Bayıla bayıla yiyoruz, her evde var ama organları çürütüyor! Öldürmeyip süründürüyor, tansiyona zirve yaptırıp ömrü 10 yıl birden kısaltıyor!

Hepimizin severek tükettiği pek çok besin kaynağı bulunuyor. Masum görünüşlerine aldanıp soframızdan eksik etmediğimiz o 10 gıda ise resmen öldürmeyip süründürüyor. İşte yiyenin ömründen 10 yıl götüren, kalp damarlarını tıkayan ve erken ölüme dahi sebep olan o zararlı besinler...

Hepimizin evlerinde yer alan, sık tükettiğimiz pek çok besin kaynağı hakkında ne kadar bilgi sahibi olduğumuz tartışılabilir. Bazı besinleri sık sık yesek de zararlarını göz ardı edebiliyoruz. Öyle besinler var ki uzmanları yiyenin ömründen çalıyor diyerek onlara dikkat çekiyor. İşte asla tüketmemeniz gereken, evinizde varsa acilen çöpe atmanız gereken 10 gıda! www.posta.com.tr

ŞEKER
Tek başına sağlığın en büyük düşmanı olarak da bilinen şeker, hemen her besin içerisinde bulunuyor. Sağlıklı ve uzun bir ömür sürdürmek için şeker alımına dikkat etmek önem taşıyor. Vücuda girmesi gerekli olan besin değerleri arasında yer alan şeker, doğru kaynaklardan ve doğru miktarda alınmadığı takdirde karaciğeri yoruyor, kalp damarlarını tıkıyor, organları yağlandırıyor.

Yemelere doyamadığımız bu besin kaynağı, karaciğerde yağ birikimine neden olabiliyor ve karaciğer yağlanması riskini artırıyor. Özellikle fruktoz, karaciğerde yağ sentezini artırarak karaciğer sağlığını olumsuz etkiliyor. Bu da zaman içerisinde karaciğerin yağlanmasına, siroz gibi ciddi hastalıkların ortaya çıkmasına yahut organ yetmezliği oluşmasına kadar varan sonuçlar ortaya çıkartabiliyor.

Doğal şeker alımını desteklemek için meyvelerden, limon, çilek gibi şeker bakımından zengin besinlerden faydalanmak yeterli oluyor. Bal, tarçın gibi kan şekeri dengeleyiciler de yine beyaz şeker yerine tercih edilebilecek tatlandırıcıların başında geliyor.

MARGARİN
Bayıla bayıla yesek de damarları İstanbul trafiği gibi tıkayan margarinler de özellikle kalp sağlığını riske atıyor. Sık tüketildiğinde damar tıkanıklığı ile birlikte kalp krizi riskini artıran bu besin kaynaklarını sağlıklı alternatifleri ile değiştirmek gerekiyor. Doğal tereyağı, zeytinyağı gibi seçenekler ve yine bitkilerden elde edilen farklı yağlar margarin yerine yemeklere lezzet katmak üzere tercih edilebileceklerin başında geliyor.

Margarin, hidrojenasyon adı verilen bir işlemle sıvı bitkisel yağlardan katı hale getirilirken trans yağ oluşumuna neden olabiliyor. Trans yağlar, kötü LDL kolesterolü artırırken iyi HDL kolesterolü azaltıyor. Bu da kalp-damar hastalıkları riskini artırıyor.

Bazı margarin çeşitleri, lezzetini artırmak için katkı maddeleri içerebiliyor. Bu katkı maddeleri arasında koruyucular, renklendiriciler ve tatlandırıcılar yer alıyor. Bu maddelerin bazıları alerjik reaksiyonlara veya sindirim sorunlarına neden olarak sağlığınızı riske atıyor.

BEYAZ EKMEK
Hepimizin sofrasında var ama tehlike saçıyor! Son derece masum görünse de beyaz ekmekler de tehlike saçıyor. Yüksek şeker oranları, kalorileri ile dikkat çeken beyaz ekmekler sık tüketildiğinde obezite de başta olmak üzere pek çok olumsuzluğa sebep oluyor. Özellikle şeker hastaları için risk teşkil eden beyaz ekmek düzenli ve kontrollü tüketilmediğinde zararlı karbonhidrat alımına sebep oluyor.

DOĞUM GÜNÜ PASTASI
Zengin şeker içeriği ile bilinen doğum günü pastaları, özellikle ani kan şekeri yükselişi nedeniyle risk taşıyor. Kalp ve damar tıkanıklıklarına, karaciğer yağlanmasına, ani hiperglisemiye ve obeziteye neden olabilen bu besin kaynağını kontrollü bir şekilde tüketmeye özen göstermek bu nedenle önem taşıyor.

3'Ü 1 ARADA KAHVELER VE KAHVE TOZLARI
Çok lezzetli olduklarını biliyoruz, ancak hazır kahve tozları da sağlığı büyük oranda tehdit ediyor. Bu ürünler de bulyonlar gibi içeriklerinde yer alan yoğun kıvam artırıcı, tatlandırıcı ve MSG oranı nedeniyle sağlığı tehdit ediyor. Uzun bir ömür sürmek isteyenler için uzmanların özellikle uzak durulması gerektiğini söylediği hazır kahveler yerine filtre kahve, Türk kahvesi gibi sağlıklı alternatiflere yönelmek gerekiyor. Kahve beyazlatıcı, süt tozu gibi alternatiflerden de uzak durulması öneriliyor.

ASİTLİ İÇECEKLER
Canan Karatay'ın ve daha pek çok uzmanın da uyardığı asitli içecekler, zararlarını öğrendiğinizde sofranıza koyduğunuza bin pişman ediyor. Bu içecekler özellikle şeker oranları, asidite seviyeleri, karbondioksit içerikleri ve her türlü koruyucu maddeler nedeniyle mideyi, karaciğeri tahrip ediyor, kalp damarlarını tıkıyor. İçerisinde yer alan yüksek şeker oranları da asitli içeceklerin tüketiminden kesinlikle uzak durulması gerektiğini gözler önüne seriyor.

HAZIR ÇORBALAR
Lezzetli çorbaların pratik hâli olarak da tanımladığımız hazır çorbalar da içerisinde yer alan koruyucu maddeler nedeniyle kanserojen etkiler taşıyor. Yine MSG bakımından zengin olan bu besinler tatlandırıcı ve kıvam artırıcı içerikleri nedeniyle de büyük risk teşkil ediyor. Kendi ömründen çalmak istemeyenlerin bu nedenle hazır çorbalardan uzak durması öneriliyor.

BULYONLAR
Yemeklere lezzet katmak için tercih edilen bulyonlar da içerikleri nedeniyle büyük risk teşkil ediyor. Sağlığı önemli oranda tehdit eden bulyonların içeriklerinde yer alan koruyucular, kanserojen maddeler ve daha fazlası karaciğer ve kalbi başta olmak üzere tüm organları tehdit ediyor. Özellikle bu ürünlerin içerisinde yer alan ve Çin tuzu adı verilen MSG'nin sık alımı vücutta iltihabi reaksiyonları da tetikleyerek uzun vadede sağlığı oldukça olumsuz şekilde etkiliyor.

NUGGET VE SCHNİTZELLER
Özellikle yemek yapmaya üşenip lezzetli ve pratik bir yiyecek aradığımızda başvurduğumuz nugget ve schnitzeller de göründüğü kadar masum değil! İçlerinde yer alan katkı maddeleri, yapılış şekilleri ve daha farklı pek çok detay düşünüldüğünde bu besin kaynaklarının da aslında sağlık için son derece zararlı olduğu görülüyor.

Hazır paketli olarak alındıklarında hem içerikleri kirli olan hem de kızartılarak pişirdiklerinde tehlikeleri kat be kat artan bu besinleri tüketmek isteyenlerin evde kendilerinin yapması öneriliyor. Elbette ki evde yapılan nugget ve schnitzellerden vitamin almak için de derin yağda kızartma yöntemi yerine fırınlamak gibi yollara başvurulması önem taşıyor.

KIZARTMALAR
Neredeyse her yemeğin kızarmışını daha çok sevdiğimiz bir gerçek, ancak bu kızartmalar uzun vadede resmen her türlü kronik rahatsızlığa davetiye çıkarıyor. Kalp ve damar rahatsızlıkları başta olmak üzere mide, karaciğer gibi hayati öneme sahip organlarımızın sağlığını da tehdit eden kızartmalar, yüksek yağ oranları nedeniyle sağlığımızı riske ediyor.

Bu besinlerin sık tüketilmesi durumunda kişilerin obeziteye yakalanma riskleri artıyor, yaşam kaliteleri düşüyor, damar tıkanıklarına yatkınlık başlıyor, aşırı yüklenme nedeniyle karaciğer ve mide dokusunda bozulma ve yağlanmalar görülebiliyor. Ne kadar lezzetli olursa olsun kızartmaların sık tüketilmemesi öneriliyor. Kızartma yerine alternatif olarak günümüzde sık kullanılan airfryer teknolojilerinden yahut fırında yağsız kızartma metotlarından faydalanılması öneriliyor.