Devrim niteliğinde keşif: Parkinson'u ortaya çıkmadan yıllar önce tespit ediyor! Bilim dünyası heyecanlı, test nihayet başarılı sonuç verdi!

Kudüs İbrani Üniversitesi'nde görevli bilim insanları, Parkinson hastalığının fiziksel belirtileri ortaya çıkmadan yıllar önce tespit edilebilen, basit ve uygun maliyetli bir kan testi geliştirdiler. Bu test, hastalığın erken evrelerinde tanı koyma sürecinde devrim yaratma potansiyeline sahip.

Parkinson hastalığı, beyindeki sinir hücrelerinin kaybı nedeniyle dopamin adlı kimyasalın azalmasına yol açan ilerleyici bir nörolojik bozukluktur. Bu durum, hareket kontrolünde zorluklara neden olur. Geliştirilen yeni test, Parkinson hastalarında biriken belirli RNA dizilerini ve hastalık ilerledikçe bozulan mitokondriyal RNA'yı analiz ediyor. Test, COVID-19 tespitinde kullanılan PCR teknolojisini kullanarak hedeflenen genetik materyali çoğaltır ve tespit eder. Araştırmacılar, bu testin yüksek doğruluk oranına sahip, hızlı ve zararsız bir teşhis aracı sunduğunu belirtiyorlar.

BİLİM İNSANLARININ GÖRÜŞLERİ
Çalışmanın lideri Prof. Hermona Soreq, bu buluşun Parkinson hastalığını anlamada önemli bir adım olduğunu ve hastalığın erken evrelerinde moleküler değişiklikleri tespit etmek için yeni bir yaklaşım sunduğunu ifade etti. Parkinson's UK araştırma direktörü Prof. David Dexter ise bu araştırmanın, Parkinson için biyolojik belirteçlerin keşfinde yeni bir perspektif sunduğunu belirtti. Dexter, bu testin hastaların tanı ve tedavi süreçlerinde nasıl kullanılabileceğini değerlendirmek için daha fazla araştırmaya ihtiyaç duyulduğunu vurguladı.

ÇALIŞMANIN DETAYLARI
Bu araştırma, Kudüs İbrani Üniversitesi'nin Edmond ve Lily Safra Beyin Bilimleri Merkezi ve Alexander Silberman Yaşam Bilimleri Enstitüsü'nde Prof. Soreq'in liderliğinde gerçekleştirildi. Çalışmaya, Shaare Zedek Tıp Merkezi'nden Dr. Iddo Paldor ve Surrey Üniversitesi ile Imperial College London'dan Dr. Eyal Soreq de katkıda bulundu. Sonuçlar, Nature Aging dergisinde yayımlandı.

PARKINSON'A EN DOĞAL ÇARE ASLINDA O BESİNDEYMİŞ!
Yapılan güncel araştırmalara göre bakla, içerdiği levodopa (L-Dopa) sayesinde Parkinson hastalığıyla mücadelede doğal bir destek olarak öne çıkıyor. Levodopa, beyindeki dopamin seviyelerini artırmak için kullanılan temel ilaç maddesidir ve Parkinson’un hareketle ilgili semptomlarını hafifletmede büyük rol oynar. İlginç olan ise, bu maddenin baklanın yapısında doğal olarak bulunmasıdır. Bu nedenle bazı uzmanlar, tıbbi tedaviye ek olarak düzenli ve kontrollü şekilde tüketilen baklanın, Parkinson hastalarının yaşam kalitesine katkı sağlayabileceğini belirtmektedir.

Bu küçük şifalı besinin Parkinson gibi bir hastalıkta gösterdiği mucizevi etkiler de güncel araştırmalarla desteklenmektedir. Bilimin çare bulmaya çalıştığı Parkinson ile ilgili her gün farklı yeni bulgular edinilirken baklanın bu iyileştirici etkisi de dikkat çekmektedir.
Ancak her doğal çözüm gibi, bakla da dikkatli kullanılmalıdır. Özellikle yüksek miktarda levodopa içermesi nedeniyle ilaçlarla etkileşime girme riski taşıyabilir. Favizm adı verilen, nadir görülen genetik bir enzim eksikliğine sahip bireylerde ciddi reaksiyonlara neden olabilir. Bu nedenle Parkinson hastalarının, baklayı düzenli olarak tüketmeden önce mutlaka doktorlarına danışmaları önerilir. Tıbbi takibin yanında, bakla gibi doğal besinler sayesinde tedaviye destek olmak, doğadan gelen güçlü bir avantajdır.