Bir dönemin efsane seks yıldızı Arzu Okay, ‘7 Kocalı Hürmüz’ müzikaliyle yıllar sonra seyirciyle buluşuyor. 62 yaşındaki oyuncu diyor ki: “ Çok çocuklu bir ev kadını olmayı isterdim ama kısmet, erotik yıldız oldum. Arzu Okay: Karanlıkta hayranlık duyarlardı ama eşleri olmamı asla istemezlerdi. Canan Danyıldız siz Posta Gazetesi okuyucuları için ünlü yıldızla konuştu. Müjdat Gezen’in sahneye koyduğu ‘7 Kocalı Hürmüz’ müzikali başladı. Kadroda siz de varsınız! Evet, bu yaz Bodrum’da dostum Mustafa Alabora’nın misafiriydim. Bir akşam Müjdat Gezen ve eşi de bize katıldı. Foça’da yaşıyorum. İstanbul’a döndüm, ne yapacağım derken Müjdat, “7 Kocalı Hürmüz’ü sahneye koyuyorum, gel oyna” dedi.Siz daha evvel tiyatro ya da müzikal yapmış mıydınız? Yoo, sadece sinema yaptım. İkisi farklı şeyler ama korkmuyorum. Birce Akalay, İlker Ayrık, Suzan Kardeş gibi isimler var. Oyuncular şahane. Benimkisi küçük bir rol, kendim öyle istedim.Yeni nesil oyuncular sizi nasıl karşıladı? Uzun yıllar Paris’te yaşadım, o yüzden yeni yeni tanıyorum çoğunu ama çok saygılı, çok yetenekliler, Birce de, İlker de. Hele Suzan... İlk gösterim TİM Show Center’daydı. İlk iki gece içeriye giremeyenler oldu sanırım, 1200 kişiye oynadık. Sonraki akşamlar için dostlarımıza yer bulmak istedik, yoktu! ‘7 Kocalı Hürmüz’ neden her dönem ilgi görür ki? Müjdat biraz modernleştirdi tabii. Bir kadının başkaldırı hikayesi var. Normalde erkekler 4-5 kadın alırken, burada kadın 7 koca alıyor ve parmağında oynatıyor. Sayılır. O yıllarda bir yandan sinema çeviren, set bitince grevlere katılan Arzu vardı. Biri işimdi, diğeri gerçek ben. Ama o kadın değişmedi. İki yıl evvel 60 yaşında Diyarbakır’da ‘Barış Yürüşü’nde plastik kurşun yedim. Hayatta hâlâ ters giden şeyler var, insanlar acı çekiyor.Hürmüz, yedi kocayı birden idare ediyor... Evlenmeyi çok isteyen bir kadındım. Bir kez evlendim boşandım. Öyle Hürmüz gibi çok eşli değilim yani. Kadınlar erkeklerden daha tehlikeli. Başka tekliflere açık mısınız? Tiyatro, sinema... Açığım. Çok iyi geldi bu müzikal. Otobiyografimi de yazacağım yakında. Kime “Arzu Okay’a gidiyorum” desem, “Vay, efsanedir!” diyor. Hayattaki duruşun çok önemli. Muhtemelen dürüst ve olduğum gibi davranığım için saygı gördüm.117 filmde oynadınız, sinemaya nasıl adım attınız? 1970’te ‘Sinema Yüz Güzeli’ seçildim, 15-16 yaşındaydım. Önce fotoromanlarda yer aldım. O zaman Kadir İnanır’la aynı kuyruğa girer, maaşımızı alırdık. İlk filmim Ayhan Işık’laydı. 23 yaşında sinemayı bıraktım, sinema bitmişti. Annem babam ben küçükken ayrılmış. Tek çocuğum. Babam başka biriyle evlenip aile kurmuş. 18 yaşındayken gidip tanıştım, Adana’ya. Beni istemedi. Anneme ve kendime bakmam gerekiyordu. Bir yandan filmlerde çalışıyorum, diğer yanda gerçek Arzu var, okumak isteyen. Deli gibi kitap okuyorum, grevlere katılıyorum. Sinemadan biriktirdiğim parayla Londra’ya İngilizce öğrenmeye gittim, düşün. Babaannem ile Orhan Kemal’in annesi kardeş çocuğu...O yıllarda anneler şöhretten korkanken anneniz nasıl izin verdi? Fotoroman ve sinema yarışmalarına annem götürmüştü. Maddi durumumuz kötüydü. Bir de galiba annem kendi yapamadıklarını bana yaptırdı. O da çok güzel bir kadındı, İzmirli’dir. “Keşke babam olsaydı başımızda” dediğiniz oldu mu? Onu suçlamıyorum ama babam olsun isterdim. Okulda bazen, “Babam izin vermiyor, gelemem” demeyi çok isterdim. Seks filmlerim nedeniyle değil, beni daha en başta istemedi. Çalıştığı yere gittiğimde babama, “Ben Arzu” dedim, “Hangi Arzu” dedi, unutmuş!Babanız hayatınızda olsaydı başka türlü olur muydu? Fizik okumayı çok isterdim ama olmadı. Ama kızım Eda beş dil biliyor. Sorbonne mezunu, yüksek lisans yaptı. Güzel Sanatlar okudu. Ben de yapamadıklarımı ona yaptırdım galiba. Daha 17 yaşında evden taşınmıştım zaten ama anneme ben bakıyordum. Bir gün erotik fotoğraflarımı gördü, “Utanmıyor musun?” dedi. Ben de, “Sen bu parayla yaşamaya utanmıyor musun?” dedim. Yapımcısı, erkek oyuncusu, senaristi utanmayacak, bir tek ben mi utanacağım seks filmlerinden? Memduh Ün’ün çevirdiği erotik filmde oynadım. Ama o ismini başka yazdırdı.Kaç seks filminiz var? 24 kadar var. 80 tane normal filmden kazanmadığım parayı onlarla kazandım. Film başına o zaman 70-80 bin lira alıyordum. Büyük isimler para kazandı, ben ev bile alamadım. Sonra benim ismimle erotik filmleri dünya paraya sattılar. Gerçek hayatta da öyle seksi kadın değilimdir; gördüğün gibi sıradanım. Çok çocuklu bir ev kadını olmayı isterdim ama kısmet, erotik yıldız oldum. Hayır, kıskanmadım. Onlar koruma altındaydı çünkü. Benim öyle bir durumum olmadı. Yönetmenlerden evlenme teklifi almadım. Küçük yaştaydım, sinemayı da erken bırakmıştım. Mesleğimden sevgilim olmasını istemezdim.Peki, çok açık soracağım: Erotik filmler dışında başka yapacak bir iş yok muydu? Lise terk bir kızım. İngilizceyi de Fransızcayı da sonradan öğrendim. Bana o dönem kim, ne iş verecek? Şimdi düşünüyorum da, hayalmiş! Karanlıkta hayranlık duyulan bir kadındım ama gerçek hayatta eşleri olmamı asla istemeyecekleri biriydim. Belki ben de kendimi anlatmadım. Kimse Arzu’yu merak etmedi ki. Kendi filmlerinizi hiç seyretmemişsiniz. Çektiği filmlerden pişmanlık duymayan bir kadın, neden seyretmez?(Gülüyoruz) E çok kötü filmler! Deli miyim, 1,5 saatimi neden çöpe atayım? Güzel filmler olsaydı seyrederdim. Onun yerine kitap okur, seyahat ederim daha iyi. Seyahate bayılırım. Bana sorsan güzel bir ayakkabı mı seyahat mi diye, hiç düşünmeden seyahat derim! 62 yaşındayım. Artık bu yaştan sonra soyunmam! Evet. Mesela Mete İnselel ve eşi Kamuran arkadaşımdı, evlerinin anahtarı bende vardı, gider onlarda kalırdım. Hatta Kamuran’a diyorum ki, “Kocana sahnede suni teneffüs yapacağım, takma dişlerini taktırmayı unutma!” çok yakındık. Onların kıskandığı bir kadın değildim. Tabii ki yaşanmadı! Bu sahneler gerçekse o zaman biz çeken kadınlar, ne duruma düşüyoruz pardon? Filmleriniz özel hayatınızı, hayatınızdaki erkeği nasıl etkilemiştir? Beni taşımak belki o yıllarda zor olmuştur. Benim gerçeğimi bilen biliyordu. Ama ben çevirdiğim filmler yüzünden değil, başka sebeplerden terkedildim. Hayır, Ahmet çok iyi bir insandır, düzgündür. Sevgimiz bittiği için ayrıldık. Hem evlenmek hem de çocuk istiyordum. Bunu yaşadım, çok mutluyum. Ahmet yeniden evlendi, ikizleri oldu. Eda’nın bir ailesi daha var. Eda, “Annem Türkiye’nin Brigitte Bardot’su” der çıkar işin içinden. Ona göre öyleyim. Ben para için, ayakta kalmak için o filmleri çevirdim. Eda bunu bilir, yargılamaz.