Yaşım 70’in üstünde ama sekse isteğim çok. Yedi, sekiz yıl önce prostat ameliyatı oldum. Mutluluğu çubuğu bana takılır mı, seks hayatım kaç yaşına kadar devam eder? Zevk duymayı artıran tedavi var mı? Değerli okurum, seni çok sevdim. Cinsel enerjin var ama sen onunla köşe kapmaca oynuyorsun ve bir çıkış yolu da bulamıyorsun. Prostat ameliyatıyla cinsellik bitmez. Sadece meni gelmez ama hayat devam eder. Seksin kesilme yaşı yoktur. Ancak boşa kürek sallanmasın, sayılar üzerinde de kredi kartı gibi oynanmasın. Seksten zevk almayı güçlendirecek en önemli etken, her iki taraf için de partnerdir. Şimdi ben bir tablo çizsem, banyoya gitmek gereği bile duyabilirsin. Mutluluk çubuğuna gelince; ağzında dişin yoksa protez taktırır, her türlü yemeği yersin ve yiyenlere bakarak iç geçirmezsin. Eve bir de muhabbet kuşu alırsan hem dişsiz hem kuşsuz kalmazsın. 18 yaşında ilk ilişkisine giren erkeğin 28 yaşında ilk ilişkisine giren bir erkeğin cinsellikten aldığı haz aynı mıdır? Değerli okurum, önce ben bir benzetme yapayım. Sofraya oturdun, alacağın tat nelere bağlıdır, ona bakalım. Yemeğin lezzeti, yiyenin iştahı ve psikolojik durumu. Sunumu da çok fark eder. Hazırlanışı önemlidir. Örneğin; Ayşe Abla’nın pilavı, Münire Hanım’ın mantısı, illa ki Şermin Teyze’nin helvası gibi özellikler taşır. Bir de bu lezzeti tadana bakalım. Elle mi, çatalla mı yoksa kaşıkla mı yiyor? Diyelim ki 18’lik genç, iki tık tık bir şık şık. Tam o sırada kampana çaldı, tren kaçtı. 28’lik kolları sıvadı, sofraya oturdu, kaşık sallayarak yemeğe daldı. Ha babam, de babam. Söyle bana genç adam, hangisi daha çok zevk aldı? 18 yaşındayım. Kız arkadaşım da 19 yaşında. Kız bakire olduğunu söyledi ama kan gelmedi. Bu durum canımı sıkıyor. Bir yazınızda “Bazı kızlık zarları doğumda yırtılır” demiştiniz. Ben kızın bakire olduğunu anlamak için doğumu mu bekleyeceğim? Okurum, önce kıza güveneceksin. Güvenmiyorsan ilişkiyi bitireceksin. Sonra evine gidip odana çekilip düşüneceksin. Şimdi sana ipuçlarını veriyorum. Olacakları da gözünün önüne seriyorum. Senin bu kızla evlenme ihtimalin binde birden daha az. Herkes bu evliliğe onay verse, inan ki gelir ben bozarım. 18 yaşında evlenilir mi diye gelip sizin evi basarım. Ailene de bu evliliğe karşı savunma füzeleri verir, bir komşunuzu da mahalleye komiser tayin ederim. Şimdi ikimiz baş başayız. Kızla ilişkinde havalarda uçuyordun. Oysa zamanı gelip kız başkasıyla evlenince, sen Deli Dumrul gibi ‘Köprüden geçti gelin, ilkinde beni seçti gelin’ diye göbek mi atacaktın? Doğumlar zaten kanlı olur. O kanın arasında bir damla kızlık kanı fosforlu boya gibi “Ben buradayım” diye parlayacak mı? Sen ki bu kızı kandırmayı bil, ilişkiye gözü kapalı gir, sonra kan diye aklını yitir. Gençlik ve yiğitlik bu mu be vampir? Şimdilik ne diyelim? Sadece haddimizi bilelim ve insan haklarını içimize sindirelim. Kuşku treninin kompartımanında da kilitli kalmayalım. 18 yaşındayım. İlişkiye girince çok geç boşalıyorum. Bu duruma genelevdeki kadınlar bile dayanamıyorum. Acaba evlenince sorun olur mu? Değerli okurum, sen 18 yaşında genelevde kaç kadını ziyaret ettin ki kadınlar bile sözünü kullanıyorsun? Geç boşalma aslında bir çelişki. Çünkü gençlerde erken boşalma görülür. Okurlarım bu konuyu senin aracılığınla öğresinler. Geç boşalmadan senin de dediğin gibi yorulanlar, bıkanlar ve hatta “Bir daha olmasın” diyenler var. Bu durum özellikle ailede çekilmez oluyor. Kadınlar kaçabildikleri kadar ilişkiden kaçıyorlar ama çekirge bir zıplar, iki zıplar. Sonunda yakalanınca dram başlıyor. Kadının üstünde kan ter içinde bir ağırlık. Ha babam de babam... Bitse de kurtulsak derken aslında yolu şaşıran spermlerin bile hedefe varan kadar canları çıkıyor. Değerli okurum, görüyorsun çok karışık bir durum. Bir üroloji uzmanını ziyaret ediver. 35 yaşındayım, yeri ve zamanı geldiğinde çalmayan bir saate sahibim. Acaba saatimin pili mi bitti yoksa zamanı mı şaşırıyor? Zamanında çalışacak bir saate nasıl sahip olacağım? RUMUZ: BOZUK SAAT Değerli okurum, pili bitmedi, buna kefilim. Çünkü o piller Çin malı, çakma değil. Güvenli fabrikadan çıkmış TM damgalı Türk malı. Bu da her erkeğin gurur kaynağı ve hayat ırmağı. İyiyken sahibi onu köle gibi kullanıyor. İstemediği yemek için “Hadi” diye zorlanıyor. Yine de vefalı. Arada kendine tatil veriyor ama boykota girmiyor. Seninkinin ayarı bozulmuş. Damar sistemi normalse seni evlendirmeye ben aracı olurum. 44 yaşındayım. Ama 18 yaşında gençler gibiyim, isteğim hiç bitmiyor. Kaçamaklardan uzak duramıyorum. Bu sorundan nasıl kurtulurum? Ne haber adamım, daha geçen yıl “Atın ölümü arpadan olsun” diyordun. Ne oldu sana? Yoksa cinsel ya da ailevi tehlike çanları mı çalmaya başladı. Neyse biz kara kaplıyı açalım, işimize bakalım. 1) Başkalarına bakarsan yakalanma. 2) 18 yaşında gibiyim masalına aldanma. 3) Aileni yabana atma. 4) İnsanlığı beş paraya satma. 5) Eşine arkanı dönüp yatma. 6) Her kadına o gözle bakma. 7) Pişmiş aşına soğuk su katma. 8) Kaçamaklar denizde balık gibidir, yanlış yere olta atma. Kadınla birlikte eve gittik, her şey yolundaydı. Üzerimi çıkardım, sorun yoktu. Ama benim ufaklık sertleşmedi. Asansör düğmesi gibi içine kaçtı. Neden böyle oldu? Okurum, nazara geldin. Sen bekarım diye tuttuğun her kadını eve götür, Allah’ın da sopası yok. İşte ilk uyarı gelmiş. Nereden? Asansör düğmesinden. Kim düğmeye ne kadar çok basarsa düğmenin düzeni bozulur. Hiç basılmazsa düğme paslanır. Bana göre seninkinin düzeni bozulmuş. Tılsımlı bir uyarı sana. Ne diyor düğme? “Kul hakkı yeme, her kadına eski paşaların bir kese altın verdiği gibi sen de mavi boncuk verme.” Yalan Bağdat’tan dönermiş. Bunları üzelme diye yazıyorum. Her erkeğin başına benzer şeyler gelebilir. Erkek takarsa organ daha da takar. Erkek aldırmazsa organ tam tersini yapar, “Ben buradayım” diye kendini kanıtlamaya çalışır. Bunlardan sonuç çıkmazsa uzmanın yolu açılır. 40 yaşında, zıpkın gibi delikanlıyım. Cinsel deneyimim olmadı. Bu duruma son vermek istiyorum. Enerjimi başka şeylere harcıyorum, kendimi temizliğe verdim. İlişkiye girmeye korkuyorum. Ne olur bana yardım edin. RUMUZ: TİTİZ MÜDÜR Değerli okurum, ‘40’ından sonra azana çare bulunmaz’ demişler de 40’ına kadar komada gibi sızana çare bulunur mu bilemem. Bak ben öyle bilmediklerini bile biliyorum diyenlerden değilim. Bizim kapımızı mertlik anahtarı açar. Doğru kafamdaysa dünya ile savaşırım. ‘Benden bu kadar’ diye kesip atsam bana yakışmaz. Çünkü doktor Tanrı’nın yeryüzündeki yeridir. Bu nedenle ben Tanrı’nın elini hiç kirletmem. Bu böyle biline. Bilimle ters düşenin vay haline, onu paramparça ederim. Neden yaradılışına ve sosyal görevin olan çocuk yapmaya ters düştün? Neden korktun ve çekindin be müdürüm? Neyse umutsuz vaka değilsin. Hemen dul bir hanım arayacaksın. Beni de görücü göndereceksin. Onunla ortamı hazırlayıp evleneceksin. Kadın sana her şeyi heceleye heceleye öğretir. Kadının yaşı uygunsa çocuğun da olur. Ama şu temizlik hastalığın var ya, o düzelmezse bir haftaya kalmaz kadının kaçar. Ben de kendi kendime neden girdin araya, işler döndü çorbaya der hayıflanır, üzülürüm.