Ben hiç ünlü olmadım. Ben halktan biriydim, doktordum. Halk adamıydım. Milyonların sevgisi beni büyüttü. Film çektiğin sürece hayatın senin değildir, seyircinindir, halkındır. Bizim dönemler farklıydı, o dönemki samimiyet de bambaşkaydı. Dedim ya ‘Bizim Türk halkı ariftir’ diye... Senin kendisine karşı olan hissiyatını anlıyor. Mesela şarkıcılar derdi ya “Beni siz var ettiniz, sizin sayenizde şöhret oldum” diye. “Hadi oradan” derdim. Senin samimi olup olmadığını keşfediyor halk. Dürüst olup olmadığını hemen anlıyor. Sınavı geçtiysen, Türk halkının minnet duygusunu aktarmadaki gücünü anlatamam. Teşekkür edecekken minnetle bakar, yüreği akar sana. Az film çekmedim Erler Film’e. Servetinin kaynağında emeğim büyüktür. O da inkar etmez yani. Yok benim o kadar büyük param olmadı. Benim kuşağım paranın ve şöhretin kıymetini bilemedi. Bu arabeskçiler mesela 10 milyon alıyordu ben 50 bin 60 bin ancak alıyordum. Vatandaş Mustafa ukdedir, çok zorlanmıştım. Yemedim içmedim tüm paramı harcadım. Ailemle çok çektik o film için. Ve sansüre takılmıştı. Çok üzülmüştüm. Onun dışında unumu eledim eleğimi astım yaşadım yaşayacağım kadar. Çok kötü hissediyorsunuz. O duyguyu bir daha yaşamak istemem. Bir anda yok oluyorsunuz. Bomboş. Bahçemde bir beyaz gül var kar yağarken gül açıyor ölürsem ondan kopup gideceğimi düşünürüm. Betül’ün yüzünü bir daha göremeyeceğimi düşünürüm. Yoksa ölüm dediğin nedir ki? Allah çok gecinden versin de… Yok ölümden değil de, Betül’ümsüz bir dünyadan korkarım. Betül’den önce ölmek isterim. Bebek, benim yaşantım. Ben Betül’e bebek derim. Benden önce ona bir şey olursa ölüm ne ki ben biterim, benim yaşamamın bir anlamı kalmaz. Kahrolurum. Dua ediyorum ki ondan önce gideyim diye. Kendime her zaman şunu sordum: “Filmde halk kahramanısın, dürüstsün normal hayatta da bunu başarabiliyor musun?” Ben hep bunu sordum. O çok çirkin bir şey ya. Biz bir kez oynadığımız kişiyi dişi gibi görmezdik. Onlar da bizi erkek gibi görmezdi. Türk halkına örnek olacağız diye uğraşırdık. Onların güzelliğini göremezdik. O kadınların sorunu, benim değil (gülüyor). Bir kadın bana “Horozumun adını Cüneyt Arkın koydum” dedi. “Niye?” diye sordum. “Koydu mu oturtuyor” dedi. Ben de koydum mu oturtuyordum (gülüyor). Çok ciddiye almayacaksın. Kendimle bile dalga geçerim ben. Çok ciddiye alırsan yaşayamazsın. Yemek yerken bile tadını alarak yiyeceksin.