PEKİN’DEN İSTANBUL’A UZANAN DİL SEVGİSİ
Çin’e bağlı eyaletlerden biri olan Sichuan’da bir çocuk dünyaya geldi. 1903 yılında Müslüman bir ailenin çocuğu olarak doğan Celaleddin Wang, eğitim hayatını Pekin Üniversitesi’nde tamamladı. Okulda eğitim alırken aslında Türk ve Arapça dillerinde olan ilgisini keşfetti. Bu dillere olan merakı ise onun yolculuğunun İstanbul’a uzanmasına neden oldu. İstanbul Üniversitesi’nde aldığı kapsamlı eğitimden sonra tekrar Çin’in yolunu tuttu.
YOLU TEKRAR İSTANBUL’A DÜŞTÜ
Ülkesine döndükten sonra siyasete atılmaya karar veren Wang, Orta Doğu’nun çevresinde konumlanan Müslüman ülkelerde görev aldı. Siyasi karışıklıkların başlamasının ardından Pakistan’a giden Celaleddin Wang’a arkadaşı Türkolog Zeki Velidi Togan’dan reddedemeyeceği bir teklif geldi. Togan, Wang’tan tekrar İstanbul’a gelerek İstanbul Üniversitesi’nde bir kürsü kurmasını istiyordu. Bu kürsü, Sinoloji yani “Çin Dili ve Felsefesi” ile ilgili olacaktı.
HER ZORLUĞUN ARDIDAN BİR KOLAYLIK VARDIR!
Togan’ın teklifi üzerine İstanbul Üniversitesi’nde çalışamaya başlayan Wang’ın geçim sıkıntısı da boy göstermişti. 8 çocuğundan 4’ünü geride bırakmak zorunda kalan Celaleddin maddi sıkıntılara daha fazla dayanamadı ve farklı bir yol arayışına girdi. Aradığı bu yol, kendisini ekonomik olarak rahatlatırken İstanbul’a da ilk Çin restoranını kazandırdı.