ABD başkanlarını konu alan 10 etkileyici film

ABD başkanları, dünyanın en entrikalı yaşamlarını süren insanlar olmalı. Bırakın tarihi, bugün bile ABD Başkanı Trump'ın özel hayatı hakkında her gün en azından bir haber okumuyor muyuz? Bu nedenle ABD başkanları, gerek özel, gerek siyasi yaşamlarıyla her zaman spotların altında olmuştur. Bu nedenle başkan filmlerini ve Beyaz Saray filmlerini her zaman sevmişizdir. İşte ABD başkanlarını konu alan 10 etkileyici film! Anthony Hopkins'in döktürdüğü bu filmi mutlaka izleyin. Kronolojik sırası olmadan yaşantısı anlatılan Nixon’ı Oscar ödüllü usta oyuncu Anthony Hopkins canlandırıyor. Oliver Stone’un 60’ların Amerika’sına dair çektiği filmlerin sonuncusu olan Nixon, Amerika’nın 37. başkanı olan Richard M. Nixon’ın sıradışı kimliğini ve politik yaşamını konu alıyor. Filmde, Nixon’ın çocukluğundan eğitim hayatına, karısı Pat Nixon ile olan ilişkisinden, Watergate skandalına kadar tüm önemli dönemler işleniyor. John Ford'un yönettiği ve Henry Fonda'nın başrol oynadığı film, Cumhurbaşkanı Abraham Lincoln'ün erken yaşamına odaklanıyor. Henry Fonda, rol için teklifi ilk aldığında yönetmen John Ford’a: Lincoln’ü oynamak benim için Tanrıyı oynamak gibi, çıldırdınız mı? diye karşı çıksa da Ford, Fonda’yı ikna etmeyi başarmış. Hollywood'un en çok sevdiği temalardan biridir Birleşik Devletler başkanlarının hayatları çevresinde dönen dolaplar. Bu defa da Amerikan Başkanı Bill Mitchell adındaki karakter beyazperde'de... Kurgusal-Başkan hastalanınca gizli servis, 1 günlüğüne onun yerine geçmesi için ona ikizi gibi benzeyen lobici Dave Kovic’i bulur. Plan iyi gitmekte ve Dave başkanın yerini doldurmaktadır. Ancak başkan komaya girince, Dave’in görev süresi uzar. Başkanın karısıyla olan ilişkisini düzeltmesi ve ülkeyi başarıyla yönetmesi gerekmektedir. Hayalet Avcıları’nın yönetmeni Ivan Reitman’dan keyifli bir Beyaz Saray komedisi... Cecil Gaines, 1920'lerde beyaz bir aileye hizmet eden bir ailenin oğludur ve zamanla ailesinin parçalanışına tanık olur. Bunun ardından hayatta neredeyse tek başına kalır; otellerde vale olarak başladığı yaşam mücadelesinde, Beyaz Saray’da görevli bir kahya olmaya kadar yükselir. Beyaz Saray'daki görev süresi boyunca 8 Başkan değiştiren Amerika’da insan hakları hareketlerine, başkan suikastlerine, Vietnem işgaline ve daha pek çok önemli olaya tanıklık eder. Bu olaylar sadece ülkesini ve Amerikan toplumunu değil, kendi ailesini ve hayatını da derinden etkiler. U-2’lerle çekilen fotoğraflar sonucu ABD Hükümeti, Rusların Küba’ya nükleer silahlar yerleştirmekte olduğunu öğrenir. Güney ve doğudaki ABD eyaletlerini haritadan silecek güçteki bu silahlanma karşısında Başkan John F. Kennedy ve müsteşarları hassas bir formül bulmak durumunda kalır. Savunma Bakanlığı (Pentagon) adaya çıkartma yaparak ilhak etmeyi önerse de, Kennedy durumu daha zekice ve barışçıl yöntemlerle çözme çabasına girer. Tabii bir yandan da, SSCB’ye karşı güçlü görünmek durumundadır. 17 Haziran 1972... Nixon'ın da bir üyesi olduğu Cumhuriyetçi Parti'nin birkaç mensubu, seçimi kazanması beklenen Demokrat Partinin merkez binasına sızarak dinleme cinayeti yerleştirir. İki gazetecinin durumun farkında olması, Amerikan tarihinin en büyük skandallarından birini su yüzüne çıkaracaktır. Bu gazetecilerin isimleri ise Carl Bernstein ve Bob Woodward'dır. Amerikan başkanı Kennedy'nin tartışmalı suiskasti ardında onlarca sanık ve komplo teorisi bırakır. Onlarca hikaye yaratılır ve gerçek bir türlü açığa çıkamaz. Suiskastın ardından ortaya çıkan Lee Harvey Oswald, cinayeti tek başına kendisinin işlediği üzerine ısrar etse de arka planda farklı gerçek ve olasılıklar söz konusudur. Medya ve adalet bu olasılıklarla boğuşurken insanlar da olayın bir türlü kesinleşmemesi nedeniyle hayal kırıklığına uğramaktadır. Mahkemenin vardığı sonuca ikna olmayan bölge savcısı Jim Garrison, olayın ardında yatan gerçekleri ortaya çıkarmaya kararlıdır. Büyük ölçüde kızını etkilemek amacıyla gizli servise dahil olabileceği bir görevde çalışmayı isteyen John Cale, Başkan James Sawyer'ın korumalarından biri olabilmek için başvuruda bulunur. Ancak ne yazık ki karşılığında aldığı yanıt olumsuz olur. Olumsuz haberi kızına vermekte zorlanan genç adam, kızını Beyaz Saray'a gidecekleri bir gezintiye çıkarır. Burada haberi vermeye hazırlanırken ortalık bir anda karışır. Paramiliter bir grup asker, Beyaz Saray'ı işgal etmiştir. Başkan, First Lady ve çocuklarının hayatı tehlikede; üçünün kaderi de John Cale'in ellerindedir! Amerikan tarihinin en spekülatif ve tartışılan devlet adamlarından Nixon, iki kez başkan yardımcılığı, iki kez başkanlık vazifelerini yapmış, hırslı bir politikacıdır. Cumhuriyetçi ve tutucu bir siyasetçi olan Richard Nixon, adamlarının rakip parti Demokratları gizlice dinlediği ortaya çıkınca başkanlık görevini tamamlamadan kamuoyunun baskısı sonucunda Beyaz Saray’dan uzaklaşlaşmak zorunda kalır. Aradan geçen üç yıl sonrasında, 1977 yılında, popüler bir televizyon haber programında bu skandalla ilgili soruları cevaplamayı kabul eder. Nixon, her kurnaz politikacı gibi gazeteci olarak, kolay bir yem gibi gördüğü, o zamanın çaylağı olarak kabul edilen David Frost’u seçer. Fakat iki taraf da haftalarca süren hazırlıklardan sonra karşı karşıya geldiklerinde zorlu bir zeka savaşı başlar. Karşısında yandaş, karaktersiz ve çanak sorular soran bir genç yerine, gerçeğin peşinde gerçek bir gazeteci bulması kurt politikacıyı bir hayli zorlayacaktır. Biraz da nostalji yapalım. 1960 yapımı bu film, dönemin Başkan'ı Franklin Delano Roosevelt'i anlatıyor. 1920’de yapılan seçimlerde kaybeden başkan yardımcısı adayı olan ‘Franklin Delano Roosevelt’ 1921’de hala siyasete yeniden girme düşüncesine sahip değildir; ancak Demokrat Parti için elinden geleni yapmaktadır. O yaz, eşi Eleanor Roosevelt ve beş çocuğu, bacaklarında hareketlilik sorunları yaşadığı New Brunswick’deki Campobello Adası’ndaki yazlık mülklerinde bir tatil geçireceklerdir.