20 yaşındayım. Aslında trafikte manuel olarak çok iyi bir şoförümdür. Ama iş arabayı garaja sokmaya gelince bir anda arabanın benzini boşalıyor, duruyor. Acaba depo mu delik? Kız arkadaşımla telefonda konuşurken bile boşalıyorum. Hocam, ne olur arabanın benzini bitmesin. Yavrum, araban sağlam. De ki Jaguar ama çok hızlı mübarek. Sen gaza basınca, akü yani beyin yukarıdan kısa devre yapıyor, bujiye hemen akım yolluyor. Ateşli mizacın, hiperaktif motorun seni hoplatıp zıplatıyor. Ne var ki, kalite kontrol yarışında 10- 20 yıllık ikinci el arabalar da sana nal toplatıyor. Eee onların bu yolda eskidi lastikleri. Tecrübe otomatiğe bağlandı, vitesleri tak fişi, bitir işi yerine, dağda, bayırda, çayırda, taşlı, topraklı yolda yerine göre güç yerine göre hıza ayarlandı!!! Benzinden yana genelde sorun yok. Yakıt içeriden üretiliyor, depo boşaldıkça yenileniyor. Aman depo delinmesin, işte zor olan o. Sen depoyu delirdememeye bak. Gazı biraz kes, organa da hak tanı. Arada bir dinlensin, haddini bilsin, hız yapayım derken birilerini incitmesin. İki yıldır ilişkim var. Kız arkadaşım 28, ben 22 yaşındayım. Kız arkadaşım “Artık bana zevk vermiyorsun” diyor. Arkadaşlara sordum, “Limon ya da isot kullan. Sevgilin daha vahşi olur” dediler. Sizce bunları yapsam kız arkadaşımı tatmin eder miyim? RUMUZ: LİMONCU Kadın bağırıyor “Limoncu, limoncu. Bak oğlum 7’nci kattayım. Kafanı kaldır, evet. Limonların sulu mu? Sıkınca musluktan boşalır gibi akıyor mu yoksa sular idaresine parası ödenmemiş musluklar gibi damlıyor mu? İyi o zaman sepet sallıyorum. İçine 2 tane koyuver yavrum. Parası sepette, paranın üstünü de koy. KDV’si de senden olsun”. Okurum, mesleğini bulmuşsun, ufaktan başla, sonra işi büyütürsün. Televizyon sahibi bile olursun. Gelelim kızın doyuramadığın şehvetine ve ileride olacak limon-pul biber vahşetine. Kız sakin, hanım hanımcık “Doyuramıyorsun” demiş. Bu pul biber ve limon dediklerini yaparsan, kız da iyice fıttırıp “Gel ula kaçma” diye üzerine çullanırsa? “Canımı kurtarın” desen kimse gelmez. Şehvet öpücüklerinin bir ilerisinden kaynaklanan morarmamış yerlerin kalmışsa, onları da ‘ırz düşmanı’ diyerek seni bir başka türlü morartırlarsa? Aman, tüylerim diken diken oldu. Kötü bir rüyaydı diyelim, yemeğimizi usulüne uygun yiyelim, kaşık dururken kepçeye özenmeyelim. Sana da gazeteden geçmiş olsun diyelim. Yerli yersiz sertleşme oluyor. Acaba ergenlik çağında olduğum için mi? Saklamaya çalışıyorum. Ne yapabilirim? Değerli okurum, at durmadan kişniyor, yarışa ve koşuya çıkmak istiyor. Enerjisi o kadar çok ki, doğa bunca enerjiyle sana bir tür kıyak çekerken üzerine irade tozu püskürtmeyi unutuvermiş. Aslında şanslısın. Ya tam tersi olsaydı? İradeyle hamurunu yoğursa, tutku tuzunu da unutuverseydi, seyreylerdin Vehbi’nin kerrakesini. Beyinle organ arasında hem doğru hem ters orantı vardır. Beyin tembelliği sevmez. Ya yüklenecek, onu çok çalıştıracak, yeni şeyler öğreteceksin ya da beyni tembellik uykusuna yatırıp cinsel fanteziler, zevkler düşünüp taşınıp yatakta hayatını zorlayacaksın. 23 yaşında kızım. Hep erkeklerle ilgili hayaller kuruyorum. Her gördüğüm erkekle birlikte olmak istiyorum, günde en az 2 tanesiyle ilişkiye giriyorum. Bunların da listesini tutuyorum. Ne kadar çok kişiyle olduğumu gördükçe kendimi güçlü hissediyorum. Tabii sevgilim bunları bilmiyor. Acaba sorun bende mi? Bu durumdan nasıl kurtulurum? Gördün mü yaptığını? Erkekleri dellendirdin. Bu maili okuyan onca erkek Roma hazinelerini arar gibi yollara düşecek. Kimileri de rüyasında hep seni görecek. Şansın açık, kapın biraz kapalı olsun. Kimlik sorgulaması yap. Bilet alıp sinemaya girer gibi girmesinler! “Aman ne seçici kız” desinler. Temizi var, pisi var, mikrobu var AIDS’i var. Nerede, hangi ticarethanede günde 2 erkekle oluyorsun? Sakın ağzından kaçırma. Diyelim ki paralı ya da garibanı aldın koynuna. Yalanı dolanı senin boynuna. Şu erkekleri köşe başında mı yoksa internet tuşunda mı buluyorsun? Zor soru sordun bana be bacı. Ama kimilerine de sen acı, 2’ye 2 de rüya ekle, böylece 4’ü bul. Sepet sepet yumurta, sakın sevgilini unutma. Sevgilimle düzenli ilişkim var. Erken boşalınca kız bana kızıyor. Ben bir kez boşalınca ikinci defa ilişkiye girmek istemiyorum. Çare buldum. Geçen gün ilişkiye girerken penisimi dibinden çamaşır ipiyle bağladım. Çok işe yaradı. 3 saat boşalamadım. Tek sorunum penisimin morluğu, hala geçmedi. RUMUZ: MOR TEYYARE Mor teyyare, yakında kanadının biri kopmuş, tek kanat teyyare olacaksın. Sonra yükseklik kaybedip dibe vuracaksın. Çakıldığın yer ise bir enkaz. Eksperler gelecek, neden düştüğünü anlamayacak. Depoda yakıt dolu, iç bağlantılar yerinde, derken bir şimşek çaktı araştırmacıların birinde. “Bunu uzmanların uzmanı, hocaların hocası Piri Reis gibi ak saçlı, nur yüzlü, üç günlük ömrü kalmış faniye soralım” diyor. Böylece şikayetin önüme geliyor. Sevgili teyyare, senin gibi bağlayanları, eliyle sıkanları, akışını tutanları çok gördüm. Onların kimileri içeriden tünel geçitlerine yani yollara zarar verdiler. Morarmadan korkmuyoruz, bağlamada durum değişebilir. Umarım, içerideki süngersi dokulara gelen kan dolaşımı zarar görmemiştir. Senin aracılığıyla erkeklere özellikle gençlere bir ders olsun. Kimse doğala dokunmasın, ne güller solsun ne de fidanlar kurusun. 20 yaşındayım. Geçen gün ilişkiye girdim daha doğrusu giremedim. Hiç inmek bilmeyen penisim bir türlü sertleşmedi. Kız bu duruma çok bozuldu. Bir dahaki denememde nasıl başarılı olabilirim? Oğlum, vallahi koşarak, şimşek gibi yetiştim imdadına. Bak elimdeki torbalara. Tümü bilgiyle dolu. İlkini açalım, oku. Penis söz dinlemez, asi bir genç gibidir. Kiminde şımarık, kiminde nazlıdır. Sadistleri de vardır, kadının yanına gidene kadar sahibini azdırır. “Buyur içeri” deyince “Benim karnım tok, sizi işi idare edin” diye kök söktürür. Tam kapıdan çıkarsın, bir de baktın baş kaldırmış, “İsterim de isterim” diyor. Kimi çok nankördür. Her türlü ihanete hazırdır. Kimi de hırsızdır, gözü hep dışarıdadır. Kimileri gündüzleri bırakır, gece nöbet başındadır. Tabii çoğu ne istediğini bilmez. Kimi de çabuk bıkan, çeşit arayan bir oburdur. Daha ne sayayım oğlum. “Büyüklenme sultanım senden büyük gerçek var.” Zamanı gelince göreceksin gününü. Ayda bir kereye bile neredeyse vereceksin ömrünü. Ona göre kullan bugününü. Bu genellemeden dönelim sana. Ilki hep böyle olur takma kafana. 25 yaşındayım, 6 aylık evli kadınım. Ben ilişkiden zevk alıyorum. Bir anda gözlerim kararıyor, bacaklarım titriyor, adeta bayılıyorum. Acaba bu bir hastalık belirtisi mi? Şahane kadın, sana ancak bu sıfat yakışır. Neden şikayet ediyorsun ki? Birini sevdiğimizde “Bayılıyorum sana” demez miyiz? Her güzel şeye genellikle kadınlar duygularını bu sözlerle ifade ederler. Aslında şiir gibi bir sözcüktür. Erkekler bir çiçeğe, manzaraya ya da tabloya “Bayılıyorum” demezler de güzel yemeklere hep bayılırlar. Gittikleri lokantada sevdikleri bir yiyeceğe, örneğin “Buranın kalamar tavasına bayılıyorum” derler ama “Servisine bayılıyorum” demezler. Sen ki duyguları kendi türünün en üst katmanlarında yakalamış birisin. Biraz daha bayılmalara devam et. Evliliğin bilmem kaçıncı yılında ayılıverirsen buna da şanssızlık derim. Bacaklarının titremesine gelince; titrerler sevgili okurum, dayanamazlar da ondan titrerler. Çok acıkınca elimiz nasıl titrerse, onlar da öyle titrer. Titreme bir tür heyecan ve tutku ifadesidir. Keşke bir ölçüde titreyebilse. Sevgili okurum, bırak bedenini, tenini kendi haline. Bu hastalık değil, heyecan. Tek problem: Eşin bunu sorun yapmasın. Yaparsa, bu yazıyı kes sakla. Padişah fermanı gibi gözüne daya. “Haydar Hocam’dan referansım. Sana ‘Kocan şanslı. Kopyaları dışarıda, koynunda aslı. Senin kıymetini bilsin’ diyor” de.