Fransız araştırmacılar; kahvaltılık gevrek, kek, dondurma ve hazır ekmek gibi paketlenmiş gıdaları korumak için kullanılan bazı emülgatörlerin sağlık üzerindeki etkilerini araştırdılar. Bilim insanları, bu maddelerin bağırsak bakterilerini etkileyebileceğini ve iltihaplanmayı artırabileceğini, bunun da potansiyel olarak kalp sorunlarına yol açabileceğine dair uyarılarda bulundular. Ekip, 12 yıllık çalışmasında kalp hastalığı öyküsü olmayan 90 binden fazla Fransız yetişkinden oluşan bir grubu inceledi. Katılımcıların yaş ortalaması 43 olup yüzde 79'u ise kadındı. Her kişiden 24 saatlik yemek günlüğü doldurması istendi. Günlüğe kaydedilen her öğe daha sonra bir markayla eşleştirildi, böylece araştırmacılar katkı maddelerinin varlığını ve miktarını tam olarak belirleyebildiler. Katılımcılardan çalışma boyunca kalp krizi veya felç gibi önemli kardiyovasküler olayları da araştırmacılara bildirmeleri istendi. Kardiyovasküler hastalığa bağlı ölümler, yaş, kilo, aile geçmişi ve sigara içme durumu gibi diğer risk faktörleri dikkate alınarak kaydedildi. Ortalama 7 yıllık takip süresinden sonra, gıdanın dokusunu iyileştirmek ve kalınlaştırmak için kullanılan E460 ila E468 selülozlarının kardiyovasküler hastalık ve koroner kalp hastalığı riskini artırdığı ortaya çıktı. Hamur işleri ve keklerde havalandırma maddesi olarak kullanılan emülgatör E472b, felç ve anevrizmaları da içeren kardiyovasküler hastalık ve serebrovasküler hastalık riskiyle ilişkilendirildi. İngiliz Kalp Vakfı'nda görev yapan diyetisyen Tracy Parker, bu tür bir çalışmanın belirli emülgatörlerin yüksek alımı ile kardiyovasküler hastalık arasında bağlantı kurulması için tek başına yeterli olmayacağının altını çizdi. Uzmanlar, yağ, şeker ve tuz oranı yüksek, genellikle yüksek oranda işlenmiş gıdaların reklamını ve tanıtımını kısıtlamak için de harekete geçeceklerini belirtti. Profesör Kevin Whelan ise emülgatörlerin İngiltere ve diğer ülkelerde de yaygın olarak kullanıldığını ancak ambalaj üzerinde her zaman kolayca tanımlanamayacağını söyledi. İşlenmiş gıdalara dair çalışmalar, son zamanlarda diğer Avrupa ülkelerinde de ses getiriyor. 'Ultra işlenmiş gıda' kategorisinde olan bu besinlerin, İngiliz halkının beslenme rutininin yüzde 57'sini oluşturduğu, bu durumun Birleşik Krallık'ı Avrupa'nın en kötü tüketicisi yaptığı ortaya kondu. Uzmanlar, ''sigara kadar zararlı'' olarak ifade ettikleri bu ürünlerin, ölümcül olduğuna dair güçlü kanıtlara ulaştıklarını söyledi. Hükümetin eski gıda danışmanı Henry Dimbleby, 'İngiltere özellikle ultra işlenmiş gıdalar açısından oldukça kötü bir tablo çiziyor. Eğer hiçbir şey yapmazsak, Ulusal Sağlık Servisi'ni büyük sıkıntılar bekliyor.'' ifadelerini kullanmıştı. Bu gıdalar, üretim sırasında birden fazla işlemden geçmiş olduğu için orijinal hallerinden eser kalmıyor. İşlenmiş gıdaların tuz ve şeker oranları yüksektir ve katkı maddeleri içerirler. Ayrıca lif bakımından düşük ve taze meyve sebzelerden de yoksunlardır. İşlenmiş gıdalar; obezite, tip 2 diyabet ve kanser gibi bir dizi sağlık sorunuyla da ilişkilendiriliyor. Üstelik bu ürünlerden şeker, tuz ve yağ çıkarılsa bile bu gıdaların sağlıksız olduğu gerçeği değişmiyor, bu da asıl problemin işleme süreci olduğunu bir kez gözler önüne seriyor. Bilim insanlarına göre; kişinin günlük kalori alımında aşırı işlenmiş gıda oranının yüzde 10 artması, kalp hastalığı riskini de yüzde 6 artırıyor.