En kritik belirtileri uzmanı açıkladı! KOAH ya da astımla karıştırılabiliyor

Hilal Gülden Boğazkesen - Posta.com.tr / Bronşektazi, bronş duvarlarının harabiyeti sonucu kalıcı olarak genişlemesiyle meydana gelir. Hastalığın erken teşhis edilmesi, tedavi yöntemlerinin etkin kullanılması ve korunma stratejilerinin uygulanması hastaların yaşam kalitesini önemli ölçüde etkileyebiliyor. Akciğer, vücudumuzun en önemli organları arasında yer alıyor. Bu organın sağlığı, yaşamımız için oldukça kritik bir nokta. Akciğer sağlığını bozan bazı hastalıklar ise başta solunum olmak üzere pek çok fonksiyonu etkiliyor. Bu hastalıklardan biri de bronşektazi. Göğüs Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Gazi Gülbaş, Bronş duvarının harabiyeti neticesinde kalıcı olarak genişlemesidir. Aslında bir hastalık değil pek çok hastalığın sonucunda bronş ağacının normal yapısının bozulmasıdır. İlk defa 19. yüzyılın başlarında tanımlanmıştır. 20. yüzyıla kadar önemli sağlık sorunuydu. Antibiyotiklerin keşfi ve çocukluk çağı aşılamalarıyla görülme sıklığı azalmıştır sözleriyle bronşektazinin genel bir tanımını yapıyor. Her hastalık, kendini çeşitli belirtilerle gösterir. Bu belirtiler hakkında bilgi sahibi olmak, erken tanı ve tedavi için fazlasıyla önemli. Bronşektazinin belirtileri de bu noktada önem kazanıyor. Uzman isim, Özellikle kış aylarında artan bol miktarda balgam (bazen günlük 1-2 su bardağı) çıkarma, öksürük şikayeti en sık belirtileridir. Hastalığın ilerlemesiyle nefes darlığı da eklenir. Nefes darlığı şikayeti, hastalığın ilerlemesiyle birlikte giderek artar. İlerleyici nefes darlığı nedeniyle KOAH veya astım gibi hastalıklarla sıklıkla karıştırılabilir. Kış aylarında geçirilen alt solunum yolu enfeksiyonların daha gürültülü seyretmesi, geç iyileşmesi, bol balgam çıkarma şikayetlerinin olması bronşektaziyi akla getirmelidir. Bazen kanlı balgam şikayeti de eşlik edebilir. Hatta kan tükürme hayatı tehdit edebilecek boyutlara ulaşabilir dedi. Bronşektazi, önlem alınıp tedavi edilmediği zaman oldukça riskli olabilir. Bronş duvarlarının genişlemesiyle kalmayıp hayati fonksiyonların etkilenmesine de yol açar. Prof. Dr. Gülbaş, Bronşektazi sık ataklarla seyrediyorsa ve tıbbi tedavi ile kontrol altına alınamıyorsa ilk seçenek cerrahi tedavidir. Geçirilen her atak bozukluğun daha da yayılmasına sebep olur. Bronşektazinin ilerlemesiyle birlikte solunum yetmezliği gelişebilir. Bazen de yaşamı tehdit eden kan tükürme şikayetine sebep olur. Bozukluğun ilerlemesi sağ kalp fonksiyonlarının bozulmasına neden olur. Etkili ve zamanında tedavi edilmediği zaman yaşam kalitesinin bozulmasına, hatta yaşam süresinin kısalmasına sebebiyet verir açıklamasında bulundu. Uzman isim, bronşektazi oluşumunda hala en sık sebep bronşit veya zatürre gibi alt solunum yolu enfeksiyonları olduğunun altını çiziyor. Bu sebeple çocukluk çağı aşılamaları çok önemlidir. Yine alt solunum yolu enfeksiyonlarının etkili ve zamanında tedavi edilmesi çok önemlidir. Geçirilen akciğer tüberkülozu da akciğerin üst kısımlarında bronşların kalıcı bir şekilde genişlemesine sebep olur. Göğüs Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Gazi Gülbaş, risk altındaki kişileri de şu şekilde açıklıyor;Bağışıklık sistemini zafiyete uğratan genetik hastalıklar sık sık alt solunum enfeksiyonlarına yol açarak bronşektazi gelişimine yol açabilirler.Bronş duvarının kıkırdak veya elastik dokusunda harabiyete sebep olan yapısal bozukluklar ve bağ doku hastalıkları risk teşkil eder.Bronş ağacında yer alan ve balgamı temizleyen süpürge görevi gören silyaların fonksiyon bozukluğuna yol açan genetik hastalıklar bronşektaziye sebep olur.İltihabi barsak hastalıkları ve romatizmal hastalıklar risk oluşturur.Bronş ağacında hasara yol açan toksik gaz hasarı, asidik mide içeriğinin akciğere kaçması (aspirasyonu) bronşektaziye yol açar.Yabancı cismin akciğere kaçması lokalize bronşektaziye sebep olabilir.Bazen de bütün sebepler araştırılmasına rağmen bir sebep bulunmayabilir. Bronşektazinin başlamaması için bazı önlemlerin alınması oldukça önemli. Uzman isim, bu önemleri şöyle sıraladı;Bronşetazinin önlenmesi için çocukluk çağı aşılamaları önemli yer teşkil eder. Kronik hastalığı olan hastaların kışa girmeden (Ekim sonu, Kasım başı) grip aşısı ve zatürre aşısı yaptırması çok önemlidir.Atak gelişen hastalarda etkili antibiyotik tedavilerinin uygulanması gerekir.Tıbbi tedaviye rağmen sık ataklarla seyreden erken aşamadaki hastalarda veya kan tükürme şikayeti olan hastalarda cerrahi tedavi açısından değerlendirilmelidir.Bronş ağacını temizlemeye yönelik fizyoterapi yöntemleri yaşam kalitesinin iyileşmesine önemli katkılar sağlar.Yaygın bronşektazisi olan ve solunum yetmezliği gelişen genç hastalarda akciğer nakli bir tedavi seçeneği olabilir.