2014 yılında dizi setinde tanışan ve bir sonraki sene Kaz Dağları'nda evlenerek hayatlarını birleştiren Ceyda Düvenci ile Bülent Şakrak geçtiğimiz aylarda anlaşmaları olarak boşandı. Magazin dünyasının örnek çiftleri arasında yer alan Ceyda Düvenci ve Bülent Şakrak’ın 8 yıllık evlilikleri tek celsede bitti. Boşanmanın ardından Ceyda Düvenci, aralarında Bige Önal, Ayşe Barım ve Hande Erçel'in bulunduğu arkadaş grubuyla tatile çıktı. Yaz boyu tatil yapan Ceyda Düvenci sezonun sona ermesinin ardında İstanbul’a döndü ve iş hayatına başladı. Ceyda Düvenci önceki gün sunuculuğunu üstlendiği programda biten evliliğiyle alakalı konuşarak adeta içini dökmüştü. Ceyda Düvenci şu ifadeleri kullanmıştı, “ Değişik bir yazdı. Hayatımın değiştiği bir yazdı. Şimdi iyiyim. evet biraz zor geçti ama herkesin artık iyi olduğu, yeni hayatlarımızda birbirimize uyumlanabildiğimiz; evlatların da artık her şeyi kabul ettiği yavaş yavaş da yeni düzene alıştıkları bir son baharı karşılıyorum. Böyle oluyor bazen hayatın içinde beklemediğiniz değişimler, dönüşümler Ama önemli olan galiba günün sonunda bütün duyguların hakkını vererek bu dönemi atlatmak, sonra da yolunuza kaldığınız yerden devam etmek tabii ki ilişkileri de yıpratmadan belli saygı çerçevesinde koruyarak devam ettirebilmek... Ayrılığın ardından eski eşiyle birlikte yer aldığı kareleri sosyal medya hesabından kaldıran ve Bülent Şakrak’ı takip etmeyi de bırakan Düvenci, eski eşine ait son izi de sildi. Daha önce bileğine Bülent Şakrak’ın baş harfini bileğine kazıtan oyuncu, dövmesini ‘Believe’ (inanmak) olarak değiştirdi. Ceyda Düvenci’den şimdi ise yeni bir hamle geldi. Ceyda Düvenci, sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımla, yıllardır aynı düşüncede olduğunu belirtip şu mesajı yayınladı: Evet; Hep bildiğimi yaptım. Hep kalbimin peşinden gittim. 'Olmaz' dedikleri her şeyi canım istediyse olduğu yere kadar oldurdum. Düştüğüm yerden hemen kalktım. Hep çabuk dikleşti sırtım. Hemen kaldığım yerden devam ettim. Hatalarımı hep sevdim. Öğrenci olmaktan vazgeçmedim, hep gezmeyi sevdim. Yeni ülkeler görmek için çalıştım çoğu zaman... Yaşadıklarımı güvendiklerime anlatmayı sevdim, duygularımın hakkını hep verdim. Dedikodu sevmediğim gibi yapanı da sevmedim. Hep çok çalıştım, ürettim, alnımın teriyle yaşadım. Yaşadıklarımı hiç silmedim zihnimden. Hayatım sadece beni ilgilendirdi. Ben olmayı sevdim, aşık olmayı da sevdim. Hayatın her detayında bulabildim aşkı... Kitaplar, resimler, müzik ve bilge insanlar yoluma ışık oldu. Küstüklerim oldu, tekrar barıştıklarım ya da hiç barışmak istemediklerim. Kadın olmamdan sebep hadsizlerin yorumlarına hedef oldum her kadın gibi... Sessiz kaldım çoğuna, ama çok zaman da susturamadı kimse! Kelimelerim çok evet, hakkımı da savunurum zekasına inandığım insanın karşısında, kimseye hayatıma müdahale hakkı tanımadım hiç müdanam da olmadı. Gücüme, kalbime, çalışkanlığıma, kalbimin iyiliğine sığındım hep. Doğaya, hayvanlara, Mevlana’ya, Yunus’a, çalışkan olmaya, okumaya, kendi yoluna bakmaya ve iyi insanın gücüne inandım sadece! Yalancıları, zorbaları ve her şeyin aşırısını sevenleri hiç sevmedim, bir de aldatanları! Çocuklarım nefesim oldu hep; Annem, babam ve en yakın dostlarım gücüm. Fazlasına da ihtiyacım yok zaten. Ve evet çok insan tanıyorum bu da dünyanın en büyük zenginliği... El alem ne der hiç umurumda olmadı. El aleme göre de şekil almadım bu güne kadar, dayı dayı konuşmalardan ve tehdit dilinden nefret ettim. Kaba kuvvet dilim olmadı hiç, dili kaba olanla da işim olmadı. Koşulsuz sevginin gücüne inandım en çok ve nezakete ve şefkate.. İşte budur özetim,Gerçekten merak edenlere…Ve bir bu kadar sene aynen devam hayata…İsteyenler peşimden gelebilir…