İlkbaharın sağlık deposu olarak öne çıkan sebzelerinden biri enginar… Çoğunlukla, yeşil yeşil yapraklar arasına saklanmış ‘enginar kalbi’ olarak adlandırılan, çanak şeklindeki etli kısmı tüketilse de, yaprakları da ayrı birer şifa kaynağı. Beslenme ve Diyet Uzmanı Hazal Çatırtan Çobanoğlu, enginarın sağlığımıza faydalarını ve baharın bu sağlık deposu sebzesinden kışın da faydalanabilmek için saklama koşullarını anlattı, önemli uyarılar ve önerilerde bulundu. Antioksidan içeriği (sinarin ve silimarin) ve safra salgısına katkısı ile karaciğerin temizlenmesinde ve toksinlerden arınmasında etkilidir. Bu etkisi ile karaciğer yağlanması tedavisinde de önemli bir yere sahiptir. Yapılan bazı çalışmalar; enginarın iyi huylu (HDL) kolesterolü yükseltmeye ve luteolin isimli antioksidan sayesinde kötü huylu (LDL) kolesterolün oluşumunu engellemeye fayda sağladığını gösteriyor. Enginar; içeriğinde yüksek miktarda fosfor, kalsiyum, demir, sodyum, potasyum, magnezyum, çinko, A, B1, B2, B6 ve C vitaminleri barındırıyor. Zengin mineral ve vitaminleriyle bağışıklığı güçlendiriyor. İçeriğindeki potasyum ve damar genişlemesini sağlayan enzimi aktive etme özelliği ile kan basıncını düşürmede ve dengelemede fayda sağlıyor. Diyet lifleri ve prebiyotik inülin açısından oldukça zengin bir besin olması nedeniyle bağırsak fonksiyonlarını düzenliyor, yararlı bakterilerin beslenmesini sağlayarak bağırsak florasını düzenlemeye yardımcı oluyor. Quercetin, silimarin, gallik asit gibi çok çeşitli antioksidanlar içeren enginar; bu özellikleri sayesinde düzenli tüketildiğinde vücudun kansere ve daha pek çok kronik hastalığa karşı korunmasına katkı sağlıyor. 100 gramının yaklaşık 50 kalori ve karbonhidrat içeriğinin de düşük olması nedeniyle kilo verme/koruma, sağlıklı beslenme sürecinde diyetlerin önemli bir parçasıdır.