Herkes çok mutsuz
O bir klasik. Yıllar geçtiğinde de var olmaya devam edecek, hiç eskimeyecek. Büyük ihtimal çocuklarımız bile kalpleri kırıldığında onun bir parçasıyla ağlayacak, içecek, iyileşecek. Çünkü o, kendinden ne çıkıyorsa olduğu gibi ortaya koymayı becerebildi. Uzun zamandır yeni şarkılar yazmıyor. "Galiba bir daha hiç yeni şarkılar yazmayacağım" diyor. Olsun… Karşınızda Teoman.
Röportaj: Işıl Cinmen
- Facebook’ta, Instagram’da herkes mutluluktan ölüyor neredeyse ama bu, yalan işte. Birebir ilişkide anlıyoruz nasıl birileri olduklarını… Ben, derin sohbetlere girdiğimde, herkes yelkenleri suya indirip kendi gerçeğini gösterdiğinde kopkoyu şeyler görüyorum, genelde de derin bir mutsuzluk. Herkes çok mutsuz.
- Benim kara deliğimde, huzursuzluk, amaçsızlık, dünyanın gidişatına karşı korku, can sıkıntısı, yalnızlık var. Gelecekten ödüm patlıyor. Bu koyuluk perspektifinden çıkmaya çalışmak tam zamanlı bir iş benim için. Öyle biri olmamaya çalışıyorum düşüncelerimi kontrol etmeye çalışarak. Ama bana şarkı yazdıran da o ‘koyu’ bakış açım.
- Kan değerlerime bakarsan gençmişim. Bunca yıl hor kullanılan bir beden için çok çok iyi bir sonuç. Ama ruhen yaşlı hissediyorum. Birçok şeyin hazzı, anlamı yok olmuş benim için. Yeni bir şeyler yapmaktansa, geçmişi geleceğe taşımakla ilgiliyim.
- İlişkilerimde hep temkinli davrandım. O yüzden de aşklarını onlu sayılarla ifade edenlerden değilim. Bir şeyin ‘aşk’ olduğunu kabul etmem zor oldu hep, ayrılışlarım da sancılı oldu. Belki sancı meselesi iyi bir açıklayıcı olur. Ayrılış sancılıysa aşk, değilse değil.
- Seks, bir yarayı kapatmak içinse boş bir çaba. Ağrıyı geciktiriyor ama azaltmıyor. Ama kalbimiz yaralıyken ya da birini sevecek mecalimiz yokken ya da yalnızlık çekilmezken birilerinin varlığına yine de ihtiyaç duyuyoruz. Uzun süreler boyunca böyle yaşadıkça da ağrı kesici niteliğini kaybediyor bu ilişki biçimi. Yalama oluyorsun.
- Ruh bizden sonra var olmaya devam ediyorsa, benimki benim mezarımın başında durup şöyle derdi: “Geldi, geçti işte!”