RAMAZAN BAYRAMI GECESİ NAMAZININ FAZİLETİ
Rabî ibni Huseym (Radıyallâhu Anh)dan nakledilen rivâyete göre; Abdullâh ibni Mes‘ud (Radıyallâhu Anh) Rasûlüllâh (Sallellâhu Aleyhi ve Sellem)in şöyle buyurduğunu rivâyet etmiştir:
“Beni hak (bir din) ile (peygamber olarak) gönderen Zât (olan Allâh)a yemîn ederim ki; Cibrîl (Aleyhisselâm)ın bana haber verdiğine göre; İsrâfîl (Aleyhisselâm) Azîz ve Celîl olan Rabbi’nin şöyle buyurduğunu ona haber vermiş:
‘Her kim Ramazan Bayramı gecesi on rekât kılar; her rekâtta (bir) Fâtiha ve on bir kere İhlâs Sûresi okur, rükûunda ve secdesinde de on kere:
‘Allâh(-u Te‘âlâ’y)a tesbîh olsun, bütün hamdler Allâh(-u Te‘âlâ’y)a mahsustur, Allâh(-u Te‘âlâ)dan başka hiçbir ilâh yoktur. Allâh(-u Te‘âlâ) her şeyden büyüktür.’ diye zikreder, namazı bitirince yüz kere Allâh(-u Te‘âlâ)dan bağışlanma taleb eder, sonra secdeye kapanır ve secdede:
‘Ey gerçek hayat sâhibi! Ey her şeyi hakkıyla yöneten! Ey celâl ve ikrâm sâhibi! Ey dünyâ ve âhiretin Rahmânı ve Rahîmi! Ey acıyanların en merhametlisi! Ey öncekilerin ve sonrakilerin İlâhı! Sen benim için günahlarımı bağışla, orucumu ve namazımı kabûl eyle.’ diye duâ eder.”
(Rasûlüllâh (Sallellâhu Aleyhi ve Sellem) Allâh-u Azze ve Celle’nin buyurduğu bu hadîs-i kudsîyi naklettikten sonra bu namazın fazîletini beyân sadedinde şöyle buyurmuştur:)
“Beni hak (bir din) ile (peygamber olarak) gönderen Zât (olan Allâh)a kasem ederim ki; gerçekten bu kişi secdeden başını kaldırmadan önce Allâh(-u Te‘âlâ) onu bağışlar, bütün insanların günahlarından daha büyük her günahı yapmış olsa bile onun günahlarından (sebep hak etmiş olduğu azaplarla kendisine cezâ vermekten) vazgeçer ve onun Ramazan ayını (ve onda yapmış olduğu bütün sâlih amelleri) kabûl eder.” (İbnü’l-Cevzî, Kitâbu’n-Nûr fî fezâili’l-eyyâmi ve’ş-şühûr, sh:75-76; Ayr. Bkz.: Süleymâniye Kütüphânesi, Nâfiz Paşa:329, verak:23-24; Benzeri bir rivâyet için bkz.: İbnü ‘Arrak, Tenzîhü’ş-şerî‘a, 2/94)