Gerçek adı Fahrettin Cüreklibatır olan ve 28 Haziran 2022'de kalbinin durması nedeniyle 85 yaşında yaşamını yitiren usta sanatçının vefatının üzerinden iki yıl geçti. Betül Cüreklibatır, Cüneyt Arkın'ı çok özlediğini belirterek, Hatıraları var diye evimizi değiştirmedim. Nereye baksam onu görüyorum. Oturduğu köşe, yazı yazdığı, resim yaptığı yer... Hatıralarla yaşamayı tercih ettim ama acı çekiyorum. dedi. Arkın'la 55 yıllık bir geçmişleri olduğuna dikkati çeken Cüreklibatır, 1 Haziran'da tanışmıştık, 1 Haziran tanışma yıl dönümümüz. Biz evlilik yıl dönümü falan hiç kutlamazdık. Tanıştığımız gün çok önemli bir gündü bizim için. İkimiz de çocukluğumuzu, gençliğimizi, yaşlılığımızı beraber yaşadık, hayatı beraber paylaştık. ifadelerini kullandı. Cüreklibatır, Cüneyt Arkın'ın sevgisini çok güzel ifade eden bir eş olduğunu vurgulayarak, Arkın'ın tanışma yıl dönümlerinde evlerinin her köşesini papatya ile süslediğini ve bundan çok etkilendiğini söyledi. Ufak şeylerden mutlu olan insanlardık diyen Betül Cüreklibatır, Cüneyt Arkın'ın hayat felsefesini şu sözlerle aktardı: Gösterişten hoşlanmazdı. Cüneyt'i tanıyanlar bilir. Hiçbir şey eskimeden yenisini almazdı. Hiçbir zaman lüks arabalara binmedi, çok büyük villalarda oturmadı. Onunla çok mutlu bir hayatımız vardı. Çok özlüyorum onu. Çok iyi, olağanüstü bir babaydı. Halkın sevgisi onun için çok önemliydi. Ne para, ne pul, ne şöhret... Mezarına gidiyorum insan kalabalıkları görüyorum. İnsanlar mezarına güller koyuyor. İnsanların ona olan sevgisi beni çok mutlu ediyor. Halk adamıydı, vatansever bir insandı. Cüreklibatır, Cüneyt Arkın'ın hayallerinden de bahsederek, bir çiftliği olmasını ve çiftlikte keçi, koyun ve köpek gibi hayvanlar beslemek istediğini dile getirdi. Cüreklibatır, Arkın'la tanışma hikayesine ilişkin ise Tanışma hikayemiz çok güzel. Bir toplantıda tanışmıştık. Benim durgun biri olmam ve kimseyle ilgilenmemem onun hoşuna gitmişti. Onun en şöhretli zamanıydı. Benim onunla pek ilgilenmemem dikkatini çekmişti. Geldi yanıma, 'Neyiniz var sizin, neden bu kadar hüzünlüsünüz?' dedi. Ondan sonra tanıştık ve çok sevdik birbirimizi. dedi. Arkın'ın vefatının ardından çok zor zamanlar geçirdiğinin altını çizen Cüreklibatır, Cüneyt'ten sonra bir kere bunalıma girdim, tedavi gördüm. 40 kilolara kadar düştüm. Korkunç bir şeydi. Şimdi toparlamaya çalışıyorum. Çocuklar babaya çok düşkündü. Onlar sayesinde toparlanıyorum yavaş yavaş. Toparlanmak zorundayım. Çocuklarım beni de kaybetmesin. diye konuştu. Rol aldığı 300'ü aşkın filmle Yeşilçam'a damga vuran Cüneyt Arkın'ın vefatının üzerinden 2 yıl geçti. Gerçek adı Fahrettin Cüreklibatır olan sanatçı, Hacı Yakup ile Halise Cüreklibatır çiftinin çocuğu olarak, 8 Eylül 1937'de Eskişehir'in Karaçay köyünde dünyaya geldi. Sırasıyla Necatibey İlkokulu, Eskişehir Ortaokulu ve Eskişehir Atatürk Lisesini bitiren sanatçı, 1962'de İstanbul Tıp Fakültesinden mezun oldu. Arkın'ın kaleme aldığı şiir ve hikaye denemeleri, üniversitede okuduğu yıllarda çeşitli dergilerde yayımlandı. Askerliğini Eskişehir'de yedek subay olarak yapan Arkın, vatani görevinin ardından bir dönem Adana ve civarında doktorluk yaptı. Artist dergisinin yarışmasında birinci oldu Cüneyt Arkın, Göksel Arsoy'un başrol oynadığı 1963 yapımı Şafak Bekçileri filminin çekimleri sırasında yönetmen Halit Refiğ'in dikkatini çekti. Aynı yıl Artist dergisinin yarışmasında birinci olan sanatçı, Halit Refiğ'in teklifi üzerine 1964'te Gurbet Kuşları adlı sinema filmiyle oyunculuğa başladı. Cüneyt Arkın, 2007'de 26. İstanbul Film Festivali'nin Sinema Onur Ödülüne layık görüldü. İstanbul Kültür Sanat Vakfının internet sitesinde yer alan bir yazıda Refiğ, Cüneyt Arkın hakkındaki düşüncelerini şu sözlerle aktarmıştı: Gurbet Kuşları'ndan sonra Cüneyt Arkın'a genellikle kadın seyirciye hitap eden, romantik genç aşık rolleri verildi. İtiraf etmeliyim ki, günün birinde onu önce Türkiye, sonra dünya çapında ünlendirecek 'Malkoçoğlu' ya da 'Dünyayı Kurtaran Adam' gibi kişilikler aklımın ucundan geçmemişti. O, Cüneyt Arkın'ı bizzat kendisi yaratmıştır ve dünya sinema tarihinde bir başka benzeri yoktur. Cüneyt Arkın, zaman zaman Alain Delon'a benzetilen yüz güzelliğiyle aşk filmlerinin ünlü bir yıldızı seviyesine ulaşmışken, İstanbul'a gelen Medrano Sirki'nde bir mevsim ücretsiz çalışıp atletik yeteneklerini geliştirmeye girişti. Atlı, kılıçlı, atlamalı zıplamalı macera filmlerindeki akrobatik gösterileri, onu dünya sinemasındaki bütün rakiplerinin ötesine taşıdı. Filmleri farklı isimlerle dünyanın dört bir yanında gösterilir hale geldi. İtalyanlar onun filmlerini George Arkin adıyla Güney Amerika'da pazarlarken, İran'da Fahrettin adıyla gönüllerde taht kurmuştu. Bu alandaki bütün başarısına rağmen Cüneyt Arkın kendisini sadece hareket gösterisine dayanan filmlerle sınırlamadı, ciddi toplumsal konuları işleyen filmlerde de rol aldı. Kendisi de filmler yönetti. Çok kimseler onun Türkiye'de kalmayı dünya yıldızı olmaya tercih etmesine akıl erdiremeyebilir. Ama o, öncelikle kendini Türkiye'nin güvenliğine ve esenliğine adayan 'Vatandaş Rıza'dır. 'Dünyayı Kurtaran Adam' ise işin şakası, neşemizi bulmak için bir vesiledir. Ülkü Erakalın'ın yönettiği 1964 yapımı Gözleri Ömre Bedel filminin finalindeki kavga sahnesi, sanatçının kariyerinde dönüm noktası oldu. Arkın, sinemadaki ilk 2 yılında 30 kadar filmde rol aldı. Bir süre duygusal-romantik jön karakterlerini canlandıran sanatçı, Refiğ'in önerisiyle aksiyon filmlerine yöneldi. İstanbul'da binicilik ve karate eğitimlerinin yanı sıra Medrano Sirki'nde bir süre akrobasi eğitimi alan Arkın, öğrendiklerini Malkoçoğlu ve Battalgazi serilerinde beyaz perdeye aktardı ve Türk sinemasında daha önce örneği görülmeyen bir tarz geliştirdi. Usta sanatçı, 1964'te ilk evliliğini, kendisi gibi doktor, sınıf arkadaşı Güler Mocan ile yaptı. Çiftin kızları Filiz, 1966'da doğdu. Çift, 1968'de ayrıldı. Aynı yıl, Fahrettin Cüreklibatır olan isminin yerine Cüneyt Arkın sahne adını kullanmaya başladı. Cüneyt Arkın, 1969'da Betül Işıl ile nişanlandı. İkili 1970'te evlendi ancak 1971'de boşandı. Kısa süre sonra yeniden evlenen çiftin, Kaan ve Murat adını verdiği iki çocuğu oldu. İnsanlar Yaşadıkça filmiyle Altın Portakal aldı Sanatçı, 1969 yapımı İnsanlar Yaşadıkça filmiyle 6. Antalya Altın Portakal Film Festivali'nde En İyi Erkek Oyuncu seçildi. 4. Altın Koza Film Festivali jürisi, 1972'de Baba filmindeki rolüyle Yılmaz Güney'i En iyi erkek oyuncu seçti. Ancak jüri, siyasi baskılar sonucu, Yaralı Kurt filmindeki performansıyla ikinci olan Arkın'ı En iyi erkek oyuncu olarak belirledi. Jürinin kararına tepki gösteren Arkın, ödülü reddetti. Unutulmaz oyuncu Arkın, 1976'da Mağlup Edilemeyenler filmiyle 13. Antalya Altın Portakal Film Festivali'nde En İyi Erkek Oyuncu ödülü, 36. Antalya Altın Portakal Festivali ve 18. Sadri Alışık Tiyatro ve Sinema Oyuncu Ödülleri'nde Yaşam Boyu Onur Ödülü aldı, 2013'te ise Kültür ve Turizm Bakanlığı Kültür ve Sanat Büyük Ödülüne layık görüldü. Kısa sürede Yeşilçam'ın aranan başrol oyuncuları arasına giren sanatçı, romantik filmlerle başladığı sinema yaşantısını hareketli filmlerle sürdürdü. Kariyeri boyunca westernden komediye, maceradan toplumsal filmlere birçok farklı türde film çekti. Özellikle 1978 yapımı Maden ve 1979 yapımı Vatandaş Rıza filmleri, sanatçının kariyerinde büyük öneme sahip oldu. Usta sanatçı, oyunculuğun yanı sıra televizyon programları hazırlayıp sundu, kısa bir süre dergi ve gazetelerde sağlıkla ilgili yazılar kaleme aldı. Türk milliyetçisi kimliğiyle bilinen sanatçı, bir dönem siyasetle ilgilendi. 20 Ekim 1991'deki genel seçimlerinde Anavatan Partisinden Eskişehir'de 4. sıradan milletvekili adayı oldu ancak seçilemedi. Bir dönem İşçi Partisi adına düzenlenen etkinliklere katıldı. Cüneyt Arkın, 28 Haziran 2022'de kalbinin durması nedeniyle İstanbul'da kaldırıldığı hastanede 85 yaşında yaşamını yitirdi.