Biz farkında olmasak da gözümüzde sürekli bir gözyaşı üretimi olmaktadır. Buradan anlaşıldığı gibi sadece ağladığımızda gözyaşı oluşmaz. Gözümüzün yapılarının (kornea, konjonktiva) sağlığını devam ettirebilmesi ve saydamlığını, kayganlığını koruyabilmesi için düzenli bir gözyaşı üretimi gerçekleşir. Gözkapağı içinde bulunan gözyaşı bezleri sayesinde üretilen gözyaşı sıvısı tüm göz yüzeyini temizleyip, kayganlık sağladıktan sonra göz kırpma hareketleri ile gözyaşı kanalına akmaktadır. Ancak gözyaşı kanalının herhangi bir bölümünde bir tıkanıklık meydana gelirse o zaman sürekli üretilmekte olan gözyaşı buruna akamaz ve göz kapaklarından dışarı akmaya başlar. Bu hastalarımızda sürekli sulanma, çapaklanma ve silme ihtiyacı şeklinde sorunlara yol açar.
Yenidoğan bebekler ise bazen bu kanal tam oluşmadan doğarlar. Çoğunlukla tıkanıklık kanalın buruna açılması gereken noktadadır ve bu bölgede kanal ince bir zar ile kapalıdır. Yenidoğan bebeklerde bu durumla sıklıkla karşılaşılır. Çoğu bebekte doğumda bu olay farkedilemez. Sadece bazı yenidoğanda burun ile göz arasında, burun üzerinde bir yumuşak bir şişlik olarak gözlemlenebilir. Ancak çoğu bebek doğum anında normalken yaklaşık 2-4. Haftalarda gözde sürekli sulanma, çapaklanma ile kendini göstermeye başlar. Kese bölgesine basılmakla pürülan sıvı çıkışı görülebilir. Zamanla bu şikayetler artabilir ve genelde 1 yaşına kadar düzelen bir durumdur. İlk 1 yaş içine kanal rekanalize olursa ki bu % 90 gibi yüksek bir orandır; şikayetler tamamen geçer. Ancak 1 yaşından sonra kanalın kendiliğinden açılma ihtimali oldukça azalmıştır ve tıbbi yardıma ihtiyaç vardır.