10 yaşında yaptığı gezi deneyiminin kendisini çok etkilediğini belirten Emma Walker Silverman, “Neredeyse tüm Türkiye’yi otomobille gezdik, Karadeniz turu yaptık, Güney’i, İstanbul’u gezdik. Türkiye’yi çok sevdiğim için hep geri gelmek istedim. En sevdiğim ülkeler Güney Afrika ve Türkiye oldu. Çok sevdiğim için lisedeyken 10. sınıfta değişim öğrencisi olarak İstanbul’a yeniden geldim ve 3 Türk ailenin yanında kaldım. Tarihi ve kültürüyle Türkiye çok ilgimi çekti. Daha sonra da yaz tatillerinde gelmeyi sürdürdüm. Stanford Üniversitesinde psikoloji okudum, İngiltere Oxford’da ve Güney Afrika’da birer dönem kaldım. Aynı zamanda yan dal olarak Türk dili ve kültürü eğitim aldım. Türkiye'ye olan sevgim, entelektüel ilgimi ve bazı önemli dil becerilerini sağlamlaştırdı. Daha sonra, kazandığım bursla 2016 yılının yazında Boğaziçi Üniversitesinde ileri ve yoğun Türkçe eğitimi alma fırsatı buldum. Bu da Türkçemin gelişmesini ve iyi olmasını sağladı” diye konuştu.
Stanford Üniversitesindeki eğitiminin ardından Fulbright Araştırmacı Bursu kazanan Emma Walker Silverman, “Lisans eğitimim paralelindeki konularla ilgili, yine Türkiye’de çalışmak istedim. İstanbul’dan farklı bir şehirde çalışmak için en uygun şehir İzmir olabilir dedim. İzmir’de de göçmenler ve gençlerle ilgili çalışmalar yürüten Yaşar Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümünden Dr. Öğretim Üyesi Gökay Özerim’e ulaştım. Eylül ayından bu yana Dr. Gökay Özerim koordinatörlüğünde yürütülen Avrupa Birliği Jean Monnet Modül Projesi kapsamında, ‘Gençlerin Suriyeli mültecilere bakış açısı’ üzerine araştırmamızı sürdürüyoruz. Araştırmamız gençlere odaklanıyor, gençlerin Suriyelilerle ilgili algıları ve o algılar etkileyen süreçler, öğrenciler ve öğrenci olmayanların tutumları neler? Buradan çıkan sonuçları makale haline getireceğiz” dedi.