En çok kreş ve okullarda görülüyor! Gözlerde kaşıntı, kızarıklık ve akıntıya neden oluyor

Göz nezlesi, özellikle mevsimsel değişikliklerle birlikte artış gösteren yaygın bir sağlık sorunu haline geliyor. İnsanların yaşam kalitesini derinden etkileyen bu rahatsızlık, genellikle alerjik reaksiyonlar, çevresel faktörler veya enfeksiyonlar sonucu ortaya çıkıyor. Gözdeki kaşıntı, sulanma ve kızarıklık gibi belirtilerle kendini gösteren göz nezlesi, tedavi edilmediği takdirde günlük yaşamı zorlaştırabiliyor ve komplikasyonlara yol açabiliyor. Doç. Dr. Nesrin Tutaş Günaydın, göz nezlesine karşı merak edilenleri Posta.com.tr okuyucuları için anlattı...

Sinem Paksoy-Posta.com.tr/ Her bireyin göz nezlesi ile karşılaşma riski farklı olsa da alerjik reaksiyonlar gibi çevresel faktörlerin artışı bu sorunun yaygınlaşmasına neden oluyor. Uzmanlar ise göz nezlesinin en çok kreşler ve okullarda bulaştığını söylüyor. İşte göz nezlesi hakkında merak edilenler...

VİRAL, BAKTERİYEL VEYA ALERJİK NEDENLERLE ORTAYA ÇIKIYOR
Göz nezlesi, tıbbi adıyla konjonktivit, gözün en dış tabakasını ve göz kapaklarının iç kısmını kaplayan konjonktiva zarının iltihaplanması olarak tanımlanabiliyor. Genellikle viral, bakteriyel veya alerjik nedenlerle ortaya çıktığı söylenen bu rahatsızlık, insan sağlığını büyük oranda etkiliyor.

Günaydın'ın uzman görüşüne göre viral konjonktivit, en yaygın göz nezlesi türü olup grip, soğuk algınlığı gibi hastalıklarla birlikte meydana gelebiliyor. Adenovirüsler ise en sık etkenler arasında yer alıyor. Oldukça bulaşıcı olan bu rahatsızlık, özellikle okul çağındaki çocukların ellerini gözlerine temas ettirmeleriyle birlikte hızla yayılıyor.

ÇAPAKLANMA VE SARI-YEŞİL AKINTI VARSA DİKKAT!
Bakteriyel konjonktivit ise streptokok, stafilokok gibi bakteriler nedeniyle oluşuyor. Gözde yoğun çapaklanma ve sarı-yeşil akıntı ile kendini belli ediyor. Kirli ellerle göze temas edilmesi veya hijyen kurallarına uyulmaması bu tür enfeksiyonları artırıyor.

Alerjik konjonktivit ise polen, toz, hayvan tüyü gibi alerjenlere karşı gözün verdiği bir tepki olarak kabul ediliyor. Uzman isim, alerjik konjonktivitin özellikle bahar aylarında artış gösterdiğinin altını çizdi.

HER YAŞ GRUBUNDAN İNSANDA GÖRÜLEBİLİYOR
Göz nezlesinin herkeste görülebileceğini belirten Doç. Dr. Nesrin Tutaş Günaydın, bazı grupların daha fazla risk altında olduğunu belirtiyor. Özellikle çocukların bağışıklık sistemine dikkat çeken Günaydın, bağışıklığı tam olarak gelişmeyen çocuklarda göz nezlesinin daha sık görüldüğünü belirtti.

Kontakt lens kullanıcıları, lens hijyenine dikkat etmediğinde bakteriyel enfeksiyonlara daha açık hale geliyor. Bağışıklık sistemi zayıf olan kişilerde de göz nezlesi daha ağır seyredebiliyor. Kronik hastalıkları olan bireyler, diyabet hastaları ve bağışıklık baskılayıcı ilaç kullanan kişilerin de göz nezlesine karşı dikkatli olmaları gerekiyor. Ayrıca, hastane, okul ve kreş gibi kalabalık yerlerde çalışanlar da daha fazla risk altında bulunuyor.

VİRAL KONJONKTİVİTİN ÖZEL BİR TEDAVİ YÖNTEMİ YOK
Göz nezlesi nasıl tedavi edilir sorusunun yanıtı pek çok kişi tarafından merak ediliyor. Oldukça sık sorulan bu soruya birkaç farklı yanıt veren Günaydın, viral konjonktivitin özel bir tedavi yönteminin olmadığını söylüyor. Uzman görüşüne göre, bu rahatsızlık 1-2 hafta içinde kendiliğinden iyileşebiliyor. Fakat viral konjonktivitin meydana gelmesi durumunda göz damlası kullanarak yanma ve kaşınma hissini minimuma indirmek mümkün oluyor.

GÖZ DAMLASI KULLANILABİLİYOR
Bakteriyel konjonktivit ise antibiyotikli göz damlalarıyla tedavi ediliyor. Çapaklanma ve akıntı steril pamuk yardımıyla temizlendiğinde daha etkin bir tedavi uygulanabiliyor.
Alerjik konjonktivit durumunda ise antihistaminik damlalar ve alerjenlerden uzak durmanın önemli olduğunu vurgulayan uzman isim, bu gibi durumlarda gözleri ovuşturmamak gerektiğini belirtiyor.

DOĞAL YÖNTEMLER GÖZ NEZLESİNİ AZALTIYOR
Göz nezlesi yaşayanlar için bazı doğal yöntemler semptomları hafifletebiliyor. Örneğin, papatya çayı kompresi, papatyanın antiinflamatuar etkisi sayesinde iltihaplanmayı azaltabiliyor. Ilık papatya çayıyla ıslatılmış bir pamuk, gözlere uygulanarak rahatlama sağlanabiliyor. Ayrıca, alerjik reaksiyonlar sonucu oluşan kaşıntı ve şişliklerde soğuk kompres, bakteriyel konjonktivitte ise ılık kompres rahatlatıcı bir etki gösterebiliyor. Bu yöntemler, göz nezlesinin hafif belirtilerini gidermeye yardımcı olabiliyor.

Bir diğer seçenek ise yeşil çay veya siyah çay poşetlerinin kullanımı oluyor. Çayın içeriğindeki tanenler, antiinflamatuar etki göstererek göz iltihabını hafifletebiliyor. Doç. Dr. Nesrin Tutaş Günaydın, şiddetli semptomlar görülüyorsa zaman kaybetmeden mutlaka bir göz doktoruna başvurulması gerektiğinin altını çizdi.