Dilan ve Engin Polat olayının ucu nereye uzanır? Bu buzdağının görünen yüzü!

Kara para aklama, suç örgütü kurma ve vergi kaçırma suçlarından tutuklanan Dilan ve Engin Polat olayının ucu nereye uzanır? Buzdağının görünen yüzünü gördük peki ya arkasında ne var? Hürriyet yazarı Abdulkadir Selvi bu konuyu kaleme aldı. İşte o yazı...

Türkiye, Dilan Polat ve Engin Polat'ın da arasında olduğu şüphelilere yönelik "kara para aklamak", "vergi kaçırmak" suçlarından soruşturma yürütüldüğünü 11 ve 12 Ekim tarihlerinde öğrenmişti.

500 MİLYONUN ÜZERİNDE SATIŞ
Şirketlerine ait hesaplara banka ve internet tabanlı ödeme yöntemiyle 500 milyon liranın üzerinde para giren Polatların, Polat'ın internet yoluyla yaptığı satışlardan elde ettiği kurum gelirlerinin vergi matrahını azaltmak amacıyla sahte belge kullanmış olabileceği değerlendirmesi yapılmış, Polat'ın sahibi olduğu 'Rise and Shine Kozmetik' şirketinin de sahte belge düzenleyicisi olduğu ortaya çıkmıştı.

NAYLON ŞİRKETLERLE MİLYONLARCA LİRALIK TRAFİK
Polatların sahte belge düzenleyicisi olan 3 tedarikçi şirketten toplam 225 milyon 743 bin liralık mal alışının gerçek olmadığı da belirlenmişti. MASAK raporunda, Polat ve ilişkili olduğu kişi ve kurumlarca özellikle internet üzerinden yapılan satışlardan elde edilen kurum gelirlerinin, vergi matrahını azaltmak amacıyla sahte belge kullanmış olabileceği değerlendirmesinde bulunmuştu.

MAL VARLIKLARINA EL KONULDU
13 Ekim'de ise Polat çiftinin tüm mal varlıklarına İstanbul Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından el konulma kararı verildi. Birinci dereceden akrabalarının da mal varlıklarına el konurken çiftin yurt dışına çıkışına da yasak getirildi. 26 Ekim'de ise Dilan Polat ve eşi Engin Polat'a ait işyerlerinde arama yapıldı. Dijital materyallere şirketlerdeki dijital materyallere de el koyularak incelemeye alındı.

14 ŞÜPHELİ TUTUKLANDI
Aralarında Dilan Polat, kardeşi Sıla Doğu ve eşi Engin Polat'ın ve mali müşavirleri Ahmet Gün'ün de olduğu 18 şüpheliye operasyon ise 1 Kasım'da düzenlendi. Bu sayı daha sonra 24'e çıktı. Soruşturmada Polat çiftinin de arasında olduğu toplam 14 şüpheli tutuklandı, 9 şüpheli ise adli kontrolle serbest kaldı.

ŞİRKETLERİNE KAYYUM ATANDI
Savcılık Polatlarla bağlantılı 27 şirkete kayyum atanmasını talep etti. Talebi değerlendiren İstanbul Anadolu Nöbetçi Sulh Ceza Hakimliği de talep doğrultusunda 27 şirkete kayyum atanması kararını verdi.

Bunlar bildiklerimiz, peki bu olayın ucu nerelere uzanıyor? Hürriyet yazarı Abdulkadir Selvi yazdı...
Kıbrıs’ta otel işletmeciliği yapan biri, “İngiltere merkezli sanal bahis şirketi var. Kıbrıs’ın payına 4-5 milyar dolar düşüyor. Bu para ile Kıbrıs’ta medyayı ve siyaseti satın almaya çalışıyorlar. İktidar ve muhalefetin içinde adamları var. Bu işin diğer ayağında ise kumarhaneler yer alıyor. Bu kara para Kıbrıs’ta olduğu sürece cinayetler bitmez” demişti.

GÜRCİSTAN AYAĞI
Organize suç örgütleri arasındaki savaştan söz etmişti. “Bu işin diğer ayağında Gürcistan yer alıyor. Gürcistan’da kumar ve sanal bahis oynatılıyor. Sanal bahiste, aynen Kıbrıs gibi 4-5 milyar dolar dönüyor. Organize suç örgütü liderlerinin Gürcistan’ı üs tutmalarının nedeni bu” diye anlatmıştı.

PARALARI NASIL ÇIKARIYORLAR?
Adeta bilgi bombardımanına tutuyordu. Ciddi bir işinsanı ve siyasetçiydi. Büyük bir dikkatle dinledim. Sorularım oldu. “Paraları yurtdışına nasıl çıkarıyorlar?” diye sordum. “Çocuklar için açılan oyun siteleri üzerinden” dedi.
Bir an dilim tutuldu. Şeytanın bile aklına gelmez ama bunların aklına gelmiş.

Siyasi kulis yazarıyım. Ama geçmişte hayali ihracatla ilgili davaları izledim. Sahte vergi iadesi belgesi düzenleyerek devleti soymaya çalışanların gerçek yüzünü gördüm. O nedenle bugünkü yazımı kanserli hücrelere ayırmak istiyorum.

HORZUM’UN ANLATTIKLARI
Bir emniyet müdürü, “Kemal Horzum’un sorgusunu yapıyordum. ‘Ben emniyet müdürü olarak bankadan kredi çekecek olsam iki kefil ve tonlarca evrak istiyorlar. Sen bu kredileri nasıl çektin?’ diye sorunca, Horzum bana ’Şimdi beni bırakın, gider 2 gün sonra size 100 milyon kredi çekerim’ dedi. Bunun üzerine, ‘İsmin deşifre oldu. Sana kimse kredi vermez’ diye üsteledim. ‘Müdürüm o paranın hepsini ben almıyorum ki, ben 100 milyonluk kredinin altına imza atıyorum. Sonra bu parayı paylaşıyoruz. Paylaştıktan sonra sorun çıkmaz. Ne zaman ki tek başına yemeye kalkarsan o zaman sorun çıkar’ dedi” diye anlatmıştı.

RÜŞVETİN BELGESİ OLUR MU?
O dönem banka soyacağına banka satın al denilen dönemdi. Ünlü Civangate olayı yaşanmış, Emlak Bank Genel Müdürü Engin Civan bir rüşvet olayından dolayı vurulmuştu. Selim Edes’in mahkemede söylediği, "Rüşvetin belgesi mi olur p...venk sözü" literatüre girmişti.
90’lı yıllarda Meclis’te Susurluk Komisyonu’nu, Faili Meçhul Cinayetleri Araştırma Komisyonu’nu ve çetelerle ilgili komisyonun çalışmalarını izledim. Raporlarını okudum. Devletin içindeki çürümeye, derin devlete, kanlı infazlara ışık tutan komisyonları izlerken dilimiz tutulurdu.

Bir defasında komisyon, İstanbul’da dönemin ünlü babalarından Dündar Kılıç’ı dinliyordu. Dündar Kılıç ameliyattan çıkmıştı, ayakta zor duruyordu. “Ben cahil bir adamım. Sizin huzurunuzda uzun uzun konuşamam. Siz sorun ben cevap vereyim” dedi. “Bu işleri nasıl yapıyorsunuz?” diye soruldu. “Ben sizin huzurunuza gelirken koluma iki görevli girerek getirdi. Eğer devlet kolunuza girmezse ayakta bile duramazsınız” demişti.

Gazeteciliğe adım attığımda MİT’in hazırladığı ünlü “Babalar Raporu” ortalığı kasıp kavuruyordu. 90’lı yıllarda çeteler Türkiye’yi kanserli bir hücre gibi sarmıştı. Faili meçhul cinayetler bir döneme damgasını vurmuş, Susurluk kazasıyla birlikte devlet içindeki mafya ile siyaset arasındaki ilişkiler ağı ortaya çıkmıştı. Tüm bunları neden hatırlattım. Kirli para bir süre sonra siyaseti teslim almaya çalıştı. Devlet içindeki cuntalarla işbirliği içine girdiler. 28 Şubat’ta Refahyol hükümetinin yıkılmasında ve postmodern darbe sürecinde yer aldılar. Çetelerin devlet için tehdit olduğu sonucuna varıldı. MGK’da çetelerle mücadele kararı alındı. Bir de baktık ki tek tek temizleniyorlar. Kaçanlar soluğu yurtdışında aldı.
ŞUNU demek istiyorum. Hiçbir çete devletten güçlü değil. Yeni nesil suç örgütleri olan, sosyal medyada ünlü olan kozmetik çeteleri hiç değil. Şimdilik küçükler ama örümcek ağı gibi her tarafı sarabilirler. O zaman bunlarla mücadele daha zor olur.

BAHİS ÇETESİNE UZANIR MI?
Dilan Polat’ın sonradan görmeliği, TikTok’ta yayınladığı videolar, aşırı harcamaları, lükse, gösterişe olan düşkünlüğü, magazin malzemesi olarak izlenmesi çekici olabilir. Ama bu işin diğer ucu Gürcistan ve Kıbrıs’a uzanabilir. Bahis çetesi ile ilişkileri mercek altına alınabilir. Zaten alınmazsa zincirin en büyük halkası eksik bırakılmış olur. Dilan Polat’a neden Kıbrıs, Gürcistan ve Dubai’ye gittikleri soruluyor. İkna edici bir cevap veremiyor. Soruşturma derinleşince orada kimlerle irtibat kurdukları ortaya çıkarsa, fotoğrafın diğer kareleri de tamamlanmış ve gerçek tablo ortaya çıkmış olacak.
MASAK raporuna göre bir buçuk yıl içerisinde güzellik merkezleri ve akrabaların üzerinden yapılan para transferi 500 milyon TL. Bunun 250 milyon TL’si ise aynı gün, aynı saatlerde, aynı isimler tarafından nakit olarak çekilmiş ve Engin Polat’a ait Milda Gayrimenkul Otomotiv hesabına yatırılmış. Lüks araçlar, villalar ve diğer gayrimenkuller alınmış.

BUZDAĞININ GÖRÜNEN YÜZÜ
Ancak gerçek mal satışı olmadan, vergi beyannamesi olmayan, çalışanı bulunmayan, bankacılık hareketi olmayan yani tabela şirketler ile sahte belge düzenleme kaydı bulunan, sahte şirketler üzerinden 200 milyon TL’lik bir para dolaşımı söz konusu. Bu da kara para incelemesine giriyor.
Dilan Polat ve Engin Polat’la ilgili MASAK raporunu yayınlayınca bir yetkili, “Bunlar buzdağının görünen yüzü” diye uyarıda bulundu. Buzdağının görünen yüzünde Dilan Polat ve Engin Polat olayı var. Bu işi bir magazin olayı olarak gören yanılır. Dilan Polat ve Engin Polat operasyonu ile yumağın ucu tutuldu. Bu ipin ucu bırakılmamalı. Sosyal medyada kendini gösteren güzellik merkezleri ve kozmetik ürünlerin satışını yapan ama bahis çetesinin parasını akladıklarından kuşkulanılan yeni tür suç örgütlerinin üzerine gidilmeli. Çünkü bugün kara paraya sırtını dayayanlar, yarın kirli siyasete soyunurlar. Geçmişte öyle.
Önce sahte işlemlerle haksız kazanç elde eder, sonra bu paralarla yargıyı, medyayı, siyaseti ele geçirmeye çalışır.

ALİ YERLİKAYA’YA DESTEK
BU gerçeği iyi bildiğim için İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya’nın organize suç örgütleriyle mücadelesini çok önemsiyorum. Sonunu kadar destekliyorum. Hiçbir çete devletten güçlü değildir. Yeter ki devletin gücünü karşısında görsün. Size bir sır vereyim; Dilan Polat ve Engin Polat operasyonu üzerine bahis çetesi paniklemiş, sosyal medyada Dilan Polat’a öykünen isimler bir bir yurtdışına kaçma hazırlıklarına başlamışlar. Hele birisi İstanbul’daki en büyük faaliyetini durdurma kararı almış.

NELER OLMUŞTU?
Dilan Polat 21 Eylül tarihinde bir magazin programına katılmış ve altın tozlu kahve içmeden yapamadığını ve bunu sadece gıcık olduğu insanlara inat içtiğini anlatmıştı. Ayrıca günde 750 bin TL harcadığını da dile getirmişti.

İşte o tarihten sonra dikkatleri üzerine çeken ve MASAK'ın radarına giren Polat'tan 26 Eylül tarihinde önemli bir hamle gelmişti. Daha önce kamuoyunda kullandığı hakaret ve sert tonda konuşmalarıyla tepki çeken Polat'ın, MASAK'ın inceleme talimatı verdiği gün, alışılmışın dışında, oldukça yumuşak tonda sosyal medya paylaşımında bulunması dikkat çekmişti.

'DEVLETİMİZE BOYNUMUZ KILDAN İNCE'
Polat, 26 Eylül'de gözü yaşlı bir şekilde çektiği videoda, "Fakire, fukaraya destek olalım diye vakıf kurduk, bir sürü yakıştırma yaptınız. Biz işimiz başındayız, bir sürü şirket sahibiyiz. Bu kadar şirket sahibiyiz, bizim devletimize var ya boynumuz kıldan ince bizim her şeyimiz çok şeffaf. Bakın biz işimizin başındayız alnımızın akıyla, alın teriyle çalışıyoruz. Devletini, vatanını çok seven bir aileyiz biz. Biz çok seven bir aileyiz" ifadelerini kullanmıştı.

ALTIN TOZLU KAHVEDE GERİ HAMLE
Hatta içtiği altın tozunun da gerçek altın tozu olmadığını bir internetten sitesinden aldığını iddia etmişti. Daha önce altınlı bardakta kahve içtiğini söyleyen Polat, bardağın üzerindeki altının da sahte olduğunu onu da bir internet sitesinden aldığını söyleyerek gözyaşları içinde geri adım atmıştı.

MASAK'ın 26 Eylül'de hazırlanması talimatı verilen rapor savcılığa 4 Ekim'de ulaştırıldı. Halihazırda Polatların şirketleriyle ilgili ayrıntılı MASAK incelemesi devam ediyor. MASAK'ın detaylı analiz raporunu ilerleyen günlerde soruşturmayı yürüten İstanbul Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığı'na sunması bekleniyor.

YUMRUK ATTIĞI ANIN GÖRÜNTÜSÜ ORTAYA ÇIKTI
Öte yandan Dilan Polat ile Engin Polat’ın Çekmeköy’deki doğum günü partisinde komşularıyla yaşadığı park kavgasının yeni görüntüleri ortaya çıktı. Görüntülerde, Engin Polat’ın komşusuna yumruk atarak darp ettiği ve yakınlarıyla birlikte adama saldırdıkları görülüyor.

SONA GÖTÜREN KAVGA
Dilan Polat'ın kibirli telefon konuşması, olaylı doğum günü partisi, komşusunun evini basan Engin Polat savcının düğmeye basmasını sağlamıştı.