Düğün öncesi kritik döneme dikkat! Uzmanı açıkladı: İlişkilerin çoğu bu yüzden bitiyor!

Beyza Erdoğan - Posta.com.tr / Düğün stresi, hem fiziksel hem de duygusal sağlığı yakından etkileyebiliyor. Özellikle 'yüzük atma' gibi evlilik sürecini bile sonlandırmaya yönelik davranışlar, çiftlerin düğün psikolojisi nedeniyle sürüklendiği derin buhranı gözler önüne seriyor. Peki, düğün stresi nedir, neden oluşur? Düğün öncesi en riskli dönem hangisidir? Uzman Klinik Derya Yalçınkaya, düğün stresini ve nedenlerini şu şekilde açıklıyor: Düğün stresi genellikle bir dizi faktörden kaynaklanmaktadır. Planlama, aile beklentileri, bütçe endişeleri, ve organizasyon detayları gibi konular insanları stresli hissettirebilir. Ayrıca, önemli bir olay olduğu için başarı beklentisi ve mükemmeliyetçilik de stresi artırabilir. Evlilik öncesi psikolojisinde ailelerin etkisinin büyük olduğunu belirten Derya Yalçınkaya,Ailelerin düğün istekleri genellikle çiftlerin üzerinde büyük bir etkiye sahip olabilir. Ailelerin beklentileri, çiftlerin kendi isteklerini ve bütçelerini dengede tutmalarını zorlaştırabilir. Bu durum, çiftlerin arasında stres, çatışma ve yıpranma hissi yaratabilir. Bazı durumlarda, çiftler ailelerinin isteklerini yerine getirmeye çalışırken kendi mutluluklarını ihmal edebilirler. Bu nedenle, çiftlerin ailelerinin istekleri ile kendi arzuları arasında denge kurmaları önemlidir. İyi iletişim, sınırların belirlenmesi ve ortak karar alma süreci, bu tür stresleri azaltmaya yardımcı olabilir. Unutulmamalıdır ki her ailenin bu endişeli süreçten geçmiş olması daha anlayışlı bakış açısı geliştirmeleri için önemli bir etkendir. diyerek bu noktaya da dikkat çekiyor. Pek çok ilişkinin evlilik öncesi bitişinin nişanlılık sürecine denk geldiği görülebiliyor. 'Neden söz, nikah veya düğün değil de nişan?' diye düşündüğümüzde Yalçınkaya bu konuyu şu şekilde açıklıyor: Aşık çiftlerin nişanlılık sürecinde ayrılık yaşamasının birkaç farklı nedeni olabilir. Bazı çiftler, nişanlılık sürecinde gerçekten birbirlerini daha iyi tanımaya başlar ve ilişkilerinin geleceği hakkında endişeleri oluşabilir. Bu süreçte, ortaya çıkan farklılıklar veya beklentilerdeki uyumsuzluklar, ilişkiyi sorgulamalarına neden olabilir. Ayrıca, nişanlılık süreci, çiftlerin gelecekteki yaşamlarını birlikte planlama aşamasıdır ve bu süreçte karşılaşılan zorluklar, ilişkinin sağlamlığı üzerinde baskı oluşturabilir. Aileler, toplumsal beklentiler ve stres gibi dış faktörler de nişanlılık sürecinde ayrılık yaşanmasına yol açabilir. Klinik Psikolog Derya Yalçınkaya evlilik kararı almak için dikkat edilmesi gerekenleri ise şu şekilde açıklıyor:Evlilik kararı, karşılıklı sevgi, saygı, uyum ve ortak hedefler üzerine inşa edilmelidir. Karar verirken dikkate alınması gereken faktörler arasında iletişim becerileri, değerler, yaşam tarzları ve gelecek planları bulunur. Evliliği güçlendirmek için düzenli iletişim, empati ve birlikte zaman geçirme gibi aktiviteler önemlidir. Ayrıca, çiftlerin birbirlerini desteklemesi, problemleri açıkça konuşması ve ortak çözümler bulması da ilişkiyi güçlendiren önemli faktörlerdendir. İlişkiler sonlandıktan sonra akılda ilk olarak 'evlenmeye karar veren de ayrılan da aynı kişi' düşüncesi dönüyor. Bu durumun sebebini Derya Yalçınkaya; Evlilik kararı yaşadıkları hayat için büyük bir değişiklik getirecek olduğundan, insanlar sürecin getirdiği belirsizlik ve sorumlulukları düşünerek endişe duyabilirler. Ayrıca, ilişkinin geleceği hakkında belirsizlikler, aile baskısı, kişisel korkular ve geçmiş deneyimler gibi faktörler de kararsızlık hissine neden olabilir. İnsanlar zamanla farklı duygular yaşayabilir ve bu da kararsızlık hissini tetikleyebilir. Bu duygularla başa çıkmak için çiftlerin birbirleriyle açık ve dürüst iletişim kurması, endişelerini paylaşması ve birlikte çözüm araması önemlidir. Ayrıca, dış destek almak da (terapist, danışmanlık) kararsızlıkla başa çıkmada yardımcı olabilir. Gerçek duyguları karşılıklı konuşarak bilişsel çarpıtmaların önüne geçilebilir. diyerek açığa kavuşturuyor. Söz, nişan, düğün gibi süreçlerin ne kadarlık zamanda planlanması gerektiği de merak ediliyor. Ciddi bir yolda ilerlerken kimileri acele etmekten imtina ederken kimileri de uzayan süreçlerden bunalabiliyor. İdeal süre sorulduğunda uzman isim; Süreçlerin ne kadar zaman alacağı çiftlerin tercihlerine ve durumlarına bağlıdır. Genel olarak, söz, nişan ve düğün gibi süreçlerin toplamda 1 ila 2 yıl arasında planlanması yaygındır. Ancak bazı çiftler daha kısa sürelerde plan yapabilirken, bazıları için daha uzun bir planlama süresi gerekebilir. Süre uzadıkça, bazı çiftler evlilik fikrinden uzaklaşabilirler, ancak bu her zaman geçerli değildir. Bazı çiftler uzun süreli bir planlama sürecini tercih edebilir ve bu süre zarfında ilişkileri daha da güçlenebilir. Önemli olan, çiftlerin birlikte hareket etmeleri, iletişimlerini güçlendirmeleri ve birbirlerinin duygularını anlamalarıdır. diyor. Evlilik sürecinde 'elalem ne der' kaygısı da ilişki dinamiklerinde değişimlerin oluşmasına neden olabiliyor. Düğün tipinden davetlilerin oturacağı yere kadar pek çok şey büyük kaygı oluşumuna neden olabiliyor. Derya Yalçınkaya elalem kavramının etkilerini şu şekilde ele alıyor:Elalem ne der kaygısı, evlenecek çift üzerinde ciddi bir baskı yaratabilir ve evliliklerinin ömrünü etkileyebilir. Bu kaygı, çiftlerin kendi isteklerinden ve ihtiyaçlarından ziyade dışarıdan gelen beklentilere odaklanmalarına neden olabilir. Bu durum, çiftlerin kendi mutluluklarını ve ilişkilerini sağlamak yerine toplumun veya ailelerin beklentilerini karşılamaya çalışmalarına yol açabilir. Bu baskı, çiftler arasında gerilime ve iletişim sorunlarına neden olabilir ve evliliklerin sağlıklı bir şekilde gelişmesini engelleyebilir. Önemli olan, çiftlerin kendi mutluluklarını ve ihtiyaçlarını ön planda tutmaları ve dışarıdan gelen beklentilere göre değil, kendi değerlerine ve isteklerine göre hareket etmeleridir. Uzman isim evlenecek çiftler için şu tavsiyelerde bulunuyor:İletişim: Açık ve dürüst iletişim kurun. Duygularınızı ve düşüncelerinizi paylaşmaktan çekinmeyin.Birlikte hedef belirleyin: Ortak hedefler belirleyerek birlikte büyüyün ve gelişin. Geleceğe yönelik planlar yapın ve bunları birlikte gerçekleştirin. Empati: Birbirinizi anlamaya çalışın. Karşılıklı empati göstermek ve birbirinizin duygularını önemsemek ilişkinizi güçlendirecektir.Bağımsızlık: İlişkinin dışında bireysel faaliyetlere zaman ayırın. Kişisel ilgi ve hobilerinizden vazgeçmeyin.Çatışma yönetimi: Tartışmalar kaçınılmazdır, ancak önemli olan bu çatışmaları sağlıklı bir şekilde yönetmektir. Saygılı ve yapıcı bir şekilde çözüm arayın. Destek olun: Zor zamanlarda birbirinize destek olun. Birlikte hareket ederek güçlü olun.Rutini korumak: Özel zamanlarınızı ve rutinlerinizi koruyun. Birlikte kaliteli zaman geçirmek ilişkinizi güçlendirecektir.Esneklik: Değişen ihtiyaçlara ve koşullara uyum sağlamak önemlidir. Esnek olun ve birbirinize destek olun. Aile ve arkadaşlarla ilişkiler: Diğer ilişkilerinizi ihmal etmeyin. Aile ve arkadaşlarınızla bağlarınızı güçlü tutun.Evlilik danışmanlığı: İhtiyaç duyulduğunda evlilik danışmanlığı almayı düşünün. Profesyonel bir danışman, ilişkinizi daha sağlam temellere oturtmanıza yardımcı olabilir.