Türk Sanat Müziği'nin usta ismi Gönül Yazar, GÜNAYDIN'a çok özel açıklamalarda bulundu. Film gibi bir hayat yaşadım diyen Yazar, sağlık durumu hakkında da açıklamalar yaptı. İşte Yazar'ın açıklamalarından satır başları... Yapayalnızım. Geceleri yalnızlıktan ağlıyorum. Ama hayat bu. Annem, babam ve ablam öldü. Kızım var ama o da Bodrum'da yaşıyor. Zaten kızım anneci bir çocuk da değil. Arkadaşlarına daha çok düşkün, onlarla mutlu oluyor. Babamın ikinci evliliğinden iki tane erkek kardeşim var. Onlar ve çocukları benimle ilgileniyor. Sık sık görüşüyoruz. On sene boyunca kızım ikinci eşi ile evli olduğu sürece hep ağladım. Çünkü Amerika'daydı o zaman ve eşini sevmiyordum, eşi de beni sevmiyordu. Kızım çalışıyordu, damat çalışmıyordu. Eve kızım bakıyordu. Bu durum karşısında benim ne hissettiğimi anne olanlar anlar. Damatla aramızdaki bu durumdan dolayı kızım beni Anneler Gününde bile bir kez aramadı. Çok ağladım o süreçte. Şimdi Allah'a hep dua ediyorum: Allah'ım aklımı başımdan alma. Beni kimseye muhtaç etme, çocuğuma bile. Çünkü on sene anneler günüm bile kutlanmadı. Zorluk yaşadım tabii. Çocuğumu gidip İsviçre'de doğurmak zorunda kaldım. Kimseyi üzmek istemedim. Eşi Belma Hanım'a saygımdan bunu yaptım. Gözüne hiç gözükmedim yani... Hem eşinin çocuğunu taşıyıp hem de onunla aynı kuaföre, aynı mekanlara gidebilecek biri değilim. Ben başından beri Belma Hanım'a büyük saygı duydum. Kızımın bir annesi bensem diğer annesi de o... Benim ona olan saygımdan dolayı Belma Hanım beni çok sever. Erol çok istedi çocuğumuzun olmasını. Bizim bir parçamız olsun diyordu. Evli de olmasına rağmen bir buçuk yıl boyunca hep kızımız olsun diyordu. Tedavi de gördüm ama olmuyordu bir türlü. Çok adaklar adadım, doktorlara gittim sonunda kızımız oldu. Hamileliğim de zor geçti. Sanatçı Gülsüm Kamu da yanımdaydı hep bu süreçte. Erol benim yalnız kalmamı istemiyordu, maddi olarak ne gerekiyorsa yaptı. İsviçre'de 5. ayımdan sonra doğuma kadar hastanede yattım. Doğumum bile çok zor oldu. Kızımın hayati tehlikesi oldu, normal doğum yapacakken sezaryen yapmak zorunda kaldım. Film gibi bir hayat yaşadım desem yeridir yani... Hep onurlu bir hayat yaşadım, benim için çok önemli bu. Talk şovcular, beni görür görmez parmaklarını kaldırıp Kaç koca aldın, kaç yaşındasın? diye soruyordu. Flört etmek yerine evlenmeyi tercih ettim. Bazı kadınlar gibi otel odalarında cebime dolarları doldurup dönmedim. Eskiden televizyon programlarına katılıyordum, ama sonra eve gelip ağlıyordum. Bir daha bunu yaşamamak için telefon numaramı değiştirdim. Şimdi kafam rahat. Kim bilir içinde neler yaşadı ama bize belli etmedi. Benim hem Belma Hanım'ın Polenezköy'deki evinde hem de Göcek'teki adada bile odam var. O kadar kıymet verir bana. Kızım Yasemin'i ona götürdüğümde çok güzel karşıladı beni. Hatta o zaman evlilik hazırlığı yaptığım Vural Öger de yanımdaydı, ona bile çok iyi davranmıştı. Belma Hanım gerçekten çok iyi kalpli bir kadın. Bir keresinde ona gittiğimde evi çok kalabalıktı, ben de o kalabalık içinde boynum bükük şekilde oturuyordum. Yanıma gelip Niye boynunu büküyorsun? Ben biliyorum neden böyle yaptığını ama bükme boynunu. Bu da bizim kaderimizmiş dedi. Beni bir kere bile ezmedi. Erol ile beraberliğimiz sırasında bir kere bile bana kötü söz söylemedi, kapıma dayanmadı. Ben Belma Hanım'ın yerinde olsam kıyameti koparırdım, ortalığı yıkardım. Asla onun gibi anlayışlı davranmazdım. Yaşımla ilgili bir sürü haber çıkıyor. Hatta 88 yaşında olduğumu yazan bile var. Ayıp yahu, ben 88 yaşında değilim. Yüzümde estetik yok. Artık herkes orasını burasını estetik yaptırıyor, yapmayanı dövüyorlar hatta. Buna rağmen hâlâ kaç yaşında olduğum konuşuluyor, pes yani... Kasım ayında yerdeki halının kayması sonucu duvara çarptım. Duvarın sivri tarafına denk geldiğim için bir gün sonra gözlerim mosmor uyandım. Olaydan bir süre sonra da sol gözüm bulanık görmeye başladı. Sonra da hiç görmemeye başladım. Resmen kör oldum. Özel bir hastaneye gittim. Operasyon geçirdim. Sol gözüme üç tane akıllı lens takıldı. Doktorumun tavsiyesi üzerine diğer gözüme de üç tane akıllı lens konuldu. Bir gün sonra gözümdeki bant açılınca sevinçten Görüyorum diye bağırdım. Şimdi eskisinden çok daha iyi görüyorum, şükürler olsun. Sağlığım genel olarak çok iyi. Ama bir ev kazası daha geçirdim. Doğum günümün sabahı banyoda düşüp kaburgamı da kırdım. Onu da atlattım şükür. Yalnız yaşamanın zorlukları bunlar.