"Müslümanların bu şehir üzerinde silinmez etkisi oldu"
Golie, Anthony’nin etnik olarak melez, din olarak da Müslüman olmasından dolayı o dönem kolonideki yerleşimciler tarafından dışlanmış olabileceği tartışmalarına ise katılmadığını belirterek “Bence 17. yüzyıldaki din, etnik köken ve ırk gibi şeyler bugün algıladıklarımızdan tamamen farklıydı.” dedi.
17. yüzyılda Amerika’ya Atlantik ötesinden gelen çok farklı düşünce ve dinlerden insanların karma bir topluluk oluşturduğunu söyleyen Golie, etnik ayrımcılık ve ırkçılığın 18. yüzyılda yeni dünyanın İngilizleştirilmeye başlanmasıyla ortaya çıktığını savundu.
AA
Golie, “O tarihlerde farklı kesimler kesinlikle daha fazla tolere ediliyordu ve başarılı insanlara yeterince alan vardı. Anthony, bunun en açık örneği.” ifadelerini kullandı.
Anthony’nin hikayesinin New York’ta asırlar öncesinde Müslüman etkisinin derinliğini gösterdiğine vurgu yapan Golie, “Bence bu hikaye bize Amerika’da Müslüman deneyiminin yalnızca 20. yüzyıla ait değil, ta 17. yüzyıla giden inanılmaz kanıtlar sunuyor. Müslümanlar çok çeşitliydi ve tarihi geçmişiyle bu şehir üzerinde silinmez etkisi oldu.” diye konuştu.