Billur Kalkavan, özel hayatıyla sık sık gündeme geliyor. 21 yaş küçük sevgilisi Buğra Bahadırlı ile mutlu bir birliktelik süren Kalkavan, katıldığı bir programda çarpıcı açıklamalarda bulundu. Billur Kalkavan, Armağan Çağlayan'ın programına konuk oldu. Armatör bir babanın kızı olarak dünyaya gelen Billur Kalkavan, çocukluk yıllarını ve ailesini anlattı. Billur Kalkavan'ın açıklamalarından satırbaşları şöyle: Benim babam sofra kurallarına inanılmaz önem veren bir adamdı. Hayatımda bu kadar sofraya dikkat eden bir adam görmedim. Mesela 'baba ben sınıfta kaldım' desem 'seneye geçersin' derdi. Ama kolunu sofraya koyduğum zaman kızardı. Sofraya oturmadan önce tıraş olup gelirdi. Ev için dikilmiş özel kıyafetlerini giyerdi. Bu kadar sert kuralları başka hiçbir arkadaşımın evinde görmedim. İyi ki de yapmış! Çünkü ben hayatta öğrendiğim birçok şeyi o sofrada öğrenmişim şimdi anlıyorum, muhabbet ederdik çünkü… Oxford Felsefe mezunuydu. Babam konuşmasın da kim konuşsun? Ben sanattan, edebiyata birçok şeyi babamdan öğrendim. Ayaklı kütüphane gibiydi… Liseye giderken kaldım, babam bir şey demedi. Amerika'ya gittim orada bitirdim. Çünkü sevmiyordum okula gitmeyi. Ben hiçbir zaman okula gitmeyi sevmedim. Evde o kadar çok şey öğretiliyordu ki bir de okula gidip bir şeyler öğrenmekten sıkılıyordum. Bizim ailenin zenginliği dedemden gelir. Babama 'armatör' diyorlar ama asıl armatör dedemdir. Dedem 1990'da gelmiş İstanbul'a, Fatih'e yerleşmiş sonra Beylerbeyi'ndeki o yalıyı almış. Dedem 1990'da gelmiş İstanbul'a, Fatih'e yerleşmiş sonra Beylerbeyi'ndeki o yalıyı almış. Hatta babam derdi ki '16 bin liraya almış' şimdi herhalde yüzlerce milyon dolar ediyor. Ailede okuyan tek adam babam… Kendi gibi arkadaşları vardı, hayatı seven adamlardı. Zengin çocuğu olmak zor bir şey, hırs olmuyor insanda. Bende de hırs yoktur, 'olmuyorsa olmaz' işim olursa yaparım olmazsa da umursamam. Babamın iflas ettiği zamanı ben bilmiyorum onu annem bilir. Büyük bir zenginin parasız kalması bir fakirin yaşamı gibi değil. 'Ihlamurlar Altında' dizisinde bizim aile iflas ediyordu beni Gaziosmanpaşa'da bir gecekonduya koydular. Dedim ki 'olmaz, mantık dışı' tamam halk seviyor öyle ajitasyonu ama zenginin iflasını ben çok iyi biliyorum büyük bir yalından küçük bir yalıya taşınırsın. Zengin adam gidip iflas edince Gaziosmanpaşa'da yaşamıyor. Küçümsediğim için söylemiyorum kimse yanlış anlamasın ama öyle değil o işler. Daha küçültürsün hayatını… O dönem sözümü geçirememiştim ama Gaziosmanpaşa'da da güzel zaman geçirmiştim. Benim hayattaki ana amacım keyif almaktır. Ben her zaman özgürlüğü seçtim, evime haciz de geldi borçlandım da…. Bir sürü hayalim var birçok şey yapak istiyorum.