Uzman isim esnek çalışmada kritik noktaya dikkat çekti! Hak kaybı olacak mı? İşte cevabı
Koronavirüs pandemisi ile tüm dünyada yaygınlaşan esnek çalışma saatleri ve uzaktan çalışma, ülkemizde de pek çok şirket tarafından tercih ediliyor. Esnek çalışma modelinin kamu kurumlarına da uygulanması gündeme geldi. İş ve Sosyal Güvenlik Uzmanı Musa Çakmakçı, gündemdeki esnek çalışma modelinin hayatımıza katacaklarını değerlendirirken problem yaşanabilecek noktalara da parmak bastı.
ÖMER FARUK EKİNCİ / POSTA.COM.TR | Yeniden yapılanan kamu personel rejimine 'esnek çalışma sistemi'nin de gelmesi bekleniyor. Böylece memurların değişik zaman dilimlerinde daha esnek saatlerde çalışabilmelerinin önü de açılacak.
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı'nın yürüttüğü yeni nesil çalışma modelleriyle ilgili uygulamanın kamuda da yer alması gündemde. Böylece sadece özel sektör değil kamu personeli de yeni model çalışma sistemlerinden ve özellikle esnek çalışma modelinden yararlanacak. Söz konusu esnek çalışma sisteminin uygulanmasıyla ilgili yönetmelik taslağı da hazırlandı.
Yatırım Ortamını İyileştirme Kurulu’nda (YOİKK) görüşülen esnek çalışmayla ilgili düzenleme netleşmeye başladı gelen bilgilere göre, esnek çalışma sistemi ile çalışma saatlerinin azaltılması ve belirli süreli iş sözleşmesinin kolaylaştırılması olacağı öngörülüyor.
Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz’ın başkanlığında 13 Ağustos’ta özel sektör ve kamunun katılımıyla yapılan YOİKK toplantısı sonrası yapılan açıklamada, “Uzaktan, kısmi ve geçici süreli çalışma ile platform çalışması gibi yeni nesil esnek çalışma modellerine dair mevzuat değişikliği ihtiyaçlarının iş dünyası gerekleri ve iş-özel yaşam dengesi gözetilerek belirlenmesi eylemiyle ilgili önemli ilerlemelerin kaydedildiği dile getirilmiştir” denilmişti.
'İŞ KANUNUMUZDA MEVCUT'
Konu ile ilgili Posta.com.tr’ye açıklamalarda bulunan İş ve Sosyal Güvenlik Uzmanı Musa Çakmakçı, esnek çalışma modelini şu şekilde anlattı:
Esnek çalışma modeli; haftalık tamamlanması gereken çalışma süresinin işveren tarafından tek taraflı belirlenen belli bir zaman dilimine bağlı kalmak yerine, çalışma saatlerinin işçi tarafından daha verimli saatler veya iş-özel yaşam dengesini ayarlayacak şekilde belirlediği bir çalışma modelidir. Örneğin haftalık çalışma gün sayısının 5 gün, çalışma süresinin de 40 saat olduğu bir işyerinde işçi işin gereklilikleri uygun olduğu takdirde bu süreleri yine günlük azami çalışma süresini dikkate alarak 4 günde tamamlayabilecektir. Uygulamada iki tür esnek çalışma modeli ile karşılaşmaktayız. Birincisi ve en çok tercih edilen işveren tarafından haftanın belli günlerinde veya her iş gününde sabit çalışma saatleri ve zaman dilimi bulunması, geriye kalan çalışma süresinin işçi tarafından dilediği vakit haftalık çalışma süresinin doldurulması. Bir diğer ise işçinin haftalık çalışma süresini dilediği vakit doldurabileceği daha geniş özgürlükçü bir model.
Esnek çalışma modelinin mevcut İş Kanunu içerisinde de yer aldığının altını çizen Çakmakçı, yurt dışında oldukça sıkça rastlanan bu uygulamanın ülkemizde de özellikle pandemi ve sonrası dönemde tercih edilmeye başladığını söyledi.
Öte yandan Çakmakçı, esnek çalışma modelinin her sektör ve iş yerine de uygun olmadığını belirterek şu ifadeleri kullandı:
Üretimin ağırlıklı olduğu, mavi yaka iş gücünün çoğunlukta olduğu işyerlerinde esnek çalışma modelinin her bölüm için uygulanamayacağı aşikardır. İş Kanunumuzda bağımlı çalışan herkes işçi kavramında yer almakta olup esnek çalışma modeli sektörel ve hatta departman özelinde değerlendirilmesi gereken bir model olacaktır.
KAMU İÇİN HAZIRLIKLAR BAŞLADI
Çakmakçı, kamuda esnek çalışma modeli yönetmeliği için hazırlıkların başladığının altını çizerek, “Bakanlık tarafından hazırlanan taslağına göre, memurlar esnek çalışma saatlerinden yararlanabilecek. Bu düzenleme, sadece özel sektörde değil, kamuda da esnek çalışma saat uygulamalarının devreye girmesini sağlıyor” dedi.
Hazırlanan Taslakla esnek çalışma modelinin birçok açıdan faydalı olacağı belirtiliyor;
- Özel sektör ve Devlet Memurların iş-yaşam dengesini iyileştirmek.
- İşe bağlılık, sorumluluk bilinci ve verimliliği artırmak.
- İşe geliş-gidişte zaman kaybını önlemek.
- Trafik sıkışıklığını azaltmak.
- Hasta, çocuk, engelli ve yaşlı bakım sorumluluklarını kolaylaştırmak.
- İdari hizmet masraflarını azaltmak ve kamu kaynaklarının israfını önlemek.
İŞ SÖZLEŞMELERİNİN DEĞİŞMESİ GEREKECEK Mİ?
Gelmesi planlanan uygulamanın ardından çalışanların iş sözleşmelerinde değişikliğin gerekli olup olmayacağını cevaplayan Çakmakçı, şöyle konuştu:
Esnek çalışma modelinin tercih edilmesi ile birlikte mevcut iş sözleşmesinde ek olarak bu çalışma modelinin işçi ve işverene yüklediği görev ve sorumlulukların detaylandırıldığı ek protokol düzenlenmesi yeterli olacaktır. İş sözleşmesi iş akdinin başladığı gün yapılmakta olup sonraki değişiklikler iş sözleşmesi hükümlerini geriye dönük değiştirmeyecek, ek protokol ve muvafakatnameler ile değişiklikler yürürlülük tarihi itibariyle dikkate alınacaktır. Burada esas olan mevcut çalışma düzeninden esnek çalışma modeline geçişte çalışma koşullarında esaslı değişiklik olduğu için işçinin yazılı onayının bulunması gerekmektedir.
EMEKLİLİK, KIDEM TAZMİNATINA ETKİSİ
Esnek çalışma modelinde çalışanların iş görme edinimi haftalık çalışma sürelerini tamamlaması koşulu ile yerine getirmeye devam edeceğini söyleyen Çakmakçı, emeklilik, kıdem ve ihbar tazminatı gibi çalışma süresine bağlı işçilik alacaklarını etkilemeyeceğini belirtti.
Öte yandan Çakmakçı, ‘kısmi süreli çalışma’ halinde yani örnek olarak haftalık çalışma süresinin üçte ikisi oranında çalışılması halinde ise emeklilik için gerekli prim gün sayısının daha uzun yıllarda tamamlanacağını ve daha az kıdem tazminatı hesaplanacağının da altını çizdi.
Konu ile ilgili dünyada yapılan araştırmalar sonucunda esnek çalışma modelinde işçinin kendisini rahat hissedeceği, verimli olduğuna inandığı, aile ve toplum içindeki rollerine ilişkin yükümlülüklerini yerine rahatça getirebildiği, biraz daha özgürlükçü çalışma düzeni içerisinde verimliliğinin arttığı gözlemlendiğini ifade eden Çakmakçı, “Yine toplum içindeki rollerini rahatça yerine getiren çalışanın mutluluğunun artması ile birlikte paralel olarak işyerine aidiyet duygusu da artacaktır. Bu durum bir süre sonra üretkenliği ve yaratıcılığı da olumlu yönde tetikleyecektir” dedi.
TÜRKİYE ÇALIŞMA SAATİNDE ZİRVEDE
Bunun yanı sıra Avrupa ülkelerine kıyasla Türkiye'deki çalışma saatlerinin oldukça yüksek olduğunu söyleyen Çakmakçı, "Hollanda'da 32,2 saat, Almanya'da 34, Fransa'da 36, İspanya'da 36,4, İtalya'da 36,1, Yunanistan'da 39,8, Bulgaristan'da 39. AB ortalaması 36.1 saat. Türkiye'de ise ortalama 44,2. Ancak bunun çok üzerinde çalışanlar da var" dedi.
Çakmakçı, "Esnek çalışma modeli yeni İş Kanunu’nda yer alması öngörülen bir düzenleme olup yine bu ara gündemde olan çalışma sürelerinin 40 saate düşürülmesi de önemli değişikliklerden olacaktır" ifadelerini kullanarak haftalık mesai saatlerinin 45'ten 40'a düşürülmesi için yasal düzenleme hazırlığının yapıldığını söyledi.
EN BÜYÜK SORUNLARDAN BİRİ: İLETİŞİMSİZLİK
Esnek çalışma modelinin pozitif yanlarının yanı sıra oluşabilecek olası sorunlara da ışık tutan Çakmakçı, bunları şöyle sıraladı:
Çalışanın iş saatlerini kendisinin ayarlaması ile günlük azami çalışma sürelerinin aşılması halinde işverenin bu çalışma süresini takibi ve sorumluluğu,
Teknolojik alt yapı yetersizliği,
İşçinin sürekli olarak azami çalışma süresini aşması ihtimalinin artması nedeniyle psikolojik ve fiziksel yorgunluğun oluşturduğu iş kazalarında artış,
İş-özel hayattaki sınırların çizilememesi halinde işçilerin sürekli olarak işle meşgul olması ve iş stresinin yoğunlaşması,
Yemek yardımı gibi fiili çalışma gün sayısına bağlı olarak ödenen sosyal hakların kaç gün dikkate alınarak ödeneceği,
İşverenin işçiye hangi saat ve günlerde ulaşacağının belirsizliği nedeniyle iletişimsizlik,
İşveren tarafından sabit çalışma süresi belirlenmesi halinde haftalık çalışma süresinin ne kadarının sabit ne kadarının esnek çalışma olacağının belirsizliği nedeniyle esnek çalışma modelinin amacına ulaşıp ulaşmayacağı,
İşçinin haftalık çalışma süresini 3-4 günde doldurması halinde diğer günlerde işçiye ulaşılabilip ulaşılamayacağı,
İşçinin serbest günlerinde telefon görüşmesi veya mail atması hususlarının çalışma süresine eklenip eklenmeyeceği,
Esnek çalışma modelinde çalışanlar arasında adaletli davranıldığının ölçülebilirliği,
Ekip çalışmasında ekip içi iletişimsizlik ve üyeler arasındaki bağlılığın azalması.
İŞÇİ HAKLARINDA KAYIP SÖZ KONUSU OLABİLİR
Belirli ve belirsiz süreli iş sözleşmesi düzenlemeleri 4857 Sayılı İş Kanunun 11. Maddesinde hüküm altına alındığını söyleyen Çakmakçı, şu ifadeleri kullandı:
Kanunda Belirli İş sözleşmesi düzenlenebilmesi için bazı olguların olması gerektiği düzenleme altına alınmıştır.
Özellikle;
- İş ilişkisinin bir süreye bağlı olarak yapılmadığı halde sözleşme belirsiz süreli sayılacağı,
- Belirli süreli işlerde veya belli bir işin tamamlanması veya belirli bir olgunun ortaya çıkması gibi objektif koşullara bağlı olarak işveren ile işçi arasında yazılı şekilde yapılması,
- Belirli süreli iş sözleşmesi, esaslı bir neden olmadıkça, birden fazla üst üste (zincirleme) yapılamayacağı,
Ayrıca 4857 sayılı İş Kanunun 12. Maddesinde “Belirli ve belirsiz süreli iş sözleşmesi ayırımın sınırları” belirlenmiştir.
Madde 12 - Belirli süreli iş sözleşmesi ile çalıştırılan işçi, ayırımı haklı kılan bir neden olmadıkça, salt iş sözleşmesinin süreli olmasından dolayı belirsiz süreli iş sözleşmesiyle çalıştırılan emsal işçiye göre farklı işleme tâbi tutulamaz.
Belirli süreli sözleşme ile çalışan işçi iş güvencesinden yararlanamamaktır.
- Çocuk istismarları önleme ve bebek ölümleri komisyonlarına üye seçimleri Resmi Gazete'de
- İçişleri Bakanı Yerlikaya açıkladı: Yasadışı bahisle ilgili 9 bin 780 tutuklama yaptık
- Dışişleri'nden Türk firmasına ait gemiye düzenlenen füze saldırısına kınama
- İzmir'de silahlı saldırı! 3 polis yaralandı
- Düzce'de "Afet, Güvenlik ve İletişim Stratejileri Sempozyumu" düzenlendi