ancak Türk insanında sorulduğunda genel olarak “Fresh” yani “taze” deme yanılgısı var. Çok tatlı bir kokuya bile fresh diyebiliyorlar. Kadınların genelde yaz, kış, gece ve gündüz olarak 4 farklı parfüm seçeneği var. Ancak bunu 2’de bırakanlar da mevcut. Daha detaycı olanlar özel gün, spor vs. gibi de ayrıştırıyorlar. Parfüm alışveriş aralığı ise ortalama 3-6 ay.”
Parfüm fiyatları markaya göre değişmekle birlikte 200 ml lüks bir markanın parfümü ortalama 10 bin TL’ye alınabiliyor. Daha ulaşılabilir markalarda ise fiyatlar 2 bin 500 ile 6 bin lira arasında değişiyor.
UZUN SÜRE MARUZ KALIYOR
Konuyla ilgili açıklama yapan Medicana Ataköy Hastanesi Dermatoloji Uzmanı Doç. Dr. Aslı Tatlıparmak, “Sahte parfümlerle ilgili deri hastalıkları riskini 2 ana başlıkta inceleyebiliriz. Fototoksik reaksiyonlar ve deri kanseri riskinde artış. Güneşle temas eden bazı parfümler, toksik reaksiyonlarla sonuçlanabilen bir etkileşime neden olabilir. Bu durumda, deride renk değişiklikleri meydana gelir, koyulaşma ile kahverengi lekeler oluşabilir. Paraben, ağır metaller ve petrol ürünleri içeren ürünlerin vücuda uzun süre maruz kalmasının hücrelerin kansere dönüşümünü kolaylaştırdığı biliniyor” dedi
1995’TEN BERİ SATILABİLİYOR
Türkiye’de 1995’ten itibaren açık parfüm satışına başlandığını hatırlatan L’Occitane Türkiye Genel Müdürü Pınar Akçam da “Son dönemlerde neredeyse her köşe başında açık parfüm satan büfelere rastlanabiliyor. Açıkta satılan bu tür parfümler ciltte alerjiden, lekelenmeye kadar onlarca soruna neden olabilir. Açık parfümlerde kimyasal madde oranı çok daha fazla. Bu ürünler deride çok büyük hasar bırakabilir. Özellikle yanma, kızarıklık, şişlik, yanık gibi etkiler meydana getirebiliyor. Uzun dönem kullanıldığında özellikle boyun ve yüz bölgelerinde kalıcı lekelenmelere yol açabilir” diye konuştu.