Cem Garipoğlu'nun mezarından çıkan DNA sonucuyla ilgili baba Karabulut'tan ilk yorum

Cem Garipoğlu'nun, mezarının açılmasının ardından cesede ait parçalar, İstanbul Adli Tıp Kurumu'na nakledildi. Polis ekipleri anne ve baba Garipoğlu'nun adreslerine giderek her iki ismi de İstanbul Adli Tıp Kurumu'na götürdü. Cem Garipoğlu'nun DNA'sıyla karşılaştırılmak üzere her iki isimden de ağızdan sürüntü örneği ve kan örneği alındı. Mezardaki ceset Münevver Karabulut'u katleden Cem Garipoğlu'na mı ait? Adli Tıp sonucu çıktı. Mezardan alınan örnekler Garipoğlu ailesiyle eşleşiyor! İşte Silivri Cumhuriyet Başsavcılığı'ndan yapılan açıklama.

İstanbul Bahçeşehir'de 2009 yılında Münevver Karabulut'u vahşice öldüren Cem Garipoğlu'nun 2014'te cezaevinde olduğu dönem intihar ettiği söylenmişti. Ölen kişinin Cem Garipoğlu olup olmadığı yönündeki iddiaları üzerine Karabulut ailesi avukatları aracılığıyla fethi kabir işlemi yapılması talep edilmişti.

Talebi kabul eden Silivri Cumhuriyet Başsavcılığı, Cem Garipoğlu'nun mezarının açılması için Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığı'na talimat vermişti. Hem Karabulut hem de Garipoğlu ailesi tarafından "Mezar açılsın, kamuoyu vicdanı rahat etsin" talebi yanıt buldu, Cem Garipoğlu'nun mezarı geçtiğimiz günlerde açıldı. Mezardan alınan kemik örnekleri incelenmek üzere Adli Tıp Kurumu'na götürüldü.

ANNE BABADAN DA ÖRNEK ALINDI
Katil zanlısı Garipoğlu'nun açılan mezarından alınacak cesede ait parçalar, İstanbul Adli Tıp Kurumu'na nakledilmesinin ardından polis ekipleri anne ve baba Garipoğlu'nun adreslerine giderek her iki ismi de İstanbul Adli Tıp Kurumu'na götürdü. Cem Garipoğlu'nun DNA'sıyla karşılaştırılmak üzere her iki isimden de ağızdan sürüntü örneği ve kan örneği alındı. 10 yıllık düğümü çözmek için Adli Tıp Kurumu'ndan gelecek sonuç bekleniyordu.
MEZARDAN POŞET ÇIKTI
Cem Garipoğlu'nun fethi kabir işlemi sırasında mezarından 30x30 cm boyutlarında düğümlü bir poşet çıktı. Karabulut ailesinin avukatı Rezan Epözdemir, Silivri Cumhuriyet Başsavcılığı'na başvurarak şüpheli poşetin araştırılmasını talep etti.

MEZARDAN POŞET ÇIKMASI NORMAL DEĞİL
Türkiye genelinde yüzlerce fethi kabir işlemine şahitlik eden ve çok sayıda mezar açtırıp DNA örneği aldıran aile hukuku uzmanı avukat Varol Turbay bu konu ile ilgili konuştu. Sabah'ın haberine göre, Turbay, "Doğru sonuç için Cem Garipoğlu'nun anne ve babasından da örnek alınarak karşılaştırma yapılmalı.
10 yıl geçmiş mezarda kefen olmayabilir. Zaman zaman toprak ve iklim koşullarına göre bazen 30 yıl geçmiş olmasına rağmen mezarda kefen hala durabiliyor. Ayrıca 30 yıl geçmesine karşın saçlar da bazen kalabiliyor. Meslek hayatım boyunca, yüzlerce fethi kabri işlemine şahitlik ettim.

İlk kez bir mezardan naylon poşet çıktığını gördüm. Cem Garipoğlu başına poşet geçirip havasız kalarak intihar etmişti. Bazı durumlarda yaradan kaynaklı kanamayı durdurmaya yönelik naylon torba kullanılabiliyor. Ancak Cem Garipoğlu'nun vücudundan bir yara olmadığı için naylon poşetin çıkması şaşırttı. Yaraya tampon yapmak için kullanılmadıysa aksi halde mezarda naylon poşet olmaz" dedi.

ADLİ TIP DNA'YI ÇOĞALTARAK SONUCA ULAŞIR
Cem Garipoğlu'nda babadan Y anneden X kromozom olduğu için kemik örneklerinin anne babadan alınan örneklerle karşılaştırılması gerektiğini belirten Varol Turbay, "Kız kardeşte XX kromozom olduğu için mutlaka anne babadan da örnek alınması doğru olur.
2-3 aylık bir mezar açıldığında mezarda köpüklenme, deterjanlaşma ve ağır koku olur. İlk anda ceset tanınmaz hale gelebilir. Yine ölümden sonra 3-5 gün içerisinde ceset iklim koşullarına göre kararabilir. Bu karışık durumlar için tedirgin olmaya gerek yoktur. Adlı Tıp Kurumu PCR yöntemiyle DNA'nın çoğaltılmasını sağlayarak sonuca ulaşır" dedi.

AYNI BEDENDE İKİ FARKLI DNA DA OLABİLİYOR
Zaman zaman kimerizm vakalarıyla da karşılaşılabildiğini anlatan Turbay, "Kimerizm yani aynı bedende iki farklı DNA olması mümkün. Bu nedenle canlı kişilerden ağız içi sürüntü, kan, saç kılı gibi farklı biyolojik örneklerin aynı anda alınması faydalı olur" dedi.
DOĞRU ÖRNEK GELİRSE DOĞRU SONUÇ ÇIKAR
Adana'dan Aksaray'a, İstanbul'dan İzmir'e, Manisa'dan Muğla'ya kadar çok farklı şehirlerde yüzlerce fethi kabir işleminde bulunduğunu belirten Turbay, "Kişilerin dini inançlarına, gömülme biçimlerine, yörenin toprak yapısı ve kişinin kemik yapısına göre 40-50 yıl geçse de DNA incelemesi yapılabiliyor. 10 yıllık bir mezarda Cem Garipoğlu'ndan alınacak özellikle diş, kalça kemiği örnekleri doğru sonuca ulaştırır. Adlı Tıp önceki çalışmalarımızda mezardaki kişinin kemiğinin kadın ya da erkek veyahut yaşlı veya genç bir kişiye ait olduğunu dahi tespit etmiştir. Sonuç olarak Adlı Tıpa doğru örnek gelirse doğru sonuç çıkar" dedi.

SAVCILIK SONUCU DUYURDU
Silivri Cumhuriyet Başsavcılığı'ndan yapılan açıklamada şu ifadeler kullanıldı:
"Cezaevinde intihar ettiği tespit edilerek defnedilen Cem Garipoğlu'nun, ölmediği ve defnedilen kişinin farklı biri olduğuna yönelik iddialar üzerine Karabulut ailesinin talebi ve Silivri Cumhuriyet Başsavcılığının kararıyla 3 Ekim 2024 tarihinde feth-i kabir işlemi yapılmıştır. İstanbul Adli Tıp Kurumu uzmanları tarafından yapılan inceleme sonrasında Biyoloj i ihtisas Dairesi'nde kemik, diş ve diğer tüm örnekler üzerinde DNA incelemeleri büyük bir titizlikle gerçekleştirilmiştir. Yapılan işlemlerin sonucunda mezardan çıkarılan örneklerin, Baba Mehmet Nida ve Anne Tülay Makbule'nin müşterek çocuğu Cem Garipoglu'na ait olup yine bu kişinin 2014 yılında otopsi işlemi yapılarak intihar ettiği belirlenen şahısla birebir aynı DNA profiline sahip olduğu tespit edilmiştir."

'İTİRAZ EDECEĞİZ'
Henüz adli tıp raporunun içeriğinin dosyaya girmediği için raporu inceleyemediklerini vurgulayan Karabulut, "Avukatım Rezan beye, adli tıp nezdinde rapora itiraz edilmesini ve üniversitelerden ve adli tıp enstitülerinden yeniden rapor alınmasını talep ettim. Aynı zamanda bu caniye ait olduğu iddia edilen kemiklerden, kemik yaşı tespitini talep etmesini de rica ettim.
Yine mezarın içerisinde bulunan poşette DNA ve parmak izi incelemesi ile ilgili talepte bulunduk. İtiraz haklarımı kullanıp, kızımın kanının yerde kalmaması için sonuna kadar mücadele edeceğim" diye konuştu.

"RAPOR HENÜZ SAVCILIĞA ULAŞMADI"
Karabulut ailesinin avukatı Dr. Rezan Epözdemir, Adli Tıp Kurumu'nun hazırladığı raporla ilgili SABAH'a özel açıklamalarda bulundu. Raporun tamamının henüz UYAP'a yüklenmediğini aktaran Epözdemir, raporun fiziken de soruşturmanın yürütüldüğü Silivri Cumhuriyet Başsavcılığı'na ulaşmadığını aktardı.
Epözdemir, "Raporun içeriğini etraflıca inceleme fırsatı bulamadık. Arkadaşlarımız halen Silivri Adliyesi'nde bekliyor. Raporu tebliğ almak için. Rapora etraflıca bilimsel, akademik ve hukuki perspektifte inceledikten sonra hukuki dayanaktan yoksun ve mesnetsiz olduğuna kanaat getirirsek rapora itiraz edeceğiz. Bu konuda takdir hakkı şüphesiz müvekkillerimizdir" diye konuştu.
"KEMİK YAŞI DA TESPİT EDİLSİN" TALEBİ
Karabulut ailesine rapor içeriğiyle ilgili ilk sonucu aktardığını belirten Epözdemir, "An itibariyle Süreyya Karabulut, rapora itiraz edilmesi, kemik yaşı tespitinin de talep edilmesine dair bir talebi söz konusu oldu. Rapor içeriği eğer bilimsel ve hukuki dayanaktan yoksun ve mesnetsizse burada Adli Tıp İhtisas Dairelerinin raporlarına karşı, İhtisas Kurullarına, İhtisas Kurullarına karşı da Adli Tıp üst kurumları nezdinde itiraz edebilmek mümkün.