Cem Yiğit Üzümoğlu: Yasak bir aşktan daha derin bir hikaye
Öyle bir aile düşünün ki içindeki her karakter başlı başına dizi konusu olur. Edebiyat tarihimizin renkli isimlerinden Cevat Şakir Kabaağaçlı, namıdiğer ‘Halikarnas Balıkçısı’, şu sıra Cem Yiğit Üzümoğlu’nun bedeninde hayat buluyor. Babasıyla yaşadığı çatışma ve karısıyla arasındaki duygusal kopukluk, hikayenin sonunu çok trajik bir şekilde hazırlıyor. Yetenekli oyuncu Cem Yiğit Üzümoğlu’yla hem ‘Şakir Paşa’ Ailesi’ni hem de fazlasını konuştuk.

BİR DAHA NE ÇOCUĞUNU NE KARISINI GÖRMÜŞ
Cevat’ı bir konuda eleştirseniz ne derdiniz?
Pek eleştireceğim bir yanı yok Cevat’ın. O, öyle biri ve ben onu olduğu gibi, tüm içtenliğimle kabul ediyorum. Ailedeki her nevi şahsına münhasır fert gibi, Cevat da bütün özellikleri ve geçmişi sayesinde bugün anılmaya, hikayesi de anlatılmaya değer bir insan oluyor.
Dizide anlatılanın gerçek karakterlerin ruhuna çok yakın olduğunu düşünüyor musunuz? Cevat ve Aniese gerçekte izlediğimiz gibi miydi, bu konuda özel bir araştırmanız oldu mu?
Ben ikimizin de karakterlerimizin gerçek ruhuna çok yakın olduğumuzu düşünüyorum. Tabii ki çokça araştırma yapmamın da etkisi var bunda. Aralarındaki ilişki, bütün hikayeyi göz önünde bulunduracak olursak; oldukça trajik sonlanıyor ama gerçek! Cevat hapse girdikten sonra Aniese’yle mektuplaştıklarına, hapisten çıktıktan sonra Cevat Şakir’in İtalya’ya son bir kez ziyaret yaptığına ve bir daha ne çocuğu Mutarra’yı ne de Aniese’yi gördüğüne dair bilgiler var.

Sizi ‘Empati’ programında izledim bir kez. Şu anki rolünüzün de etkisi olabilir, asla bu kadar az konuşan birini beklemiyordum. Kendinizi ifade etmek mi zor geliyor yoksa konuşmakla aranız hoş değil mi?
Buna da kısa bir cevap vermem icap eder bu durumda herhalde. (Gülüyor) O yüzden sanırım ikisi de.