Doç. Dr. Hacıhamdioğlu, 3 yaşından önce tansiyon ölçümü önerilen durumlar ile ilgili ise şunları söyledi:
“Çocuk hastanın doğuştan gelen kalp ya da böbrek hastalığı, prematüre doğum, organ transplantasyonu, kanser, kan basıncını yükseltebilen kronik ilaç kullanımı gibi bir durum varsa 3 yaşından önce de rutin kontrollerde tansiyon ölçümü önerilir.”
BU BELİRTİLERE DİKKAT
Kronik bir hastalık olan hipertansiyonun belirtilerinin oldukça geniş bir yelpazede olduğunu vurgulayan Doç. Dr. Duygu Övünç Hacıhamdioğlu, bir kısım yakınmaların aileler tarafından hipertansiyon ile bağdaştırılamayacağına dikkat çekti.
Doç. Dr. Hacıhamdioğlu, hipertansiyon belirtileriyle ilgili şu bilgileri paylaştı:
“Geceleri uyanıp idrara gitmek, uç organlarda (el, ayak gibi) soğukluk, yürüme sırasında kalça ya da bacaktaki bir ağrıdan dolayı aksama, çarpıntı, terleme, ateş basması hissi, solukluk, aniden yüzde kızarıklık, çabuk yorulma, halsizlik, baş ağrısı, burun kanaması, baş dönmesi, görme alan değişikleri, bilinç kaybı, bayılma, ders performansında düşme, derin soluk alıp verme ihtiyacı ya da göğüs ağrısı, hipertansiyona bağlı yakınmalar olabilir.”
TUZ TÜKETİMİ EN AZA İNDİRİLMELİ
Korunma amaçlı yapılabileceklere sadece çocukların değil, çocukların da motive olması açısından ailenin de uyum sağlaması gerektiğinin altını çizen Doç. Dr. Hacıhamdioğlu, değiştirilebilecek alışkanlıklar hakkında şunları söyledi:
“Tuz tüketiminin kısıtlanması alınacak en önemli önlemlerin başında gelmektedir. Ekmek, zeytin, peynir, turşu, salça, işlenmiş et ürünleri genel olarak yüksek tuz içeren ürünlerdir. Bunların tuzsuz olanları tercih edilebilir ya da alternatif yiyecekler tüketilmelidir. Vücudumuz tadını tuzlu olarak almadığınız yiyeceklerdeki tuzu bile organizmamıza alma eğilimindedir. Mümkün olduğu kadar hem kendimizin hem çocuklarımızın damak tadını ‘fast food’ olarak adlandırılan tuz oranı oldukça yüksek olabilen gıdalardan korumamız gerekmektedir.”
ALIŞKANLIKLARINIZI DEĞİŞTİRİN
Hipertansiyondan korunmak için yaşam şeklinin, alışkanlıkların çok önemli olduğunu belirten Doç. Dr. Hacıhamdioğlu, “Sebze ve meyve ağırlıklı beslenme düzenine geçmek, kafein, enerji içeceği, gazlı - şekerli içeceklerin kullanımını kısıtlamak, doymuş yağları (hayvansal yağları) azaltmak, hareketli yaşamı benimsemek, fiziksel aktiviteyi artırmak, sigara maruziyetinden uzak kalmak (çocuklar için pasif içici konumunu engellemek), bilgisayar, televizyon karşısındaki zamanı 2 saat ile sınırlamak sağlıklı olma halini ileri taşıyacak faktörlerdir” diyerek sözlerini sonlandırdı.