Kalp-damar hastalıklarının önlenmesi ve kaliteli bir yaşamın sürdürülebilmesi için; ömür boyunca sağlıklı beslenme prensiplerinin uygulanması ve düzenli fiziksel aktivitenin yaşam tarzı olarak benimsenmesi çok önemlidir. Bu yaşam şeklinin benimsenmesi sayesinde; ideal kilo korunabilmekte, vücut kitle indeksi ve bel çevresinin normal sınırlarda kalması sağlanabilmekte, kolesterol, şeker, tansiyon yüksekliği gibi risk faktörlerinin ortaya çıkması büyük ölçüde engellenebilmektedir. Ayrıca bu hastalıklara sahip olan kişilerde ilaca olan bağımlılık azalabilmekte, kalp ile ilgili sağlık sorunu yaşama riski ciddi oranda düşebilmektedir” dedi ve kalp-damar hastalığı riskini azaltan sağlıklı beslenmenin nasıl olması gerektiğini aktardı.
Hangi yağlar kalbin dostudur?
Doç. Dr. Yiğit Çanga, “Kalp-damar hastalığı riskini düşürmek için önerdiğimiz beslenme biçiminin adı Akdeniz tipi beslenmedir. Bu beslenme biçiminin temel prensibi; doymuş (hayvansal) yağların yerini doymamış yağların (bitkisel) almasıdır. Özellikle kan kolesterol düzeyimizin sağlıklı bir profilde olması için doymuş yağların yerini; çoklu doymamış yağlar, tekli doymamış yağlar ve tam tahıl kaynaklı karbonhidratlar almalıdır. Bu şekilde LDL yani kötü huylu kolesterol düşerken, HDL yani iyi huylu kolesterol yükselir” diye konuştu ve doymuş yağ tüketiminin günlük tüketim sınırına ilişkin bilgi verdi:
“Tereyağ, kırmızı et, mandıra ürünleri gibi doymuş yağlardan alınan günlük enerji, toplam kalori alımımızın yüzde 10’undan daha düşük olmalıdır. Günlük 2 bin kalori aldığımızı varsayarsak; bunun 200 kalorisinden daha azı doymuş yağlardan gelebilir. 1 gram yağ, 9 kaloridir. Demek ki bir günde en fazla 22 gram doymuş yağ almamızda herhangi bir sakınca yoktur. Sonuç olarak yağ ihtiyacımızı büyük oranda doymamış yağ kaynağı olan zeytinyağından ve bitkisel besinlerden karşılamalıyız. Günde yarım yemek kaşığı yani 7 gram zeytinyağı tüketmek, kalp hastalıklarından ölümü yüzde 19 oranında azaltmaktadır.