11 yıldır Alzheimer hastası ama etkileri yavaşlatmanın sırrını keşfetti! 72 yaşındaki Uzman Nörolog'un sırrı şaşırttı

Daniel Gibbs, Alzheimer’ın ilk belirtilerini 2006’da 55 yaşındayken hissetmeye başladı. Koku alma duyusunun zayıfladığını fark ettiğinde, bunu yaşlanma sürecinin bir parçası olarak değerlendirdi. Ancak beş yıl içinde kokuları tamamen kaybetti. 2012’de soyağacı araştırması yaparken, APOE-4 genetik varyantının iki kopyasına sahip olduğunu öğrendi. Bu genetik durum, Alzheimer için bilinen en güçlü risk faktörüdür. Bir kopya taşıyan kişilerin riski üç kat artarken, iki kopya taşıyanlar için bu oran 12 katına çıkıyor. Bu haber, Gibbs için büyük bir şok oldu. Hâlâ aktif bir şekilde nöroloji dersleri veriyor, demans hastalarına bakım sağlıyordu ve yıllık olarak Tanzanya'ya eğitim vermek için seyahat ediyordu. Bilişsel durumunun iyi olduğunu düşünmesine rağmen, tedavi edilmesi gereken bir şeylerin olduğunu fark etti ve bir nörolog arkadaşı, onun için testler yapmaya başladı.İlk testler normaldi, ancak hafıza ile ilgili bazı sorunlar vardı. Özellikle sözel hafızası, yani kelimeleri hatırlama yeteneği, biraz gerilemişti. Ancak bu durum, ilerlemenin çok küçük bir belirtisiydi. Beyindeki Alzheimer değişiklikleri, hastalığın gelişmesinden 20 yıl kadar önce başlayabiliyor. Bu, hastalığın ilerlemesini durdurmak ya da en azından yavaşlatmak için en verimli dönem olabilir.Gibbs, “Teşhisimi aldıktan sonra, Alzheimer ile ilgili bilimsel literatürü inceledim ve düzenli aerobik egzersizin hastalığı yavaşlatmada etkili olduğunu gördüm. Ayrıca, Akdeniz diyeti ya da daha çok meyve içeren, süt ürünleri kısıtlaması önerilen MIND diyeti, hastalığın ilerlemesini yüzde 30 ila 50 oranında yavaşlatabiliyor.” dedi. Gibbs, peynirin severek yediği bir şey olduğunu ancak laktoz intoleransı geliştirdiği için artık bu tür ürünlerden kaçınmaya başladığını söyledi.“Peynire bayılırım ve kendimi haftada önerilen bir porsiyonla sınırlamak için mücadele ettim. Sonra geçen yıl laktoz intoleransım olduğunu keşfettim. Artık peynir veya diğer süt ürünleri yok.” Daniel Gibbs, Alzheimer’ı yavaşlatmaya yardımcı olabilecek birkaç önemli yaşam tarzı değişikliği de öneriyor. Bunlar arasında entelektüel ve sosyal olarak aktif kalmak, yeterli uyku almak (günde en az 7 saat), kardiyovasküler risk faktörlerini (yüksek tansiyon, yüksek kolesterol, obezite gibi) kontrol altında tutmak yer alıyor. Daniel, 18 yaşında sigarayı bıraktığını ve diğer sağlıklı yaşam kurallarına sadık kaldığını belirtti. Ayrıca Alzheimer araştırmalarına katıldığını ve hastalığın seyrini izlemek için klinik deneylere gönüllü olduğunu vurguladı. Gibbs, Alzheimer'ın başlangıç aşamalarında beynin bazı bölgelerinde bozulmalar yaşandığını, ancak zamanla vücutta ve beyin fonksiyonlarında pek çok değişiklik gözlemlendiğini ifade etti. Beyin oyunları ve bulmacaların bu süreçte ne kadar etkili olduğu hâlâ tartışmalı. Ancak, Daniel gibilerinin yaptığı gibi, bu tür aktiviteleri öğrenme fırsatı olarak görmek, faydalı olabilir. Her bulmacayı bir zihinsel egzersiz gibi ele alıp yeni bir şey öğrenmeye çalışmak, beynin yeni bağlantılar kurmasına yardımcı olabilir. Alzheimer teşhisi konduktan 11 yıl sonra Daniel Gibbs, güncel durumu hakkında şöyle diyor: Geçtiğimiz günlerde köpeğimi gezdirirken, sokak adlarını hatırlamaya çalıştım ama bir türlü başaramadım. Ancak nerede olduğumu, eve nasıl gideceğimi rahatça hatırlayabildim. Bu beni biraz rahatsız etti ama birkaç dakika içinde sokak isimlerini hatırladım.Daniel, bilişsel testlerde okuma hızının düştüğünü, sıkça geri dönüp önceki sayfaları tekrar okumak zorunda kaldığını söyledi. Ancak hala ailesinin, dostlarının ve köpeği Jack’in desteğiyle hayatına devam ediyor. Alzheimer’ın yavaş ilerlediğini ve hayatının artık daha farklı bir ritme girdiğini kabul ediyor, ama yaşam kalitesinin hala yüksek olduğunu belirtiyor. Gibbs, son yıllarda yüksek kolesterol ve hipertansiyon sorunlarıyla mücadele etti. Bunun Alzheimer ile bağlantılı olabileceğini düşünüyor. Kolesterolün beyindeki hücre fonksiyonları üzerinde etkili olabileceğini, özellikle APOE-4 geninin etkisiyle bu durumu daha fazla hissettiğini belirtiyor.Şaşırtıcı olan ise Gibbs'in 20'li yaşlarında dahi kolesterol seviyelerinin normal seyrinin üzerinde olmasıydı. O zamanlar bunu umursamayan Gibss, yaşlılığında Alzheimer'ının bu durumla ilgili olup olmadığını da merak ediyordu. Konuya dair düşüncelerini şu şekilde ifade etti: “Yüksek kolesterolüm ve tansiyonum benim için her zaman biraz muamma olmuştur. Ancak bunlar, vücuda kolesterol taşıyan bir protein üretme talimatı veren APOE-4 alelinin iki kopyasına sahip olmamla bağlantılı olabilir. Kolesterol normal beyin fonksiyonu için gereklidir, ancak çok fazlası iltihap hücreleri olan mikroglia da dahil olmak üzere çeşitli beyin hücrelerinin fonksiyonlarına müdahale edebilir” dedi. Gibbs, düzenli aerobik egzersiz yapmanın Alzheimer hastalığını önlemedeki rolünü vurguluyor. Araştırmalar, egzersizin beyin sağlığı üzerinde birçok olumlu etkisi olduğunu gösteriyor. Kan akışını artırarak, stres hormonlarını dengeleyerek ve kardiyovasküler sağlığı iyileştirerek Alzheimer riskini azaltabiliyor.Gibbs’in Alzheimer ile mücadelesi sadece kişisel bir deneyim değil, aynı zamanda bilimsel bir yaklaşım ve disiplinli bir yaşam tarzının örneği. Hastalığı yavaşlatmaya yönelik attığı adımlar, gelecekte bu hastalıkla mücadele eden diğer kişilere de ilham verebilir.