Artış yaşanmaya başlandı
Türkiye’deki oranlara değinen Uzm. Dr. Kacar, şunları kaydetti:
1985 yılından 31 Aralık 2019 tarihine kadar doğrulama testi pozitif tespit edilerek bildirimi yapılan 24 bin 237 HIV (+) kişi ve bin 927 AIDS vakası mevcuttur. HIV pozitif kişilerin 3 bin 813, AIDS vakalarının ise 131’i 2019 yılında tespit edilmiştir. HIV vakalarının yüzde 80,72’si erkek, yüzde 19,28'i kadın olup, yüzde 15,69’u yabancı uyruklu kişilerden oluşmaktadır. Vakaların en fazla görüldüğü yaş grubu 30-34 ve 25-29 yaş grubudur. Yıllar itibarıyla hastalık trendinde artış izlenmektedir. 2012 yılında HIV pozitif kişi sayısı 997 iken, 2019 yılında bu sayı dört katına yakın artış göstermiştir. Bu artışta hastalığın yeterince önemsenmemesi ve son yıllarda sosyal medya sayesinde insanların daha rahat cinsel partner bulmasının önemli rol oynadığı belirtilmektedir. Bulaş yoluna göre dağılımına bakıldığında vakaların yüzde 47,8’inin cinsel yolla bulaşmakta olduğu, cinsel yolla bulaştığı bildirilen bu vakaların yüzde 68,9’unun bulaşma yolunun heteroseksüel cinsel ilişki olduğu bilinmektedir. Ayrıca vakaların yüzde 1,1’inin bulaşma yolu damar içi madde kullanımı olup, yüzde 50,6’ının bulaş yolu bilinmemektedir.
"Semptom vermeksizin yıllarca vücutta bulunabilir"
Hastalığın en önemli özelliğinin semptom vermeksizin yıllarca vücutta bulunması ve kişilerin sağlıklı görünmesi olduğunu belirten Kacar, “Virüsle ilk karşılaşıldığında ortaya çıkan semptomlar (ateş, üşüme-titreme, boğaz ağrısı, gece terlemeleri, kilo kaybı, yorgunluk, eklem-kas ağrısı, lenf bezlerinde şişme, ciltte döküntü vb.) çok silik olup, çoğu zaman gribal enfeksiyon olarak değerlendirilebilmektedir. Yıllar sonra bağışıklık sisteminin zayıflaması ile daha özgül semptomların başladığı dönemde tanımlanması daha kolay olmakla birlikte hastalık artık ileri evreye ulaşmış olup, tedavi olma şansı azalmaktadır. Bu arada hastalık birçok kişiye bulaşabilmektedir. Bulaş zincirinin kırılması ve tedavi için uygun dönemde hastalığın tanımlanabilmesi çok önemlidir. Sürekli yorgunluk, ateş, gece terlemeleri, kilo kaybı, uzun süreli geçmeyen ishal, ağız ve dil üzerinde beyaz lekeler, lenf nodlarında şişme, bulanık görme, kuru öksürük, nefes darlığı, yutmada güçlük-ağrı gibi semptomlar riskli bireylerde AIDS akla getirebilir. Yine bazı kanserler, tüberküloz tanısı da arka planda AIDS varlığını düşündürür” ifadelerini kullandı.