Hz. Muhammed'in göğsünün açılıp genişletilmesi de buna delalettir. O, hiçbir zaman insanları Hak yoluna çağırmaktan vazgeçmemiş, en zor zamanlarında yalnızca Allah'a sığınmıştır.
Surenin ikinci ayetinde peygamberin üzerindeki ağır yükün kaldırıldığından bahsedilir. Bu yük, elçi olmanın ağırlığıdır. Sahabeden aktarılanlara göre, Hz. Muhammed'e vahiy geldiği zaman, alnı soğuk soğuk terler ve titremeye başlardı. Vahyin ağır yükü, sadece fiziksel olarak değil ruhsal olarak da hissedilirdi.
Buna karşılık Mekkeli müşriklerin hem peygamber efendimize hem de İslam'ı seçenlere zulmetmeleri de çok ağır bir yüktür. Yine de Hz. Muhammed, sonuna kadar sabretmiş, Mekke'den Medine'ye geçtikten sonra da Hak dini olan İslam'ı yaymaya devam etmiştir.