Geçtiğimiz ekim ayında Gonca Vuslateri'den güzel haber gelmiş ve Hamileyim diyerek bebek beklediğini açıklamıştı. 37 yaşındaki oyuncu Evet, hamileyim. Bilinmesi için erken bir dönem. İşe gidip geliyorum, ortamım sakin. Kadın olduğum için doğurma özelliğim var zaten. Öncelikle şaşkınlığa son vereyim. Yani bu genelde olabiliyor demişti. Anne olmak için gün sayan Gonca Vuslateri, son olarak geçtiğimiz ay katıldığı bir etkinlikte gazetecilerle bir araya gelmişti. Hamilelik süreciyle ilgili konuşan oyuncu, dünyaya gelecek olan kızı ile duygusal bağ kurduğunu söyleyip; “Karnıma böyle çiçekler, böcekler çizmeye başladım. Müzik dinletmeler falan… Sektörde benim yaşımda birçok arkadaşım doğurdu, onlar hep tepemdeler, daraldığım zaman hemen onlara telefon açarım. Konuşacağım çok arkadaşım var o yüzden rahatım” ifadelerini kullanmıştı.. Hamileliğin kendisi için sürpriz değil, hediye olduğunu anlatan Gonca Vuslateri, 13 kilo aldığını sözlerine ekleyip şöyle devam etti: Hediye oldu bana. Bir çocuk olunca hani ‘Hay aksi diyen’ bir yapım yoktur çocuk haberine. Bir evlilik düşüncemiz vardı, şimdi süreç hızlanmak zorunda kaldı, ben çok panik geçirdim. Artık yüzdük kıyısına geldik, sonunda ülkemi ikna ettim. ‘Tamam be doğur, ondan sonra evlen’ şeklinde. En çok doktorumla ve eşimle zaman geçiriyorum. Her şey yolunda ve keyifli. Devlet memuru olan sevgilisinin kimliğini açıklamayan oyuncu, konuyla ilgili soru üzerine “Zamanı var. Zamanla yavaş yavaş tanıyacağız yani. Beraber oluruz düğünde artık” demekle yetinmişti. İlk bebeğini kucağına almak için gün sayan oyuncu, aylardır yüzünü sır gibi sakladığı sevgilisiyle geçtiğimiz ay nikah masasına oturdu. Beşiktaş Evlendirme Dairesi'nde nikah masasına oturan Gonca Vuslateri, Instagram hesabından sevgilisiyle ilk karesini yayınlayarak şunları yazmıştı: Evet. Memlekette büyük bir sorundu bu biliyorsunuz. Herkes için değil elbet. Onlar tüm süreci benimle yaşayan canım ciğerlerim. Dostu, düşmanı gördüğümüz çok şükür bir kıymetli sürecin daha sonuna geldik. Başka gündemi olamayan herkes için biraz yaralara su serptiyse ne mutlu. En çok kadınların, sakın karıştırılmasın 'kadınların' linç yağmuruna tuttuğu şu merama şifa olabildiysem ne mutlu. Biz zaten evliydik. Çocuğumuz için bunu resmileştirdik. Ben zar zor yürüyerek karnım burnumda bir şekilde bu işi de hallettik. Parti is over yani. Sessizce dağılabiliriz. Başka gündemlerde görüşmek üzere. Ve benim biricik Monem, sana aşık olduğumu anladığım anı hatırlıyorum da. Bir gece yarısı felaket tartışmışız, yer gök inliyor. Hızlı hızlı yürüyordum kaldırımda. Kendiliğinden yavaşlayıp, yorulduğunda bedenim, olduğum yerde kalakalmıştım. Kendimi aşka direnirken bulmuştum. Beynimin içinde öğretilenlerden koca bir balon.. 'Aşk diye bir şey yok' sesi. Kimseyle ömür boyu yaşamak ve yaşlanmak istememek hepsi. Birbirimizin hislerine teslim oluşumuzun ve hayat hikayemizin merakla nereye akacağını izlemeye koyulduğumuz resmi olarak ilk gün, bir iki haftaya ilk yıl. İyi ki o akşam buluşup dertleştik Derya Şensoy, Celal Can Algül. İyi ki yan masaya dostlarınız geldi ve birleşti masalar. İyi ki sohbete doyum olmadı ve başım Levent'in omuzuna düştü. Darısı sevenlerin başına. Diyeyim bari. O zaman dans. Dün ise ilişkilerinin birinci yıldönümüydü. Oyuncu eşi ile dudak dudağa fotoğrafını paylaştı. Altına da şunları yazdı: “Vay be ne aşk, ne kavga, ne kıyamamak, ne sarılmak, ne büyük bağ... ‘İyi ki karşılaştık’ demeyi, ‘sonsuza kadar’ demeye tercih edecek, ne doğru karar verdiğimizi bize ispat eden minik bir can. Hep böyle kal, hep cana yakın.”