Karşılıklı bağımlılık, sevgililerin birbirinden bağımsız olarak hiçbir şey yapamayacak duruma gelmesidir. Bu durumdaki kişiler sevgilileri olmadan yaşayamayacaklarını düşünürler. Üstelik bağımlılıklarının farkında da değillerdir.Bu 10 madde, sizin böyle bir ilişkide olup olmadığınızı gösterecek. Birlikte değilken asla sosyalleşemiyorsunuz. Tek başınıza bir topluluk içine girmeyi istemiyorsunuz. Kendinizi yalnızken güvensiz ve rahatsız hissediyorsunuz. İş ya da başka bir nedenden dolayı zorunlu olarak yalnız sosyalleştiğinizde de mümkün olan en kısa sürede ortamı terk edip birbirinize koşuyorsunuz. Birbirinize ulaşamadığınızda dünya adeta üzerinize yıkılıyor. Defalarca arıyor, mesaj atıyorsunuz. Aklınıza hep en kötüsü geliyor. Ya “Acaba başkasıyla mı beraber?” diye düşqünüyorsunuz ya da “Başına bir şey mi geldi? Yoksa öldü mü?” diye panik yapıyorsunuz. Koronavirüse aşı bulmuş olsanız bile, dünya sizi alkışlıyor olsa bile, sadece sevgilinizin takdirini önemsiyorsunuz. Onun onayı olmadan, neyi başardığınızı fark etmiyorsunuz. Çünkü yaptığınız her şeyi, kendiniz için değil, birbirinizin takdirini almak için yapıyorsunuz. İkiniz de kişiliklerinizi bir kenara atmışsınız. Neredeyse sizi siz yapan tüm özelliklerinizden vazgeçmişsiniz. Birbirinize söylediğiniz sözleri emir olarak algılıyor ve hemen yerine getirme isteği içine giriyorsunuz. Kendi ihtiyaçlarınızı bir kenara atıp, birbirinizin ihtiyaçları için çabalıyorsunuz. Sevgiliniz ‘Uçurumdan atla’ dese atlayacak durumdasınız. Mantığınıza aykırı olsa bile birbirinizin her isteğine ‘Evet’ diyorsunuz. ‘Hayır’ derseniz birbirinizi hayal kırıklığına uğratmaktan ve belki de ilişkiyi kaybetmekten korkuyorsunuz. Tartışmalardan kaçınıyor, sorunların üzerini sürekli örtüyorsunuz. Bu yüzden kapana kısılmış gibi hissediyorsunuz. Sorunların büyüdüğünü anladığınızda da bu konuyu nasıl çözeceğinizi bilemiyor ve yine üstünü kapıyorsunuz. Doğal olarak bir kısır döngüde dönüp duruyorsunuz. Her şeyi birlikte yaptığınız için başkalarının varlğından rahatsızlık duyuyorsunuz. Birbirinizi adeta kapatmış durumdasınız. Bu nedenle kimseyle arkadaşlık da edinemiyorsunuz. Var olan arkadaşlarınız da sizinle pek bir şey paylaşamadığı için giderek sizden uzaklaşıyor. Sevgilinizin size ihtiyacı olduğunda orada olmamaya dayanamıyorsunuz. Evde domates doğrarken azıcık elini kesse, bunu duyduğunuzda kendinizi suçluyorsunuz. Ya da biriniz mutsuz olduğunda diğeriniz bunun sebebinin kendisi olduğunu düşünüyor. Yani birbirinizin mutlu olma sorumluluğunu üstleniyorsunuz. Dünyada olan biten hiçbir şey sizi ilgilendirmiyor. Birlikte kurduğunuz küçücük dünyanızda sonsuza kadar mutlu yaşayacağınızı sanıyorsunuz. Başkalarının başına gelen şeyleri konuşmuyor, bir Yeşilçam filminin pembe panjurlu evinde gününüzü geçiriyorsunuz. En küçük bir konuda bile tek başınıza karar alamıyorsunuz. Üzerinize alacağınız kazağın rengini dahi sevgilinize soruyorsunuz. Aranızdan biri sormadan, danışmadan bir şey yaptığında diğeri aşırı bir şekilde alınganlık gösteriyor. Bu yüzden de kendinizi suçluyorsunuz.