2011 yılında meydana gelen olayda, Green Bay bölgesinde bulunan evinde inanılmaz yüksek seviyedeki nem sebebiyle zor zamanlar yaşadığını anlatan Jade, “Her şey aniden oldu ama çok uzun sürdü. Beni bir ton tuğla gibi sarsan bu derin hastalık hissi çok yorucuydu” ifadelerini kullandı. Jade, kafasının nemden adeta şiştiğini hissetti. Vücudu ise tam tersine küçülüyordu. Bir anda kanepenin üzerine yığılan Jade, “Sonra her şey siyah oldu ve o an ölmek üzere olduğumu anladım” şeklinde konuştu. Jade’in arkadşalarını hemen bir ambulans çağırdı ve Jade acilen hastaneye kaldırıldı. Burada kalbi duran genç kadın defibrilatör aracılığıyla hayata döndürüldü. Doktorlar, Jade’in kalbinin üç dakika boyunca durduğunu ve mucizevi bir şekilde yeniden hayata döndürüldüğünü söyledi. Wolff-Parkinson-White ve taşikardi sendromu gibi iki ciddi hastalıktan müzdarip olan Jade, bu 2 hastalık da ona kalp atış hızıyla ilgili sorunlar yaşatıyordu. Jade sık sık kalbini ‘kusmak’ istediği gibi bir hissiyat içerisindeydi. Tüm bunların üzerine yüksek nem ve yaz sıcağı da gelince iyice kötüleşen durum, Jade için ölümcül bir ısı çarpmasına yol açtığı söylendi. Jane, ölümünün 3 dakikalık sürecinde yalnızca siyah gördüğünü söylese de o günden beri pek çok garip olay yaşadığını anlattı. 2011 yılından bu yana normal çalışan saatleri kendisinin taktığı anda bozulduğunu söyleyen Jade, sık sık sesler duyduğunu ve garip şeyler gördüğünü söyleyerek, “Bazen fısıltılar veya karanlık bulanık figürler görüyorum. Sonuç olarak bunun bana hayatın ölümden sonra devam ettiğini söylediğini düşünüyorum” şeklinde konuştu. Sonuç olarak 2011’de yaşadıkları sebebiyle ölümden daha az korktuğunu söyleyen Jade, “Bu olaydan önce ölümle ilgili aşırı bir korku yaşamıştım, ama gerçekten başıma gelince, hiç korkum olmadı. Hiçbir şeyden korkmuyorum ve zamanım geldiğinde, herhangi bir korkunun önceki gibi eriyeceğini biliyorum” ifadelerini kullandı.