Tıpta, hastalık meydana gelmeden alınan önlemlere primer koruma, hastalık meydana geldikten sonra ölüm ve sakatlıkları azaltmaya yönelik alınan korumaya ise sekonder koruma deniyor. Birincil korumada amaç, var olan sağlıklı olma halini sürdürme ve kaliteli yaş almak. Nefes egzersizleri hem birincil hem de ikincil korumada yer alıyor.
Kalp atımı gibi nefes alıp vermek de biz farkına varmadan kontrolümüz haricinde devam eden otonomik bir fonksiyon. Doğduğumuzda karın solunumu yapıyoruz. İlerleyen dönemlerde yaşadığımız tecrübeler nefes alış verişimizi değiştiriyor.
Örneğin, bir süre sonra nefesimizi farkında olmadan tutmaya, daha yüzeysel nefes almaya başlıyoruz.
Gün içerisinde masa başında çalışmak ve duruş bozuklukları karın solunumu yapmamızı kısıtlıyor. Yanlış nefes alıp vermeye başlıyor ve bunu fark etmiyoruz. Ancak Kardiyoloji Uzmanı ve Nefes Teknikleri Eğitmeni Doç. Dr. Özlem Bozkaya'nın açıklamalarına göre yanlış nefes vücutta sürekli baş gösteren halsizlik, yorgunluk, kaygı bozukluğu, açıklanamayan kronik ağrılar gibi pek çok bedensel ve ruhsal sorunla bize alarm veriyor ve biz de maalesef bu alarmın neden kaynaklandığını anlamıyoruz.