Sınavı sadece sınav anı olarak değerlendirmeyin
Sınavı sadece sınav anı olarak değerlendirmenin kişinin sınav süreci boyunca sergilediklerini minimalize etmesine yol açtığını kaydeden Gözde Ceylan; “Sınav; sınav öncesi ve hazırlık dönemi, sınav anı ve sınav sonrası dönem olarak birden fazla parça halinde değerlendirilmelidir. Sınav öncesi; sınav anına değin atlatılan sayısız sözlü, yazılı, ödev teslimi, ders saatinde elde edilen bilgi birikimi gibi birden fazla parçayı barındırmaktadır. Sınava hazırlık ise; hazırlanılan sadece sınava yönelik yapılan çalışmadır. Sınav anı; sınav öncesi ve hazırlık sürecinde elde edilen birikimin aktarıldığı zamandır. Sınav sonrası dönem ise; sınav anının ardından kişinin kendi sınavını nasıl değerlendirdiği, etraf tarafından kendi sınavının nasıl değerlendirildiğine dair inancını, diğer kişilerin sınavlarını nasıl değerlendirdiğini, tercih dönemini kapsamaktadır. Sınavı tek bir bütün olarak değerlendirmek, birden fazla parçaya verilen emeği göz ardı etmeye ya da minimalize etmeye (küçüksemeye) neden olmaktadır” diye konuştu.
Baş etme gücünüz kaygılarınızdan büyük
Kişilerin, duydukları kaygı yükseldikçe, kaygı duydukları durum üzerindeki tehlike algısının baş etme güçlerinden daha büyük olduğuna dair inanç geliştirdiğine dikkat çeken Gözde Ceylan, “Bu noktadan çıkışla kişi; baş etme gücünü küçümsemekte/yetersiz bulmakta ve durum ile orantısız bir kaygı yaşamaktadır. Durum ile orantısız yaşanan kaygı ise bilginin yansıtılması noktasında sorunlara neden olmaktadır” dedi.