Beden Sağlığı15 Yıl boyunca belirti vermeden ilerliyor! Tedavi edilmezse ölüme götürüyor: Türkiye’de 30 yaşından itibaren ücretsiz tarama yapılıyor

HABERİ PAYLAŞ

15 Yıl boyunca belirti vermeden ilerliyor! Tedavi edilmezse ölüme götürüyor: Türkiye’de 30 yaşından itibaren ücretsiz tarama yapılıyor

Serpil Dokurel- Posta.com.tr Kadın Hastalıkları ve Doğum, Jinekolojik Onkoloji Uzmanı Prof. Dr. Murat Naki, rahim ağzı kanserinin erken dönemde belirti veren bir kanser olmadığını, aslında rahim ağzı kanserinin gelişim sürecinin 10-15 yıla dayandığını vurguluyor. Dolayısıyla kanser oluşmadan önce HPV bulaşmasından sonraki 10-15 yıl, kanser öncesi hücresel değişikliklerle devam ediyor. Bu hücresel değişiklikler düşük riskli ve yüksek riskli hücresel değişiklikler şeklinde karşımıza çıkıyor. Yüksek riskli hücresel değişikliklerin kansere dönüşme ihtimali daha yüksek oluyor. 

Haberin Devamı

HPV bulaşımından, rahim ağzı kanseri oluşumuna kadar geçen süre ortalama 15 yılı buluyor. Dolayısıyla kanser olduktan sonra bile eğer lokal bir durumdaysa yani, henüz yayılmamışsa genellikle belirti vermez ama en erken belirtileri belki mikroskobik düzeyi biraz geçince olmaya başlıyor. O zaman da özellikle cinsel ilişki sonrası kanama, adet dışı lekelenme tarzı kanamalar, müphem alt karın ağrıları, vajinal, kötü kokulu, akıntı olabiliyor ve et yıkantı suyu tarzında bir görünüme sahip olabiliyor. Prof. Dr. Murat Naki, bunların nispeten erken evre rahim ağzı kanserinin belirtileri olduğunu, ancak hasta bunları önemsemeyip doktora gitmezse ve ileri evre olursa buna bağlı birçok değişikliklerin olduğunu belirtiyor:

“İleri evrede özellikle pelvik ağrı çok yoğun bir şekilde artıyor, idrar problemleri oluyor, daha da ilerlemiş durumlarda hastanın idrar kanallarını tutmuş olduğu için böbrekte sıkıntılara yol açabiliyor ve yan ağrılarına neden olabiliyor. Eğer bunlar da önemsenmezse idrar borusu tam tıkanır ve böbrek şişer, şiştikten sonra da böbreğin iflası söz konusu olabiliyor. Tabii artık buralara kadar gelmişse hastada yaygın ağrı, ağır şekilde kanamalar rahim ağzı kanserlerinde ortaya çıkabiliyor.”

Prof. Dr. Murat Naki, rahim ağzı kanserinin genetik geçişli olan hastalıklardan biri olarak kabul edilmediğini, rahim ağzı kanserinin zaten HPV virüsü olmadan gelişebilen bir kanser olmadığına dikkat çekiyor. Buna rağmen kanserin gelişmesinde HPV tek başına etki etmiyor, HPV'ye ek faktörler bulunuyor, bunların başında ise sigara içimi geliyor.

Haberin Devamı

Ayrıca, erken yaşta cinsel ilişkiye başlamış olmak, çok sayıda cinsel partnere sahip olmak, cinsel partnerlerinin çok sayıda cinsel partnerinin olması, düşük sosyoekonomik düzey, immünolojik dediğimiz bazı bağışıklık sistemi problemleri, HPV ye eşlik eden diğer cinsel yolla bulaşabilen enfeksiyonlar, rahim ağzı kanserinin oluşumunda karşımıza çıkan HPV’ye ek faktörler oluyor. Kişinin kendi genetik faktörleri, mutasyonları burada rol oynuyor ama ailevi geçiş anlamında bir genetik hastalık olarak kabul edilmiyor.

Prof. Dr. Murat Naki, rahim ağzı kanseri korunmak için HPV aşısının genellikle 9-15 yaş arasındaki çocuklara önerildiğini belirtiyor:
Prof. Dr. Murat Naki, aşı yapılsa da yapılmasa da, rahim ağzı kanserinin yaklaşık 10-15 yıllık bir süreç boyunca kanser öncesi hücresel değişiklikler gösterdiğini, herhangi bir dönemde yakalamak amacıyla da taranabilen bir kanser olduğunu ve bunun büyük bir avantaj sağladığını söylüyor.

Haberin Devamı

Özellikle rutin aralıklarla yapılan smear ve HPV testi, rahim ağzı kanserinden korunmada önemli basamaklardan biri olarak biliniyor. Bir kadın hayatı boyunca bir kez smear yaptırdığında, rahim ağzı kanserinden yüzde 70 korunabiliyor, 2 kez yaptırmışsa rahim ağzı kanserinden teorik olarak yüzde 90 korunmuş oluyor.

Prof. Dr. Murat Naki, aşıya 9 yaşından itibaren başlanabildiğini, 9-15 yaş arası çocuklarda 2 doz şeklinde yapıldığını ve 15 yaşı geçtikten sonra aşı 3 doz olarak yapılması gerektiğinin altını çiziyor:

 

“Aşının koruyuculuğu şu anki bilgilerimiz ışığında ömür boyudur, yani aşının 3 dozunun ya da 9-15 yaş arasındaki çocuklarda 2 dozunun tamamlanmasından sonra ömür boyu korucu olduğu koruyucu olduğu şu anki bilgilerimize göre mevcuttur.”

 

Prof. Dr. Murat Naki, pap smear ve HPV testinin, rahim ağzı kanseri tarama testleri olduğunu, pap smear testinin, rahim ağzından bir sürüntü alınarak oradaki dökülmüş hücrelere bakılmakla yapılan bir test olduğunu belirtiyor. Bu test ile rahim ağzından dökülen hücrelerin normal ya da anormal olup olmadığı “sıvı bazlı sitoloji” denilen pap smear ile yapılabiliyor. Bununla birlikte aynı sürüntü örneğinden HPV’ye de bakılabiliyor.

 

Prof. Dr. Murat Naki, sadece pap smear yapılan durumlarda bu test normalse gerçekten normal olma oranı yüzde 50-60 olduğunu, dolayısıyla normal çıkan bir pap smear’inde aslında anormal olma olasılığının yüzde 40’lara ulaştığını, dolayısıyla son yıllarda buna HPV testinin de eklenmesi gerektiğini çünkü HPV'nin tek başına duyarlılığı yüzde 90’ın üzerinde olduğunu söylüyor. HPV testi, smear ile birlikte yapıldığında yüzde 95’ten daha yüksek oranlarda tarama imkanı sağlıyor.

Sıradaki haber yükleniyor...
holder