ÜSTÜN ZEKALI ÇOCUK, SÜPER İNSAN DEMEK MİDİR?
Üstün zekâlılık, toplumda bir ayrıcalık olarak görülse de süper güçlere sahip olmak anlamına gelmez. Üstün zekâya sahip olmak, sıra dışı bir durum olduğundan, farklılığın ayırt edilemediği ve hoş karşılanmadığı topluluklarda farklı ve üstün olmak çocuğu rahatsız bile edebilir. Zihinsel olarak diğerlerinden üstün olmanın duygusal bir ağırlığı da bulunmaktadır. Üstün zekalı çocuklar diğerlerinden farklı ve yoğun düşünebildikleri gibi duyguları da bu yönde ilerler ve incinme ihtimalleri diğer insanlara göre daha çoktur ve fazlasıyla kırılgandırlar. Fiziksel gelişim zihinsel gelişimle eş zamanlı olarak ilerlemediğinden düşünmesine ve hissetmesine rağmen, bunları uygulamakta fiziksel yetersizlik bulunması, özellikle çocukları hayal kırıklığına sürükleyebilir.
Üstün zekalı çocuklar, genellikle toplumdaki diğer bireylerle bir uyum sıkıntısı yaşarlar. Bu çocukların pek çoğu, kendi idealleri ile topluma ayak uydurma istekleri arasında içsel bir çelişki yaşarlar. Herkesin zevk aldığı, ilgi duyduğu şeyler, bu çocuklara sıkıcı gelebilir. Bu nedenle toplum tarafından hep şüpheci ve kuşkucu gözlerle takip edilirler. Bu konuda aile ve eğitmenler uyanık olmalıdır. Üstünzekalı bir çocuk kendini dışlanmış hissedip, toplum dışına itilmeden farkına varılmalı ve özel eğitime alınmalıdır.
Genelde dikkati çeken nokta, üstün zekalı çocukların bir veya bir kaç konuda çok yetenekli olduklarıdır. Örneğin fizik ve matematik alanlarında çok başarılı olan biri, edebiyatta ortalama normların altında olabilir. Bu çalışmanın verdiği diğer bir sonuç da, üstün zekalı olmanın her zaman başarı getirmediğidir.