0-3 YAŞ ARASINDA BEBEĞİN ANNE VE BABASIYLA ETKİLEŞİMİ ÇOK ÖNEMLİ
Çocuk Gelişimi ve Eğitimi Uzmanı Prof. Dr. Nurper Ülküer “Geliştiren Ebeveynler-Mutlu Çocuklar” başlıklı sunumunda Dünya Bebek, Çocuk ve Ergen Ruh Sağlığı Günü’nün 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı’yla aynı günde ilan edilmesinin çok anlamlı ve gurur verici olduğunu söyledi. Prof. Dr. Nurper Ülküer, “Atatürk çocuklara bayram hediye eden bir lider olarak tüm dünya milletlerine örnek olmuştur ve aradan 100 yıl geçmesine rağmen ilham vermeye devam ediyor. Bu büyük bir onurudur.” dedi.
"BEYİN DENEYİMLERLE DEĞİŞİR"
Beyin ve sinir bilim alanındaki bilimsel çalışmaların mutluluğun beyinde başladığını ortaya koyduğunu ifade eden Prof. Dr. Nurper Ülküer, “Beyin doğduğunda henüz olgunlaşmamıştır. Beyin deneyimlerle değişir. Küçük bir çocuğun bakımvereni ile olan ilişkisinin kalitesi her şeyden önemlidir. Olumsuzluklar beyin gelişimini etkiler. Beyin zaman içinde inşa olur. Beyin mimarisinin oluşumu hiyerarşik bir sıra izler. Temel önemlidir. Beceri beceriyi getirir. Yüksek düzey bir becerinin gelişimi eğer bir önceki alt düzey bağlantılar tam oturamamışsa zorlaşır.” dedi.
"0-3 YAŞ ARASINDA BEBEĞİN ANNE VE BABASIYLA ETKİLEŞİMİ ÇOK ÖNEMLİ"
Beyin gelişimindeki duyarlı dönemlere işaret eden Prof. Dr. Nurper Ülküer, “Dil öğrenmenin, alışkanlıkların, duygusal kontrolün en hızlı olduğu ve çevresel uyarılara en fazla açık olunan dönem 0-3 yaş dönemidir. " dedi ve sözlerine şöyle devam etti:
"Duygusal kontrol çocuğun ruh sağlığı açısından en önemli olan konulardan bir tanesi. Harvard Üniversitesi araştırmaları ve diğer nöro bilimsel çalışmalar, erken çocukluk dönemindeki deneyimlerin ve çocuğun çevresinden aldığı uyarıların çocuğun beyin yapısını etkilemekte ve bunun yaşam boyu sürdüğünü vurguluyor. Bu nedenle anne-bebek, baba-bebek, aile, bakımveren bebek etkileşimleri çok önemli. Bu dönemdeki olumsuz çocuk yaşantıları yaşamın sonraki yıllarında ortaya çıkacak ruhsal ve bedensel problemlerin yolunu açıyor.” dedi. Ülküer, olumsuz çocuk yaşantılarının da ihmal, istismar, aile içi şiddet, savaş ve göç gibi toplumsal hareketlilik, pandemi ve yoksulluk olduğunun altını çizdi.