Sosyal medya fenomenleri Bahar Candan ve Nihal Candan adıyla bilinen Gülnihal Çiçek, 16 Kasım 2023'te 'Kara para aklama' ve 'Suç örgütüne üye olma' suçlamasıyla tutuklanarak cezaevine gönderilmişti. Cezaevindeyken 37 kiloya düşen Nihal Candan yaşadığı sağlık sorunları sebebiyle tahliye edilmişti. Alisya Bahar Candan'ın 44 yıla kadar, Nihal Candan adıyla bilinen Gülnihal Çiçek'in ise 24 yıla kadar hapsinin istendiği 21 sanıklı davaya bugün devam edildi. Küçükçekmece 5. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülecek üçüncü duruşma için Nihal Candan adliyeye geldi. Candan, adliye girişinde kendisine yöneltilen soruları cevapsız bıraktı. Duruşmada verilen aranın ardından sanık Hacı İsrafil Sağlam savunma yaptı. Sağlam, “Telefonumda olan tüm dosyalar için yedekleme yaptım. Ancak bu iddianamede soruşturmanın gizliliğini ihlal eden delil olarak değerlendirilmiş. Bana TMSF’den alınmış araçlar olduğu ve satıldığı söylendi. Ben hiçbir zaman ben alıyorum, satıyorum demedim. Ben Nihal ve Bahar Candan’ın hesaplarına para gönderilme konusunu duydum. Onur Apaydın bir keresinde Bahar Candan’a ‘Hesaba para gönderilecek’ demişti. Ancak ne için gönderileceğini bilmiyorum. Ben direkt örgüt kasaları Bahar ve Nihal Candan’dır demiyorum. Sadece duyduklarımı söylüyorum. Onur Apaydın’dan sadece bir defa 15 bin TL nakit aldım. Onun haricinde hiçbir şekilde para almadım dedi. Sanık savunmasının ardından ara kararını açıklayan mahkeme heyeti, sanıkların tutukluluk halinin devamına karar verdi. Kararı duyan Bahar Candan, babasına dönerek 'Ben burada mı kalacağım? Asayım mı ben kendimi ne yapayım? dedi. Duruşma, sanık savunmalarının alınmasına devam edilmek üzere 13 Eylül Cuma gününe ertelendi. Dolandırıcılık ve suç örgütüne üye olmak suçlarından Alisya Bahar Candan'ın 14 yıldan 44 yıla kadar, Nihal Candan adıyla bilinen Gülnihal Çiçek'in ise 8 yıldan 24 yıla kadar hapis istemiyle yargılandığı davanın 3'üncü duruşmasında Nihal Candan savunma yaptı. Nihal Candan'ın duruşmada sık sık kardeşi Bahar Candan'a meditasyon sözleri söyleyerek bunları içinden tekrar etmesini de istediği görüldü. Candan'ım savunması sırasında gözyaşlarına hakim olamaması dikkat çekti. Suçlamaları kabul etmeyen Candan, iddianamede örgüt lideri olarak bahsedilen Onur Apaydın ile bir dönem ilişki yaşadığını söyledi. Candan, Savunmasının başlangıcında İfade vermeye hazırım heyecandan bayılmazsam bir problem yok dedi. Nihal Candan savunmasında Ben burada bir suçlama göremiyorum. İddianameyi defalarca kez okudum. Avukatlarıma defalarca kez okuttum. İddianamede bana yönelik açık bir suçlama göremiyorum. Ben bir toplantıya katılmadım. Ben yanlış birisi ile 2021 yılında beraber oldum. Kendini Kaan olarak farklı bir isimle tanıtan birisi bana gerçek mesleğini de söylemez. İddianamede örgüt lideri olarak bahsedilen Onur Apaydın kendisinin iş insanı olduğunu, aktif para kazanan biri olduğunu ve benden çok hoşlandığını söyledi. Ben o dönemde anksiyete problemleri yaşıyordum. Bu nedenle özel hayatım ile ilgili yanlış bir karar verdim dedi. Nihal Candan, Ben hukuk fakültesini bitirdim. Ancak bu olay nedeniyle mesleğimi yapamıyorum. Bu çok uzun süren bir aşk hikayesi değil. Ben Onur Apaydın hakkında uzaklaştırma kararı alarak ayrıldım. Ben veganım bahsedilen toplantıların et restoranında yapıldığı söyleniyor. Orada uzun süre kalamam et yenildiği için midem bulanır şeklinde konuştu. Candan, Benim araç satışı ile ilgili olaylar hakkında bilgim yoktur. Şu an evliyim Faruk Çiçek isimli kişiyle ama o da bana boşanma davası açtı. Teşekkürler Türkiye. Benim araç verilmesi ve dolandırıcılık olayı hakkında bir bilgim yok. Çok zor bir süreç yaşadım. 5 ay boyunca. Biraz sesli konuşup sizi ürkütüyorsam affedersiniz hakim bey ifadelerini kullandı. Savunmasının devamında zaman zaman gözyaşlarına hakim olamayan Nihal Candan, Ölümcül bir hastalık ile boğuşuyorum. Yemek yiyemiyorum. 28 kilodan bu hale geldim çok şükür. Mal varlığım bir iki çanta, bir iki ayakkabı olabilir. Bunları da bana eşim sağlıyordu. Ailecek maddi olarak çok zor durumdayız bu olaylardan dolayı. Avukat ücretlerimi anneannem emekli parasıyla ödedi şeklinde konuştu. Ağlayarak savunmasına devam eden Candan, Eşimle kaldığım evde gözaltına alındım. Eşimi yere yatırdılar. İddianamede benim hesabıma para geldiği söylenmiş bazı kişiler tarafından. Hesaplarıma baksınlar. Var mı para transferi baksınlar. Bunlar ortaya çıkmayacak şeyler değil. Ben 5 ay neyin cezasını çektim? Instagram kullanmak suçsa kullanmam. Ben bu sanıkları tanımıyorum. Hepsi sosyal medyada bizi izleyip kinlenmişler. Bu kadar garip insanın negatif enerjisini çekeceksem paylaşım yapmam, istemiyorum artık. Ben TMSF'nin ne olduğunu iddianameyi okurken avukatıma sordum. Bilmiyordum bile ne olduğunu. Hukuk okurken de ceza davası konularından kaçtım. Çok negatif konular bunlar. Güzellik salonum olduğu döneme ilişkin tüm belgeleri avukatlarıma sunmuşumdur. Dolandırıcılık olayıyla güzellik salonumun ilgisi yoktur. Battı zaten o işletme diye konuştu. Candan, Onur Apaydın benim bildiğim kadarıyla gece kulüplerine ortaktı o dönemde. Ben uzaklaştırma kararı aldırdım Onur Apaydın hakkında. Bu kararı aldırmam soruşturma sürecinden önceydi. Ben operasyon yapılacak, kardeşim ile beni yaka paça gözaltına alacaklar bunlara ihtimal vermiyordum. 2 gün şehri dolaştırıp poz verdirdiler dedi. Candan, Ben araba ticaretinden, hatta ticaretten anlamam. İQ'um sıfır şu anda yalnızca EQ'um çalışıyor. Savcıya çok iyi bir ifade vermiştim daha öncesinde dedi. Savunma sırasında sık sık maddi problemler yaşadığını dile getiren Nihal Candan, Eşimin Ferrari'si vardı, benim de işe ihtiyacım yoktu çok şükür. Şimdi ise her şeye ihtiyacım var diye konuştu. Mahkeme Başkanının daha önce 'kamu görevlisine hakaret' dolayısıyla adli kontrol hükümlerinin uygulandığı bir davası bulunup bulunmadığını sorduğu Nihal Candan, Televizyon başımıza çok iş açtı. Benim yalnız bir davam oldu ondan da ceza almadım ve 5 yıl önceydi. Hakaret etmedim, pasaport kontrolünde yorgunluktan pasaportu görevliye atmış gibi göründüm. Pasaport kontrolü sırasında oldu. Kendisi de zaten televizyondaki hareketlerimizi realist zanneden bir hanımefendiydi dedi. Candan, Neye dayanarak benim Onur'un kasası olduğum söylenmiş. Benim 350 bin lira borcum vardı. Bir bankada hesabım ve kredi kartım var. Bu haliyle bir kasa olmam söz konusu değil. Borcumu da babam ödedi, eşim değil ifadelerini kullandı. Adını taşıyan güzellik salonu ile ilgili de konuşan Candan, 2018 yılında adıma açılan bir güzellik salonunu bir süre işlettim. O dönemde Apaydın'ı tanımıyordum. Babam açtı ve her şeyi belgelidir. İşletmenin evrakları mevcut. 2021 yılında battım zaten, şirketi kapattım ve bu beyefendiyle o sıralarda tanıştım. Yalnızca gece kulüplerine ortak olduğunu biliyordum Onur Apaydın'ın. Adını kendisine uzaklaştırma kararı çıkarttığım dönem öğrendim dedi. Mahkeme heyeti başkanı, tutuklu sanıkların bu hallerinin devam edeceğini, tutukluluk durumunu 13 Eylül Cuma günü yapacakları duruşmada değerlendireceklerini kaydederek duruşmayı erteledi.Bu sırada tutuklu sanıklardan Bahar Candan'ın izleyici sıralarında duran babasına dönerek Ben burada mı kalacağım? dediği görüldü. Küçükçekmece Cumhuriyet Başsavcılığınca hazırlanan iddianamede, 38 müşteki, 1 müşteki sanık, Gülnihal Çiçek ve Alisya Bahar Candan'ın da aralarında bulunduğu 21 sanık yer alıyor.İddianamede, Onur Apaydın ve İlker Oflu'nun şebekenin elebaşları olduğu, dolandırıcılık ve tefecilik suçlarından gelir elde etmek üzere teşekkül eden organize suç örgütünün üyesi olan şüphelilerin, örgüt yapısı ve iş bölümünün sağladığı kolaylıktan faydalanarak suç dünyasında Sazan Sarmalı olarak tabir edilen dolandırıcılık yöntemini uyguladıkları belirtiliyor. İddianamede, Alisya Bahar Candan'ın ablası Gülnihal Çiçek'e göre suç örgütü içinde daha etkin rol oynadığı, sanık Çiçek'in tutuklulukta geçirdiği süre dikkate alınıp adli kontrol şartıyla tahliye edildiği aktarılıyor. İddianamede, Alisya Bahar Candan'ın, suç örgütüne üye olmak ve kişinin, kendisini kamu görevlisi veya banka, sigorta ya da kredi kurumlarının çalışanı olarak tanıtması veya bu kurum ve kuruluşlarla ilişkili olduğunu söylemesi suretiyle dolandırıcılık suçlarından 14 yıldan 44 yıla kadar hapisle cezalandırılması talep ediliyor. Gülnihal Çiçek'in ise aynı suçlardan 8 yıldan 24 yıla kadar hapisle cezalandırılması isteniyor. Diğer 20 sanık hakkında ise farklı suçlardan değişik sürelerle hapis cezası öngörülüyor.