Gastrik bypass nedir, nasıl uygulanır?
Tüp mide ameliyatından farklı olarak hem besin alımını kısıtlayan hem de bağırsak fonksiyonlarını değiştirip besin emilimini azaltan bariatrik cerrahi yöntemi “gastrik bypass” olarak adlandırılır.
Gastrik bypass operasyonu sırasında ilk önce midede küçük bir kese oluşturulur ve daha sonra oluşturulan kese doğrudan ince bağırsağa bağlanır. İki aşamada tamamlanan gastrik bypass ameliyatı sonrası hastalar yemek yediklerinde sindirdikleri yiyecekler ilk önce oluşturulan kese şeklinde küçük mideye gider ve sonra doğrudan ince bağırsağa ilerler.
Laparoskopik yani kapalı yöntemle yapılan gastrik bypass ameliyatı iki aşamadan oluşur. Karın bölgesinden açılan deliklerden özel cerrahi aletlerle gerçekleştirilen gastrik bypass sırasında ilk olarak küçük hacimli cep şeklinde yeni bir mide oluşturulur. Oluşturulan küçük mide ile midenin büyük kısmı birbirinden ayrılır ve midenin büyük kısmı vücuttan çıkarılmadan devre dışı bırakılır. Operasyonun ikinci aşamasında ise ince bağırsak kısaltılır.
Ortalama 50-75 cm kısaltılan ince bağırsak yemek borusuna bitişik oluşturulan yeni mideye bağlanır. Bağırsağın kesilen kısmı ise yaklaşık 70 cm ileriden yeniden bağırsakla birleştirilir. Yaklaşık 2 saatte tamamlanan gastrik bypass ameliyatı sonrası hastaların hem besin alımları kısıtlanmış hem de besin emilimleri azaltılmış olur.
Tüp mide ameliyatından farklı olarak gastrik bypass ameliyatı sırasında kesilen mide ve bağırsak kısımları vücut dışına çıkarılmaz.
Gastrik bypass ameliyatı avantajları ve dezavantajları nelerdir?
Gastrik bypass ameliyatı sayesinde mide küçültülerek hem besin alımı kısıtlanır hem de ince bağırsak kesildiği için besin emilimi (özellikle yağ ve şeker) azaltılır. Böylece kilo verme süreci hızlanır. Gastrik bypass sonrası mide küçültüldüğü için hastalar daha az yemelerine rağmen daha çabuk doymaya başlarlar. Başta şeker hastalığı olmak üzere fazla kiloya bağlı oluşabilen eklem rahatsızlıkları, uyku apnesi, yüksek tansiyon, yüksek kolesterol ve kalp hastalıkları riski azalır. Gastrik bypass sırasında oluşturulan yeni midenin bağırsağa bağlandığı nokta normale göre daha dar olduğu için hastalar daha uzun süre tokluk hissi yaşayabilirler.
Dezavantajlarında ise gastrik bypass olan kişilerin beslenme programlarına uymadıkları takdirde orta ve uzun vadede vitamin ve mineral eksikliği yaşayabilmeleri yer almaktadır. Mineral ve vitamin eksikliği kansızlık, saç dökülmesi, kas kitlesinde azalma gibi çeşitli sağlık sorunlarına yol açabilir. Gastrik bypass ameliyatı sonrası mide bulantısı, kabızlık ve çeşitli bağırsak sorunları yaşanabilir. Ameliyat bölgesinde fıtık oluşumu gözlenebilir. Hızlı yemek yendiği takdirde Dumping Sendromu görülebilir, çünkü bu operasyonda pilor kapakçıkları korunmaz. Gastrik bypass ameliyatı da kilo verilmesi ya da verilen kiloların geri alınmaması garantisi vermez. Doktor ve diyetisyen tavsiyelerine uyulması gerekir.
Gastrik bypass mı tüp mide mi nasıl tercih edilmeli?
Hastalarımız tarafından en sık sorulan sorulardan biridir; “Gastrik bypass ameliyatı mı olmalıyım yoksa Tüp mide ameliyatı mı?” Öncelikle şunu belirtmekte fayda var; hangi ameliyatı tercih edeceğiniz doktorunuz ile birlikte verilmesi gereken bir karardır. Elbette hekiminiz her iki ameliyatın artı ve eksilerini paylaşacak ve sizlerin tercih etmesine yardımcı olacaktır. Hangi ameliyat tekniğini seçeceğiniz genel olarak kilonuza, vücut yapınıza, genel sağlığınız ve vücut kitle endeksinize göre değişebilir. Tercihinizi gerçekleştirirken aşağıda sıralanan uygunluk durumlarınızı da bilmeniz gerekmektedir.
Tüp mide ameliyatı için uygun adaylar:
- VKİ değeri (vücut kitle indeksi) 40 ya da daha fazla olan obezite hastaları,
VKİ değeri 35 – 40 arasında olup da aynı anda şeker hastalığı, tansiyon hastalığı, kolesterol hastalığı ya da karaciğerinde yağlanma olan obezite hastaları