Ajda Pekkan markasını taşırken zorlanıyorum
Bahçeköy'deki evindeydim. Süperstar bayram öncesi yoğun bir koşuşturma içindeydi. Bir yandan modacısı Burcu Sedef ile elbise provaları, bir yandan şan hocasıyla konser öncesi çalışmaları, bir yandan günlük işlerinin telaşı derken araya bir de bu bayram röportajını sıkıştırıverdik. Onun yoğun temposundan ben bile yorgun düşerken; o bir an olsun sızlanmadı. Çünkü o Ajda Pekkan, kendi markasına hizmet ediyor. Markasını korumak için yaşamından, hayallerinden feragat ediyor ama süperstarlığın hakkını sonuna kadar veriyor... // Röportaj: Suna Akyıldız

YURT DIŞINDA YALNIZLIK ÇEKTİĞİM İÇİN DÖNDÜM
Uzun süre yurtdışında da kaldınız. Niye kariyerinize orada devam etmediniz?
Yapamazdım. Çok sıkıldım, yalnız kaldım. İki arkadaşını ara da iki konuş, zor. Bir de o zamanlar telefonlar paralıydı. Açıyorsun iki dakika sonra bilmem ne kadar yazıyor. Şimdiki gibi cep telefonlarından WhatsApp'tan konuşma yok ki. Daha da evveli Amerika'dayken 80 yılında santral kadına kredilerimi kullanıyordum. "Lütfen çabuk bağlar mısın, çok önemli" diye. Çok büyük yalnızlıktı, yapamadım.
Astroloji ile aranız nasıl?
Bende bir dönem astrolojiye sardım. Ama sonra dedim ki ne astrolojisi, yukarısı astroloji. Hayatın gerçekleri neyse sana onları yaşatıyor. Babamın bir lafı vardır "Allah'ın dediği olur", ne kadar doğru. Sen ne kadar çabalarsan çabala hiçbir şey olmuyor. Bu kader ve şans. Ne yazılmışsa alnına onu yaşıyorsun.
Hala çok çalışıyorsunuz yorulmadınız mı?
Ben köle gibi çalıştım. Hiç bir zaman para böyle şap diye gelmedi. Çok şükür sağlığımız yerinde, buna her zaman şükrediyorum. Şimdi de hobi olarak çalışıyorum. Çok keyif alıyorum. Ajda Pekkan'ın nesiyle yarışacağım bu saatten sonra? Çok eğleniyorum. O elbiseyi giyiyorum, o makyajı yapıyorum haha hihi yapıyorum. Keyif alıyorum. Ben işte yurt dışında o insanlarla anlaşamazdım. Bir de çok komik, bir sürü yerimi sattım Amerika'ya yerleşeceğim diye, çok farklı bir düzen. Türk olarak büyük özlem çekiyorsunuz.

BENDEN BİR TANE DAHA OLSUN İSTERDİM
Hiç çocuğunuz olsun istediniz mi?
Şimdiki özgüvenim olsa çok isterdim bir çocuğumun olmasını. Bayılıyorum. Şimdi beni teselli etmek için diyorlar ki; olduğu zaman da çok zor. Bebekken çok tatlı da ama sonrası zor. Doğrudur ama bir evladım olsun çok isterdim. Benden bir tane daha olsun isterdim. Aralarda; "Bir evlat edinsene" diyenler de oldu. Ama aynı şey değil ki. Kendimden bir parça olması farklı. Ama benim gibi özel olur muydu bilmiyorum. Ama olurdu herhâlde. Ben disiplinli bir insanım çünkü.
Yıllar içinde binlerce kıyafet giydiniz. Ne yapıyorsunuz o kıyafetleri?
Sorma... Evin altında tıkılı hepsi. Arnavutköy'e taşınmak istiyorum. Bahçeköy'deki bu evimi kiraya vermek istiyorum. Bu arada vazgeçtim satmaktan. Çünkü sattığın şeyi bir daha geri alamıyorsun. Ben bugün satsam 10 kuruşa, 15 kuruşa benden alan satar. Çünkü benim şansım böyle. Dursun ya ne olacak. Depremden sonra herkes çok istiyor büyük ve bahçeli ev. Şu anda biz çıkacak bir delik bulamadığımız için buradayız. O kıyafetlerle ben nereye çıkacağım? Sokağa mı atayım onca kıyafeti? Müze mi yapayım diye düşünüyorum.

BELKİ BİR GÜN KUYATETLERİMİ MÜZEDE SERGİLERİM
Ah keşke yapsanız...
O tuvaletleri duvarlara asmak ne güzel olur değil mi? Öyle bir yaratıcı zeka olsa yanımda zaten ben neler yapmam ama yok inan yok. İş yaptığım insanları tenzih ediyorum. Ama yok. Düşünsenize bir daha bu dünyaya gelinmiyor ve bunlar senelere yayılmış kıyafetler. Fuardaki elbiseler, Yıldırım Mayruk'un kıyafetleri, yıkılıyor hepsi. Arada evler taşındı. Bunlar servet değerinde kıyafetler. Ama bunlar bir kültüre bağlı olarak yapılsın istiyorum. Kermes gibi bir şey yapıp bilmem kimlere satılmasın. Yazık çünkü o emeğe yazık. Onlar ödenecek paralarla örtüşmüyor, manevi şeyleri çok daha değerli. Müzayedelerde, mesela Diana'nın kolyesini Kim Kardashian almış. Taksa ne olur takmasa ne olur? Ama kimisi de onu takmak için değil saklamak için alıyor.
Hayatınızın belgesel olmasını ister miydiniz?
Düşünüyorum. Ekip olmadan bir şey yapamazsın. Gidip de o konuda konuşacak kimse olmadığı için. Üzerinde durulmadı. Belki de her şeyin bir zamanı var. Acele işe şeytan karışır. Herkes ucuza kapatmaya çalışıyor. Bende hep markamı yükseltip daha değerli hale getirmeye çalışıyorum. Ki öyle zaten. Hep şunu söylerim, kendi değerini kendin biçecek ve karşı tarafa öyle empoze edeceksin. Normal kadın gibi davranırsanız hiçbir şey elde edemezsiniz. Çünkü biz o normal kadınlardan değiliz. Kırıtan, göz kırpan, seksi pozlar falan. Biz farklıyız. Biz daha kafaya önem veriyoruz. Daha kişilikli insanları seviyoruz.
Belki hayatınızı kitap olarak yazarsınız...
Günü gelince yazarım. Biraz otursun hayatım. Oradan oraya koşarken olmuyor. Yani iyi bir editörle olur. Doğru kişileri şimdi şimdi buluyorum. Hayatı anlayabilen, yaşanmışlığı deneyimi olan insanları istiyorum. Herkesle de çok konuşmayı sevmiyorum Suna.