CEMRE DÜŞMESİNİN TÜRK KÜLTÜRÜNDEKİ YERİ
Türklerin cemreyi Arap halk takviminden ne zaman aldığına dair bir kayıt bulunmadığını fakat Anadolu ve Kafkasya coğrafyasına geldikten sonra buna kültürlerinde yer verdiğini ifade eden Halk Bilimci ve Türkolog Prof. Dr. Metin Ekici, özellikle hayvancılıkla ilgilenen toplumlar için hava olaylarının çok önemli olduğunu kaydetti.
Göçebe, kışa hazırlık olarak hayvanlar için sonbahardan biriktirdiği ot yığınlarının bitmeye yakın olduğu dönemlerin ciddi bir risk taşıdığını kaydeden Ekici, bu sebeple halk takvimini oluşturmada, gözlemlemede eski Türklerin diğer toplumlara göre çok daha fazla bilgi birikimine sahip olduğunu vurgulayarak, Türklerin cemreyi bin yıldır takip ettiğini söyledi.
Cemrenin bahar bayramına hazırlanmak için de bir işaret olarak görüldüğünü anlatan Ekici, Türklerin bunu çok sevdiğini, yazılı bir kültür oluşturulmamasına rağmen cemreyi gözlemenin devam ettiğini aktardı.
Ekici, ‘’Birinci cemre düştü, ikincisini bekliyoruz', 'İkinci cemre düştü üçüncüsünü bekliyoruz' ve 'Üçüncü cemre sonunda bayram yapacağız' gibi ifadelerin hâlâ halk arasında kullanıldığına dikkati çekerek, Azerbaycan’da nevruz öncesinde 'ahır çarşamba' kutlamaları olduğunu, bununla cemre arasında bir örtüşme olduğunu belirterek, ‘'Bu da gösteriyor ki nevruzla cemre arasında bir ilişki kurulmuş.’’ dedi.