90'lar ve 2000'lerden 10 unutulmaz romantik gençlik filmi

Aşk filmleri ve gençlikleri ayrı ayrı çok güzel. İkisi bir araya gelince ise tadına doyum olmaz. Romantik gençlik filmlerinin patlama yaptığı yıllar 90'ların sonu ve 2000'lerin başıydı. Biz de 90'lar ve 2000'lerin başından unutulmaz romantik gençlik filmlerini derledik. Bir genç kız ergenliğinin yükseliş ve düşüşlerini anlatıyor.Herşey onun için çok yeni..ve bunları paylaşabileceği şey dostu günlüğü...Georgia Nicolson 14 yaşında bir genç kızdır.Gürültücü aileye ve sinir bozucu bir kız kardeşe sahiptir.Georgia okulun sarışın havalı kızlarına benzemez.Ergenliğin en bunalımlı günleri onun için zor geçmektedir. Sebastian yakışıklı ve hali vakti yerinde bir gençtir. Kathryn ise onun üvey kardeşidir. Aralarında tuhaf bir ilişki olan ikili en az ilişkileri kadar tuhaf bir iddiaya tutuşurlar. Annette ikisinin de radarından kaçmayan güzel bir genç kızdır. Eğer Sebastian, bu genç kızı yatağa atmayı başarırsa iddiayı kazanacaktır ve üvey kardeşi Kathryn'i de yatağa atma ödülünü kucaklayacaktır. Kathryn ise Sebastian'ın olası başarısızlığında onun arabasına el koyacaktır. Cinsellik, tutku ve gerilimin bir anda yaşanacağı bir oyun başlayacaktır. Wisconsin’de bir üniversitede, tıp fakültesinde eğitim gören Paige Morgan’ın aklı, dönüşüm öğrencisi olan tuhaf Edward tarafından çelinir. Danimarka Kralı’nın oğlu olan Edward, günlük yaşamın birçok ayrıntısına karşı cahil ve bilgisiz kalan, örneğin evle ilgili işlerle hiç ilgisi olmayan bir tiptir. Ancak bunun tam aksine diğer konularda örneğin Shakespeare’i ezbere bilen bir gençtir. İkisi arkadaş olurlar. Paige’nin en iyi arkadaşı onu cesaretlendirerek Edward’ı, Moran Aile Çiftliğine davet ettirir. Edward, sadece aile üzerinde son derece olumlu bir etki yaratır. İki genç öpüşürlerken paparazzilere yakalanırlar. Edward, kral çok hasta olduğu için eve döndüğünde Paige, onun gerçek aşı olabileceğini farkına varır ve Kopenhag’a doğru yola çıkar. An gelecek ve Paige, doktor mu yoksa prenses mi olmak istediğine dair bir karar vermek zorunda kalacaktır. Romeo ve Juliet'in destansı aşk hikayesi çağdaş dünyada vuku bulsaydı nasıl bir trajediye yol açardı. Yine aynı, ancak bu defa kılıçların yerini kılıç adları taşıyan modern silahlar alacaktır. Başarılı yönetmen Baz Luhrman, bu defa William Shakespeare’ın trajik aşk öyküsü Romeo ve Juliet’i beyazperde'ye aktardı. Avustralyalı dahi yönetmenin filminde olaylar günümüz Florida’sında geçiyor. Filmde Romeo (Leonardo DiCaprio) ve Juliet (Claire Danes), kentin iki düşman ailesinin çocuklarıdır. Trajik bir rastlantı sonucu iki genç birbirlerine aşık olurlar ve ailelerin savaşının ortasında bir kaçış bulmaya çalışırlar. 1996 yapımı Romeo ve Juliet filminde Leonardo DiCaprio ile Claire Danes'in umutlu bir çift profili çizdiklerini söylemek mümkün. Sam, babasının ölümünden sonra, üvey annesi ve kızları ile yaşamaya başlar. Hayatı okul, babasından kalan lokanta ve ev işleri arasında geçen Sam’in tek mutluluğu sanal alemdeki aşkı; 'Göçebe'dir. Fakat 'Göçebe' nin okulun en popüler çocuğu Austin olduğunu öğrenince, bu mutluluk yerini hayal kırıklığına bırakır. Gitmeyi çok istediği üniversiteden gelen kabul cevabının, üvey annesinin kıvrak zekasıyla yok olması, Sam’i bir kez daha yıkar. Ama hayatın Sam’a hazırladığı tatlı sürprizlerin gelmesine çok az bir zamanın kaldığından kimsenin haberi yoktur... Jossie, kendine güveni olmayan, tüm denemelerine rağmen özel hayatında başarılı olamayan genç bir kadındır. Chicago'nun önemli gazetelerinden birinde editörlük yaparak hayatını kazanmaktadır. Çok istemesine rağmen bir türlü erkeklerin ilgisini çekememektedir. Fiziksel özellikleri, Jossie'nin ilişkiler dünyası için büyük bir engel teşkil etmektedir. Artık 20'li yaşlarının ortasında olmasına rağmen bir erkeği öpmeyi bile henüz başaramamıştır. Eline geçen bir mesleki şans Jossie'ye okul hayatına dönüp yaşanan her şeyi değiştirmek için bir fırsat tanıyacaktır. Artık Jossie'nin karizmasını düzeltebilmesi için ellerinde bir şans vardır. Annesiyle birlikte Phoenix'te yaşayan güzel ama hırpani, sevimli ama içe kapanık ergen kız Isabelle Bella Swan, hayata karşı isyanları oynayan bir gençtir. Bella, annesinin başka bir adamla evlenmesi üzerine, babasının yanına Washington'ın Fork kasabasına taşınır. Edward ise, küçük kasabasında yıllardan beri ailesiyle yaşayan gizemli, genç bir adamdır. Aslında çok farklı bir hayat tarzına sahip olan Edward, uzun süreden beri vampir kimliklerini saklamış olan bir aileye mensuptur. En az kendisi kadar tuhaf ebeveynleri, insan kanı içmeden, insanlara zarar vermeden mazbut bir hayat sürme gayesindeki efendi vampirlerdir. Yeni başladığı okulunda tanıştığı Edward'a karşı tuhaf bir çekim hisseden Bella, bir süre sonra Edward'ın vampir olduğunu öğrenmesine rağmen ondan vazgeçemez. İkili arasında tehlikeli ve tutkulu bir ilişki başlayacaktır. Okulun en gözde gençlerinden olan Zack, sevgilisi tarafından terk edilmiştir. Bunu hazmedemeyen delikanlı, mezuniyet partisi için kendisine bir eş bulmaya koyulur. Talihli kişi ise Laney adında garip bir kızdır. Yaşadığı muhitin en gözde gençlerinden birisidir Landon Carter (Shane West)... Tabi bu güzide adamın ailesinin o çevrenin en zengin ailelerinden birinin oğlu olması büyük ihtimalle şöhretinin de kökenini belirleyecektir... Ancak bu durum, dramatik bir şekilde değişecektir... Zira çevrenin en sevilen ve tanınan gençlerinden biri olan Carter, günün birinde içinde bulunduğu grubun başının belaya girmesi sonucunda bir ceza alacaktır. Ancak bu ceza, okulda sahnelenecek olan tiyatro oyununda görev alması biçiminde uygulanacağı için, adeta bir ödüle dönüşecektir. Çünkü burada karşılaşacağı sessiz ve çekingen bir kız olan Jamie’ye (Mandy Moore) aşık olması, çiftin romantik bir süreç yaşamasına olanak sağlar... Bianca, okuduğu üniversitede herkesi kendine hayran bırakan güzeller güzeli bir kızdır. Ablası ise sürüp giden tüm hayatı boyunca nedense erkeklere hiç ilgi duymamıştır. Bianca'nın yaşamı da ablasının bu çekinik tercihleri tarafından şekillendirilmektedir. Zira ailevi kuralları vardır. Bu kurallara göre iki kardeşin aynı anda sevgilisi olmadığı sürece, kimsenin sevgilisi olmayacaktır. Bianca bu durumun içerisinde kendisine yarar sağlayabilecek planlar yapmaya koyulur.