Erkan Petekkaya, 1997 yılında birlikte 70 bölüm Sabah Şekerleri programını sunduğu Ceyda Düvenci ile bir araya geldi. Yeni filmiyle gündeme gelen Erkan Petekkaya,Bambaşka Sohbetler programına konuk oldu. İki eski dost geçmiş günleri andı. Düvenci, Erkan Petekkaya için; Çok eski dost, güzellik yarışmasından çıktıktan sonra 'Sabah Şekeri' olduğumda yanımdaydı. Dağ gibi, yakışıklı, yağız bir delikanlı. Geldi, beraber canlı yayın program sunmaya başladık. Yüreği pamuk gibi ama, saman alevi gibi bir siniri var. Sonra üzülüyor sinirlendiği zaman. Sonra 'sunuculuk bana göre değilmiş ben oyunculuğuma geri dönüyorum' dedi, arkasına bakmadan gitti. Ne iyi yaptı giderek. Türk televizyonlarında, dizilerinde yeri doldurulamayacak jönlerden biri oldu. Mesleğine çok hakimdir, Aslan gibi duruşu vardır ama, siz bilmezsiniz o çok heyecanlıdır. Eli ayağı titrer heyecandan ifadelerini kullandı. Erkan Petekkaya da dostu Ceyda Düvenci'ye teşekkür edip şu açıklamayı yaptı: Programa başlarken dans ettiriyorlardı ya bize, hiç yapamıyordum. Odun gibiyim ben, hala dans edemem. Çok saçma hareketler yaptım. 'Ben bu işi yapamayacağım' dedim, Diyarbakır'a tiyatroya geri döndüm. Ya tiyatroydu ya stüdyoydu, ben tiyatroyu seçtim. Benden şeker mi olur ya? Öte yandan 2014 yılında dizi setinde tanışan ve bir sonraki sene Kaz Dağları'nda evlenerek hayatlarını birleştiren Ceyda Düvenci ile Bülent Şakrak geçtiğimiz aylarda anlaşmaları olarak boşandı. Magazin dünyasının örnek çiftleri arasında yer alan Ceyda Düvenci ve Bülent Şakrak’ın 8 yıllık evlilikleri tek celsede bitti. Bülent Şakrak ile 8 yıllık evliliğini geçtiğimiz aylarda tek celsede sonlandıran ve boşanma kararı sonrası yaptığı açıklamalar ile dikkat çeken Ceyda Düvenci bu konuda daha açık olmaya başladı. Ceyda Düvenci, sunuculuğunu gerçekleştirdiği Bambaşka Sohbetler isimli programda geçtiğimiz hafta oyuncu ve aynı zamanda aile dostu olan Beyza Şekerci'yi konuk etmişti. Düvenci, Beyza Şekerci'yle sohbeti sırasında boşanmasına dair konuşmuştu Hiç de öyle kolay süreçler atlatmadım gerçekten.... Burada Bülent'i de yok saymak istemem benim için hâlâ çok kıymetli Bülent, onun için de çok zor bir süreçti, benim için de çok zor bir süreçti, hepimizin çok hayret ettiği Bülent'in de bence kendi içinde çok hayret ettiği bir süreçti... Ama günün sonunda biz dedik ki tamam herkesin mutlu olması gerekiyor dedi. Bizim 2 tane evlatlarımız var. Bu Melisa'nın babası Engin'in de onayladığı bir şeydir, Melisa'nın şansı, iki babası oldu hayatında... diyen Ceyda Düvenci devamında şunları söyledi: Hiç konuşmayı ummadığım şeyleri konuşmak durumunda kalıyorum eski evliliğimle ilgili, kolay mı hiç değil... Çok da güçlü bir kadın değilim. Hani diyorlar ya çok güçlüsün, yok değilim. Sadece geleni geldiği gibi alıp, çokça ağlayıp, biraz dona kalıp, sonra kabul edip barışıp yola devam ediyorum. Bu belki güçlü gibi görünüyor, kırılmadan; bir dönem kırılarak sonra barışarak... Çünkü biz ölene kadar akrabayız yani bu değişmeyecek bir gerçek... Dostlarımız bir, bu değişmeyecek... Evlatlarımız için hep bir araya geleceğiz ve bitebilirmiş bazı duygular... Güçlü gözüküyorum, silkeleyip atıp, pozlarımı verdim sosyal medyada, böyle bir şey değil... Ceyda Düvenci önceki haftalarda da sunuculuğunu üstlendiği programda biten evliliğiyle alakalı konuşarak adeta içini dökmüştü. Ceyda Düvenci şu ifadeleri kullanmıştı, “ Değişik bir yazdı. Hayatımın değiştiği bir yazdı. Şimdi iyiyim. evet biraz zor geçti ama herkesin artık iyi olduğu, yeni hayatlarımızda birbirimize uyumlanabildiğimiz; evlatların da artık her şeyi kabul ettiği yavaş yavaş da yeni düzene alıştıkları bir son baharı karşılıyorum. Böyle oluyor bazen hayatın içinde beklemediğiniz değişimler, dönüşümler Ama önemli olan galiba günün sonunda bütün duyguların hakkını vererek bu dönemi atlatmak, sonra da yolunuza kaldığınız yerden devam etmek tabii ki ilişkileri de yıpratmadan belli saygı çerçevesinde koruyarak devam ettirebilmek... Ceyda Düvenci, geçtiğimiz haftalarda sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımla, yıllardır aynı düşüncede olduğunu belirtip şu mesajı yayınlamıştı: Evet; Hep bildiğimi yaptım. Hep kalbimin peşinden gittim. 'Olmaz' dedikleri her şeyi canım istediyse olduğu yere kadar oldurdum. Düştüğüm yerden hemen kalktım. Hep çabuk dikleşti sırtım. Hemen kaldığım yerden devam ettim. Hatalarımı hep sevdim. Öğrenci olmaktan vazgeçmedim, hep gezmeyi sevdim. Yeni ülkeler görmek için çalıştım çoğu zaman... Yaşadıklarımı güvendiklerime anlatmayı sevdim, duygularımın hakkını hep verdim. Dedikodu sevmediğim gibi yapanı da sevmedim. Hep çok çalıştım, ürettim, alnımın teriyle yaşadım. Yaşadıklarımı hiç silmedim zihnimden. Hayatım sadece beni ilgilendirdi. Ben olmayı sevdim, aşık olmayı da sevdim. Hayatın her detayında bulabildim aşkı... Kitaplar, resimler, müzik ve bilge insanlar yoluma ışık oldu. Küstüklerim oldu, tekrar barıştıklarım ya da hiç barışmak istemediklerim. Kadın olmamdan sebep hadsizlerin yorumlarına hedef oldum her kadın gibi... Sessiz kaldım çoğuna, ama çok zaman da susturamadı kimse! Kelimelerim çok evet, hakkımı da savunurum zekasına inandığım insanın karşısında, kimseye hayatıma müdahale hakkı tanımadım hiç müdanam da olmadı. Gücüme, kalbime, çalışkanlığıma, kalbimin iyiliğine sığındım hep. Doğaya, hayvanlara, Mevlana’ya, Yunus’a, çalışkan olmaya, okumaya, kendi yoluna bakmaya ve iyi insanın gücüne inandım sadece! Yalancıları, zorbaları ve her şeyin aşırısını sevenleri hiç sevmedim, bir de aldatanları! Çocuklarım nefesim oldu hep; Annem, babam ve en yakın dostlarım gücüm. Fazlasına da ihtiyacım yok zaten. Ve evet çok insan tanıyorum bu da dünyanın en büyük zenginliği... El alem ne der hiç umurumda olmadı. El aleme göre de şekil almadım bu güne kadar, dayı dayı konuşmalardan ve tehdit dilinden nefret ettim. Kaba kuvvet dilim olmadı hiç, dili kaba olanla da işim olmadı. Koşulsuz sevginin gücüne inandım en çok ve nezakete ve şefkate..İşte budur özetim, Gerçekten merak edenlere… Ve bir bu kadar sene aynen devam hayata… İsteyenler peşimden gelebilir…