Giriş
Duayenlerden Fenerbahçe teşhisi: Ali Koç yönetici değil, taraftar gibi davranıyor
Fenerbahçe'de Beşiktaş'a karşı alınan ağır mağlubiyet tüm taşları yerinden oynattı. Camiada ve taraftarda şampiyonluğun kaybedildiği düşüncesi hakim olurken teknik heyet ise takımı yarışta tutmaya çalışıyor. Ancak yönetim katında da sinirler gergin. Yönetime eleştiriler ise artmış durumda.
Fenerbahçe, Beşiktaş mağlubiyeti sonrası 1 maç eksikle Galatasaray'ın 9 puan gerisine düştü. Şampiyonluk yarışında büyük yara alan sarı lacivertlilerde yönetime tepkiler büyüyor. Taraftarın istifaya çağırdığı Ali Koç ve ekibinde bir kez daha hayal kırıklığı hakim.
Koç'un büyük umutlarla getirdiği Jorge Jesus'un da şampiyonluğu getirememe ihtimali arttıkça ipler geriliyor. Koç ile Jesus'un tartıştığı öğrenilmişti. Takım fırça atan Koç'a müdahale eden Jesus, "Ne diyecekse bana desin" ifadelerini kullanmıştı.
Bu tartışmaların gölgesinde Hürriyet gazetesi, 3 futbol duayenine Fenerbahçe'yi sordu. Attila Gökçe, Şansal Büyüka ve Mehmet Demirkol, sarı lacivertlilerdeki durumu değerlendirdi.
Mehmet Demirkol: Yönetici değil, taraftar gibi
Kimlik erozyonu var F.Bahçe’de. Tek adam iktidarından sonra yaşanan boşluk devri bu. Ali Koç yeni Aziz Yıldırım olacağını sandı. Ancak hayır, olamadı. Çok sık karar değiştirdi. Emre Belözoğlu ve İsmail Kartal üzere 2 puan ortalamasının üstüne çıkan hocalarla devam etmedi.
Ben olsam devam ederdim. Lakin o bir yönetici değil, taraftar üzere davrandı. Kimlik erozyonunun gruba yansıması da var. Alana bakıyorsunuz, sahiplenen kimse yok. Çabucak bir panik yaşanıyor. 33 yaşındaki Valencia ile 18 yaşındaki Arda Güler bir ortada. Nerede Luganolar, Alexler…
Şansal Büyük: Sıradan oyuncular alındığı için vaziyet böyle
Fenerbahçe transferde sıradan oyuncular aldığı için bu halde. Büyük kadrolarda büyük oyuncular oynar. Fenerbahçe’nin tek kaliteli oyuncusunun şimdi yeni oynatılmaya başlayan 18’lik Arda Güler olduğunu düşünürsek kadronun ne kadar sıradan oyunculardan konseyi olduğu ortaya çıkar.
Kurtuluş reçetesi kalite
Kurtuluş için tahlil yolu: Transferde kalite, kalite, kalite… Fenerbahçe’nin genlerinde her vakit kaliteli oyuncu varlığı hissedilmiştir. Son 5 yılda Fenerbahçe’ye bilhassa kaliteli bir santrfor, kaliteli bir orta saha ve çok kaliteli bir stoper alınmadı. Bir Kim Min-Jae geldi, onun da gelmesi ile gitmesi bir oldu. Bana nazaran, Harika Lig’de 26 gol atmasına karşın Enner Valencia bile Fenerbahçe’nin santrforu değil.
Attila Gökçe: Kullan-at kültürü var!
Her yıl konfeksiyon şampiyonluk elbisesi seçmesi ve dönem ilerledikçe bu elbisenin uyumsuzluğunu, ölçüsünü ve rengini tutturamamış olması. Bu dediklerime teknik yönetici seçiminden, yerli yabancı takım yapısına kadar her şeyi katabilirsiniz. Güçlü ailenin şımarık çocuğu üzere daima al kullan yere at kültürü!
F.Bahçe’nin yerli bir sportif yöneticiye, gözü teknik yöneticilikte olmayan bir sportif yöneticiye gereksinim var. O yöneticinin en az 3 kişilik bir grubu olmalı. Futbol ekibinin neye muhtaçlığı var, süreç içerisinde hangi amaçları kovalayabilir, daha güzel oyun oynanması için altyapı (akademi) ile profesyonel takım ortasında geçiş ve ahenk planlaması yapılabilir mi? Bunlara karşılık verecek bir teknik ve finansal rapor oluşturmak gerekir.
Artı, taraftarlara ve kamuoyuna daima şampiyonluk senetleri imzalayan halden vazgeçilip skora değil, oyunun kendisine hürmet uyandıracak bir çalışmaya ve hikayeye gereksinimleri olduğunu unutmamalılar. Son olarak, oynanan maçtan sonra MHK başta olmak üzere daima değişen gayelere tenkit okları atıp feryat etmek, rakiplerle toplumsal medya üzerinden polemik çatışmalarına girmek hiçbir fayda sağlamaz. F.Bahçe bu populizmden kurtulup aklın gereğini yapmalı.