Ağır kalp hastalıkları kısa sürede belirti verir
Doğuştan kalp hastalıklarının çok çeşitleri olduğu bilgisini paylaşan Karademir, “Bir kısmında hiçbir belirti olmaz veya belirtiler çok hafiftir, bir kısmı ise çok ağır seyirli olabilir. Ağır kalp hastalıkları ilk birkaç ay içinde, hatta ilk birkaç günde belirti verirler. Bu belirtiler bebekte morarma, beslenme güçlüğü, emerken yorulma, hızlı soluk alıp verme, nefes darlığı, kilo alamama veya sık solunum yolu enfeksiyonu (zatürre, bronşit) geçirme şeklinde ortaya çıkabilir. Daha büyük çocuklarda çabuk yorulma, çarpıntı, göğüs ağrısı ve bayılma görülebilir. Bazı hastalıklarda ise hastada hiçbir belirti yoktur veya önemsizdir, yalnızca muayene sırasında üfürüm duyulması ile başvurulur” diye konuştu.
Çocuklarda morarma, terleme, sık nefes alma, nefes darlığı, kilo alamama, kolay yorulma, halsizlik, çarpıntı, göğüs ağrısı, bayılma gibi şikayetler görüldüğünde vakit kaybedilmeden bir uzmana başvurulmasının önemli olduğunu vurgulayan Prof. Dr. Karademir, “Bununla birlikte kalpte küçük delikler ve hafif darlıklar ise görünürde hiçbir belirti vermeyebilir, ancak doktor muayenesinde anormal bulgularla ortaya çıkabilir. Oldukça nadir görülmekle birlikte, ciddi olsa bile erken çocukluk çağında sessizce ilerleyen kalp hastalıkları görülebilmektedir. Bunların büyük kısmı genetik geçiş gösteren kalp kası hastalıkları ve ritim bozukluklarıdır. Anne ya da baba tarafında ani, beklenmeyen ölüm öyküsü bulunması bu hastalıklar açısından uyarıcı olmalıdır” dedi.
Karademir, doğuştan kalp hastalıkları dışında çoğu virüs ya da bakteriyel enfeksiyonlar sonucu ortaya çıkan kalp hastalıklarının da kalp kasını ve kapakçıklarını etkileyebileceğine dikkat çeken Karademir, geçmişte süresi uzamış yüksek ateş, eklem ağrıları ve şişlikleri geçirmiş ya da kalp hastalığını düşündürebilecek bulgulara sahip çocukların riskli grupta yer aldığını söyledi.
Günümüzün en önemli sağlık problemlerinden biri olan obezite hastalığının, çocuklarda ailede erken koroner kalp hastalığı öyküsü varsa mutlaka bir çocuk kardiyoloğu tarafından değerlendirilmesi gerektiğini ifade eden Karademir, bu çocuklarda ayrıca insülin direnci ve kan yağlarında yükseklikler olabileceğini blirterek “Özetle kendi sağlık öz geçmişinde ciddi rahatsızlıklar olan, ailede kalp hastalıkları öyküsü bulunan, belirtilen semptomlara sahip, fiziki muayenede ilgili bulguların saptandığı çocuklar ve fazla kilolu çocuklar kalp kontrolü yapılması gereken gruptadır. Bu durumda ayrıntılı sağlık öyküsü alınıp, iyi bir fizik muayene, tansiyon ölçümü, EKG ve ekokardiyografi ile tarama yapılabilir. Gerekirse daha ileri testler de önerilebilir” dedi.