Ekmek parası için gece gündüz demeden çalışan gündelikçi kadınlara bir dokunduk bin ah işittik. Dertleri büyük. Özellikle şu pandemi döneminde sıkıntıları daha da artmış. Evlerde her işi yapmalarına rağmen ‘işçi’ statüsünde sayılmamaktan da şikayetçi olan gündelikçi kadınlar, İş Kanunu’nda yer almayan meslekleri nedeniyle sigortalarının yapılmadığını ve kayıt dışı çalıştırıldıklarını belirterek ‘İşimizin adı konsun’ diyor. Hülya ÇAYLAK-POSTA
Türkiye’de çalışan kadınların oranı arttıkça, eve temizliğe giden ev işçilerinde (gündelikçiler) de artış yaşandı. Sayıları neredeyse 2 milyonu bulan ev işçileri, tüm dünyada olduğu gibi Türkiye’de de en güvencesiz çalışan grupları arasında. Bunun en önemli nedenlerinden biri ev işçiliğinin İş Kanunu’nda yer almaması. Yani ev işçiliğinin bir meslek olarak görülmemesi. Bu durum hem bir meslek tanımının oluşmasını hem de gündelikçilerin, işçilere verilen haklardan faydalanmasını engelliyor.
10 gün koşulu var
İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu da benzer şekilde ev işçilerinin kapsam dışında tutuldukları yasal düzenlemeler arasında. Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu ise ev işçilerini koşullu olarak kapsıyor. Buna göre; aynı işveren yanında bir ay içerisinde 10 günden az çalışan ev işçileri için işverenin iş kazası ve meslek hastalığı sigortası haricinde sigorta primi ödeme yükümlülüğü yok. Bu durum da ev işçilerinin sigortasız çalıştırılmasına olanak tanıyor.
Çoğu sigortasız
Tam da bu nedenle gündelikçilerin en çok karşılaştığı sorunların başında kayıtdışı ve sigortasız çalışma geliyor. Pandemi döneminde de düzensiz işlerde çalışan ev işçileri, en fazla gelir kaybına uğrayan grupların başında. Üstelik kayıtdışı ve sigortasız oldukları için devlet tarafından sağlanan işsizlik veya Kısa Çalışma Ödeneği gibi desteklerden de faydalanamıyor. Çalışmaya devam edenler ise daha fazla iş yükü, uzun mesai ve daha az ücretle çalışmaya mecbur bırakılıyor.
Asgari ücretten az
Konuyla ilgili bilgi veren Ev İşçileri Dayanışma Sendikası (Evid-Sen) Başkanı Gülhan Benli, gündelikçilerin her türlü işi yaptığını ancak hak ettiği ücreti alamadığını vurguluyor. Çoğu kişinin asgari ücretin altında çalıştığını belirten Benli, “Türkiye’de bir evi temizlemek için ortalama 150 ile 250 lira arasında ücret ödeniyor. Aslında metrekare hesabı yapılması gerekiyor ama hiçbir işveren buna yanaşmıyor” diye konuştu.
2.39 lirayı esirgemeyin!
Bu yılki asgari ücret bir günlük 119.25 lira, aylık brüt 3.577 lira olarak belirlenmişti. Bu durum, temizlikçilerin SGK prim ödemelerini de etkiledi. Buna göre; ayda 10 gün sigortalı temizlikçi çalıştıranlar, temizlikçileri için 447.20 lira SGK primi ödeyecek. Ayda 10 günden az çalıştırılanlar ise sadece iş kazası ve meslek hastalığı açısından sigortalı sayılıyor. Buna göre; ayda 1 gün sigortalı temizlikçi çalıştıranlar 2.39 lira prim ödeyecek. Sigortalılar isterse emeklilik ve genel sağlık sigortası primini kendileri ödeyebiliyor. Buna göre; aynı işverenin yanında 10 günden az sigortalı çalışanların kendi ödeyecekleri malullük, yaşlılık ve ölüm sigortası ile Genel Sağlık Sigortası primi ise en az 1.162 lirayı buluyor. Kazanca göre bu tutar yüksek bulunuyor.
İşimizin adı yok
Aşçı mıyım, uşak mı?
22 yıldır evlere temizliğe giden Gül Korkutan, ev işçilerinin bir meslek tanımı olmadığı için çok zorlandıklarını söyledi. İşverenin bir evdeki her işi kendilerine yıktığını belirten Korkutan, “Ev hayvanlarının bakımını bile bize bırakan var. Ya da yemek yaptırıp o yemeği servis etmemizi bekleyen de. Yani ben aşçı mıyım, uşak mıyım? Her biri bir meslek ama hepsini biz yapıyoruz. Hiçbir işi ekstra olarak görmüyorlar. Bizler de işimizi kaybetmek istemediğimiz için sesimizi çıkarmıyoruz” dedi.
Bitmeden çıkamıyoruz
Ev işçilerinin de belirli saatlerinin olması gerektiğini söyleyen Korkutan, “Örneğin sabah 9-akşam 5 gibi bir mesai saatimiz olmalı. Oysa çoğu arkadaşımız 7’den 8’den önce işini bitiremiyor. Üstelik bizim işimizde mola bile yok. Sonuçta bütün işleri biz yapacağımız için yemeğimizi bile hızlı hızlı yiyip işe devam etmek zorunda kalıyoruz. Çünkü o günkü işi bitirmeden evden çıkamayız” diye konuştu.
1 gün bile olsa...
Ev işçilerinin en büyük probleminin ise 10 günden az çalışanlara sigorta yapılmaması olduğunu söyleyen Korkutan, “Bizler 1 gün de çalışsak sigortalı olalım istiyoruz. Çünkü normal koşullarda insanlar evlerine haftada 1 kez temizlikçi alıyor. Bu da ayda 4 gün yapıyor. Böyle olunca emekli olmak mümkün olmuyor” dedi. Korkutan ayrıca genelde sigortanın düşük ücretten gösterilerek yatırıldığını da ekledi.
2 gün bedavadan
Sigortası yatsın diye maaş almayan işçilerin bile olduğunu anlatan Korkutan, şöyle konuştu:
“Bazı işverenler sigorta ödemek istemiyor. Böyle olunca ev işine giden kişi, ayda 10 gün temizliğe gittiği evden 8 günlük maaş alıyor. İşverenine de kalan 2 günlük maaşını sigortaya yatırmasını istiyor. Yani 2 günlük çalışması için maaş almıyor. Böylece çalışan kişi kendi parasından kesip sigortasını yatırmış oluyor.”
Pazar parası olsun diye
Ücretsiz çalıştım
Mesleğe çocukları küçükken, pazar parasını çıkarmak için başlayan ve 17 yıldır çalışan Gülbay Adıyaman, “İşimizin bir sınırı yok. Örneğin bir Ramazan gününde, iftar yemeğini hazırlayıp servis yaptıktan sonra sahura kadar kaldığım oldu” dedi. Sigorta konusunda ise işverenlerin çekincelerinden bahseden Adıyaman, “Çoğu işveren ‘seni sigortalı yapacağım ama başka evlerde de çalışıyorsun. O evlerde bir sorun olursa, bu sorumluluğu alamam’ diyor. Bu nedenle bir dönem para almadan sigortam yatsın diye çalıştım” dedi.
Geliri yüzde 50 azaldı
Normalde gündelikçilerin iş bulmasının kolay olduğunu belirten Adıyaman, şunları söyledi:
“İnsanlar size ve yaptığınız işe güvendiğinde çok fazla talep oluyor. Ama pandemide işlerimiz çok azaldı. Bundan 1 sene önce 7 gün çalışıyordum. Pandemiden sonra 4-5 ay işsiz kaldım ve yardım alamadım. Ailem destek oldu. Kiramı ise daha önce çalıştığım yerlerden avans alarak ödedim. Şu an yaklaşık asgari ücret kadar bir gelirim var. 1 sene önce neredeyse 6 bin lira kazanıyordum. Yani yüzde 50’den fazla gelir kaybı yaşadım.”
- Yürek yakan kareler! Helikopter kazasında hayatını kaybedenlere veda
- Milli judocu Emre Yazgan'a acı veda! İkizi tabutun başından ayrılmadı
- Narin Güran cinayetinde yeni deliller! İkinci duruşmaya sayılı gün kaldı
- Okul bahçesinden düşüp beyin kanaması geçirdi! Acılı anne: Çocuğumu ölüme terk etmişler
- TBMM Başkanı Kurtulmuş: Yeni bir dünya sistemi inşa edilmeli